Fütursuzluk ve futuralizm

Türkçe alanındaki yenilikçi akımlar sözcük türetmekten ziyade kelime tüketmeyi hedeflediği için derdimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Başlıkta kullandığım fütur kelimesinin Türk Dil Kurumu sözlüğündeki karşılığı yetersiz. TDK (tdk.gov.tr), “bezginlik, umutsuzluk, usanç” karşılıklarını vermiş. Fütursuz’un karşılığı olarak da “çekinmez, umursamaz” uygun bulunmuş. Olumsuzluk ekiyle bir kelime böyle değişir mi?
Son yıllarda düşünce kuruluşu, strateji merkezi vs.. adları ile devlet kurumlarında, özel sektörde ve sivil toplum kuruluşlarında onlarca birim kuruldu. Bunların ne yapacakları ise net olarak tanımlanmıyor. Hemen hepsi eski “araştırma, planlama ve koordinasyon - APK” birimlerinin uzantısı gibi çalışıyor. Oysa düşünce kuruluşlarının sorunların tespiti, teşhisi ve çözüm yöntemlerinin belirlenmesinin yanısıra geleceğe yönelik tahlil (analiz) ve risk-fırsat araştırmalarını da çalışması gerekmektedir.
Kürtlerin ifade hürriyeti ve terör sorununun çözümünde taraflar kimlerdir? Tarafların görüşmelerde mutabık kaldıkları bir yöntem belirlenmiş midir? Tarafların temsil iddiasında bulundukları toplum nezdinde saygınlıkları var mıdır? Devletin ve terör örgütünün paydaşları belli midir? Tarafların ardında hangi devlet veya uluslararası örgütler bulunmaktadır? Çözümle ilgili tezleri ve kırmızı çizgileri nelerdir? Süreçten rahatsızlık duyan kesimlerin görüşleri istenmiş midir? Süreci provoke etmek isteyen güçlere karşı tedbir alınmış mıdır? Buraya kadar sıraladıklarımız konuya kafa yoran herkes tarafından bir şekilde cevaplandırılabilir. Ancak bu sorular çözüm için yetersizdir.
Gerçek anlamda bir strateji merkezi atılacak her adımdan sonra birden fazla olası gelişmeyi göz önünde bulundurur. Orta yaşlı stratejistlerin kullandıkları deyimlerle ifade edersek içerideki ve dışarıdaki bütün taraf ve paydaşların muhtemel harekat tarzları tespit edilmelidir. Her hamlenin de yararları ve sakıncaları (fayda ve mahzurları) belirlenmelidir. Yani siz bir adım attığınızda karşı taraftan kaç farklı hamle gelebileceğini öngörebilmeli ve bunlara mukabil hangi karşılıkları vereceğinizi önceden ortaya koymalısınız. Siyaset, ekonomi ve güvenlik konularında yukarıdaki hususları planlamayanların uzun boylu başarılar elde etmesi mümkün değildir. Ortam, şartlar, tesadüfler size geçici üstünlükler sağlayabilir fakat başarı maraton koşusu, bayrak yarışı gibidir. İlk turu döndükten sonra nefesiniz kesilirse o güne kadar kazandığınız başarılar dahi tersine döner, üstünüze yıkılır ve altında kalırsınız. Kaldı ki planlama safhasından sonra uygulama aşamasındaki olası durumların her biri ve bu durumlara karşı atılabilecek adımlar tek tek araştırılmalıdır. Örnek üzerinden gidersek, çözüm sonrasında Irak’ın kuzeyine gönderilecek teröristler burada gözetim altında tutulabilecek midir? PKK, Suriye’de otonom bölge kurarsa ne yapacaksınız? Avrupalı dostlarımız, PKK’nın yerine DHKC örgütünü mü hazırlamaktadır?
Amerika ve Avrupa merkezli strateji kurumlarının Türkiye’nin geleceğine yönelik gerçekleştirdikleri beyin fırtınalarında tartışılan konuların bilim adamlarımız tarafından dahi şaşkınlıkla karşılanması beni hayrete düşürüyor. Mesela Hudson Institute’deki bir beyin fırtınasında Türkiye’de yaşanacak gelişmeler masaya yatırılırsa, konuşulan öngörülerin biri doğal olarak büyük ihtimalle tutacaktır. Öyleyse bunu büyütmenin ve bakın bize yönelik şöyle planlar yapılıyor diye veryansın etmenin tutarlı bir yönü var mıdır? Bana göre böyle bir durumda en fazla eleştirilecek olan bizim stratejistlerimizin niçin böyle toplantılar düzenlemediği ve raporlar hazırlamadığıdır. Süper güçler kafalarına göre tez üretip bizim tansiyonumuzu ölçmek ve perdeledikleri asıl komploları test etmek isteyebilirler. Peki, futuralistlerin (gelecek bilimcilerin), “Medeniyetler Çatışması”, “Tarihin Sonu” gibi tezlerine karşılık biz hangi tedbirleri alıyoruz? Bizimkiler maalesef futuralizmden uzak duruyor. Yöneticilerimiz “kervan yolda düzülür” diyerek en hayati açılım projelerine dahi yola koyulduktan sonra ad vermeye kalkışıyor. Fakat bu fütursuzluk herkese pahalıya mal olabilir!

Yazarın Diğer Yazıları