"Gastee, gastee" diye bağıran çocuklardan...

Gazete denince, çocukluğum aklıma gelir. Babamın devletteki görevi nedeniyle epey memleket turu attık. Pek çok kentte yaşama imkanım oldu. Ulaşım için iki tercihimiz vardı; ya otobüs ya tren. İhtiyaç molalarında yöre meyveleri ilgimi çekerdi. Benim asıl ilgi alanım yollarda araçların peşinde koşan çocuklardı. Bir yandan da "gastee, gastee" bağırmaları... Annem bu seyahatlerin kazandırdığı tecrübe ile, yanına mutlaka bir kaç fazla gazete alırdı. Bekleşen küçükleri fark ettiği an bir tanesini muavinin eline tutuştururdu. Bir yandan da sıkıca tembihler; "Aman arkadan gelen araç varsa sakın atma. Ezilebilirler." Bazen, gazetenin birkaç parçaya ayrıldığını görürdük. Bu, kapma mücadelesinin doğal sonucuydu. Kimi zaman gazete yetmezdi. Annem hayıflanırdı; "Keşke daha fazla alsaydım".

...

Zaman bizim yaştakilere çok çabuk geçiyor. Dağıtım kamyonlarının 3-4 günde ulaştığı dönemden, ışık hızı yıllarına geldik. Amma ekonominin kartelleri artık basında da var. Bunun sonucu, medyanın hedefi değişti. Artık gazeteler ya "ihale almak" ya da "nemalanmak" için çıkar oldu. Amiyane tabirle "borazanlar çoğaldı". 2017'de bu "vuvuzelalar"ın -Güney Afrika'da yapılan futbol şampiyonasının sembolü borular- sayısı hayli fazlalaştı. İlanları da bunlar alıyor. Birilerinin tercihi de hep onlardan yana.

...

Siz ısrarla doğrulardan bahsediyorsunuz. Millî değerleri savunuyorsunuz, aldırmıyorlar. Vatan, millet, bayrak, din ve dil birliğinden yana içerikle çıkıyorsunuz daha fazla güçlük çekiyorsunuz. Koca holdingler milyar dolarlık bütçelerinden size bir tane ilan vermiyor. Neden? "Yanlı değilsiniz" de ondan. Çünkü, "Yanlışa yanlış diyorsunuz". Yahu bütün girdiler dövizle. O da uçtu. "Bunların hali ne olacak?" diye soran yok.

...

Geriye tek dayanak olarak sadık okurlarımız kalmakta. Onların durumu da ortada. Enflasyon almış başını gidiyor. Bu yüzden fiyat artırmayı düşünmedik. Dar gelirliyi üzmeyelim istedik. Geriye, biraz daha imkânı olanlara seslenmek kaldı. Olanağınız varsa, lütfen 2 YENİÇAĞ alın. Diğerini tanıdığınız birine hediye edersiniz. Bunu yapın ki, YENİÇAĞ  gibi misyon gazetesi nefes alsın.

Bakın "gastee, gastee" diye bağıran çocuklardan nerelere geldim. Üstelik, ben de gazeteciyim. Tüm değerli okurlarıma sevgi ve saygılarımı tekrarlıyorum. Unutmasınlar, her şey bu ülke için. Birlikten ise kuvvet doğar.

***

Bir vefalı kardeşim

Bu meslekte sayısız insan tanıdım. Kimileri menfaat kollayan, sizden çıkarları varsa etrafınızda pervane olan, işleri bitti mi tanımazlar. Bazıları ise "adam gibi adam" sınıfındandır. Çok şükür bunların sayısı diğerlerinden hayli fazla. Kara gün dostu Orhan Ayhan büyüğüm, Taha Akyol ve Ömer Üründül vefa listemin en tepesinde yer alır. Size bugün bir başka kardeşim Mehmet Özkaya'dan söz etmek istiyorum. TRT İstanbul Radyosu sanatçısı Özkaya, çok önemli bir aile etkinliğimde beni mutlu etmişti. O günkü şartları -trafik en başta- hatırladıkça minnet duygum daha da artıyor. Mehmet, halen görevi dışında beş ayrı koroyu çalıştırıyor. Hem de parasız. Özkaya, "Senfonik Türk Müziği Konseri" ve "Çağdaş Müzik Orkestrası Konseri" adlı albümleriyle büyük beğeni topladı. Ödüller aldı. Müzikal yolculuğuna şimdi "Aşk Mevsimi" isimli CD'siyle devam ediyor. Albümde kendi bestelerinin yanı sıra Azeri şarkılar da var. Çıkış bestesi olan "Gönlü Güvercinli Kadın"ın sözleri Tekin Gönenç'e ait. İlk klip bu şarkıya çekildi. Tüm çalışma için "Pop Sanat Müziği" demek uygunu. Odeon etiketiyle dillerden düşmeyecek yeni şarkılar kazandırıldığı inancındayım.

***

İÇİMİZ KARARDI: Tarafsız Bölge yine iki bölümlüydü. Ak Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ın basmakalıp tekrarlarını yazmayacağım. CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu'yu dinlerken ise şaşkına döndüm. "Döviz yok", "İthalat durdu" ile başladı. "Hazine garantili ihaleler ülkeyi batıracak"la devam etti. "TAV bile Fransızlara satıldı" deyip, yolsuzluk iddialarını ekledi. Anlayacağınız zaten bozuk olan moralimi yerlebir etti.

...

TRT Müzik'teki nostalji programlarından biri Assolist. Siyah-beyaz yıllardan kalma görüntüler eşliğinde önemli isimleri tekrar izliyoruz. Bu defa TSM'nin büyük sanatçısı Nesrin Sipahi vardı. Müthiş sesini yeniden duymakla mutlu oldum. Hanımefendi marş yapacak kadar Fenerbahçe taraftarı. Eşi Aldemir Sipahi ise iyi Beşiktaşlı. Çengelköy Söğütlü Yalı'daki o güzel sohbetlerimizi hatırladım.

 

Yazarın Diğer Yazıları