"Galatasaray: 2 Erdoğan: 0"

Bu mesajın Meral Akşener tarafından atıldığını tam doğrulamış değilim. Ancak, Cim-Bom'un Başakşehir'le oynayacağı maç öncesi, konuyla ilgili olaylara tanık oldum. İstanbul ilçe kongrelerine devam eden Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başakşehir konuşması. İlçe taraftarına amigoluk yaptı. "Maça gidip takımınızı destekleyin" şeklindeki sözlerini "basiret bağlanması" olarak değerlendirebilirim. Bu işi bilinçli olarak yaptıysa; "Galatasaray 2 Erdoğan 0"ı hakketti. Gerçekten mesajı Meral Bacı attı, diyebilirim. Tabelada İYİ PARTİ tarafına yazılması uygun düştü.

Önceki akşamdan bu yana tüm futbol sever ve politika tutkunları bu esprinin iyi oturduğu konusunda hemfikir. Eğer görüntülü benzetme istenirse; "Sarı-Kırmızılı futbolcu Mariano'nun muhteşem golüne benzetebilirim." Hiç kızmaca, darılmaca kızmaca yok. Hakikat bu.

Takımı çok

Bütün gayretlere rağmen -Beşiktaş ve Fenerbahçe'den takviyeler dahil- Başakşehir'in bozbaykuşlarının sayısı bir türlü 2 bini deviremedi. Bakalım Erdoğan'ın gazı ne kadar faydalı olacak. Kaldı ki, Ak Parti Genel Başkanı'nın çok fazla takımı oluştu, liste uzadı:

Camialtı, İETT, Erokspor, Kasımpaşa, Rizespor, Fenerbahçe buna şimdi de Başakşehir'i ekleyebiliriz. Bunların çoğuna lafım yok. Rizespor, tabii Başakşehir de hariç hepsine karşı forma giydim. Yazlık maçlarda şimdi 3. Lig'e yükselen Erokspor'da bile oynadım. Zamanında Kasımpaşa hattında pek çok futbol kulübü vardı. Mesela, Ömer Hayyam ve Dolapdere gibi.

Daha fazla dağıtmadan ana konuya döneyim. Erdoğan'ın ilçe kongresindeki konuşması devam ederken, inanılmaz sayıda mesaj aldım. En başta da iyi Galatasaraylı Hüseyin Movit'ten. Adı geçen maç başlamadan, hepsi Erdoğan'a kızgınlıklarını ifade ettiler. İlginç taraf bazı Fenerbahçe ve Beşiktaşlıların da kınamalara katılmasıydı.

Cumhurbaşkanı şapkası

Gelelim Erdoğan'a. Konuşmalarını özel bir ekibin hazırladığını biliyoruz. Eğer -protestoluk bölüm doğaçlama değilse- bunların işi. Cumhurbaşkanının unutmaması gereken birleştirici olması. Ayrıştırıcı değil. Hele konu futbol ise, bazı şeyleri söylememeli. Hedefi seçim sandığı olduğuna göre, ayağını frende tutması şart.

Türkiye'de aynı başlığı taşıyan pek çok yazı hatta kitap yayınlandı. Bu isim "Futbol Bizim Dünyamız". Demek ki tribünleri-taraftarı kızdırmak kimseye yarar sağlamaz. Sadece zararını görürler. Hele karşıya alınanlar 30 milyon kişiyse...

***

Sahadaki babalar

Emre Belözoğlu'na bir şey söylemek istemiyorum. "Basın tribününe talimat vermesi" ne kadar iflah edilemez vaka olduğunun son örneği. Bu defa yanına Arda Turan'ı da almıştı. Buldular tecrübesiz hakemi, bir dövmedikleri kaldı. Yanlarında sadece Volkan Demirel eksikti. Sonra da çıkıp söyleniyorlar; "Haksızlık yapılıyor".

Erman Toroğlu'nun dediği gibi; "Saha dışında iyi çocuklarmış. Ne yapayım senin saha dışındaki halini." Toroğlu'nun unuttuğunu ben hatırlatayım. Emre'nin stat dışında da epey vukuatı var. Medyaya da yansıyanlardan birini hemen yazayım. Park yerinde çıldırttığı galeri sahibi şöyle bağırmıştı; "Dua et, şartlı tahliyeliyim". Arda Turan, herkesin gözü önünde Bilal Meşe'ye küfür edip gırtlağını sıkmadı mı? Volkan Demirel'in bir başka gazeteciyi "Seni yatağından aldırırım" diye tehdit edişini de listeye ekleyin.

Türk futbolu ne zaman düzlüğe çıkar biliyor musunuz? Babalarından kurtulduğu zaman!

***

Ekrandan sipariş hattı

Mustafa Keser, son dönemin en çok şimşek çekenlerinden. Bir türlü ağzına fermuar taktırmıyor. Bu yüzden kızanları artmakta. Aslında kötü biri değil. Kendisini eleştirenlere son programıyla cevap verdi. TRT Müzik'te Atatürk fotoğraflarıyla donattığı bir program yaptı. Özellikle Ata'nın sevdiği şarkıları söyledi. Atatürk'ün adının geçtiği her cümlede, yükselen tezahürat, birilerine mesaj olmalı. Gazi'nin sevgisini kimsenin söküp atması mümkün değildir.

Canlı yayının ismi "Ustadan İstekler" ama, bir de yazılmayan yanı var; "Ustanın istekleri". Keser, internetten sipariş listesi gibi çalışıyor. "Antep fıstıkları geldi" diyor. Silivri'deki kasabından eti yağsız istiyor. Kayserili avukatına pastırma siparişi veriyor. Manisa'dan arayanı bile "Mesir Macunu"na bağladı. En çok güldüğüm ise ortopedist yeğeninden "daralan leğen kemiklerine çözüm" talep etmesiydi.

Başkası kazara terzisinin adını söylese. RTÜK hemen cezayı yapıştırır. Mustafa Keser'in herhalde torpili var. Ya da, ganimet paylaşılıyor..

Yazarın Diğer Yazıları