Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

Gavurdan duyarlılık bekleme riyakarlığı

Lokmaların boğazlarda düğümlendiği bir ‘bayrama’ daha erişebildik çok şükür.
En şatafatlısından en mütevazısına kadar sofralarda ‘ağız tadı’olmadığı muhakkak. 
Kendi kendimizi kandırıyoruz ‘kahır yüklü’ kelimelere bir takım ‘yalancı asaletler’ yüklemeye kalkışırken. 
‘Dava’, ‘vicdan’, ‘huzur’, ‘mutluluk’, ‘paylaşım’, ‘hoşgörü’, ‘kardeşlik’bini bir para etmeyen ‘riyakar kavramlar’ olarak karşımızda salınıp duruyor. 
Kimsenin kimseye ‘inancı’, ‘güveni’, ‘merhameti’, ‘sabrı’ kalmadığı gibi, herkes ‘günü kurtarmanın’, ‘ateşin yalımlarından uzak kalmanın’telaşı içerisinde. 
Ama böbürlenmelerimiz, enaniyet gösterilerimiz, ‘her şeyin’ üstesinden geleceğini sanan ‘egomuz’ pupa yelken yol alıyor. 
Yazık, ‘çok şeyler yüklediğimiz’ kavramlar birer birer ‘sabun köpüğü’ gibi gözlerimizin önünde uçuşup, sonra patlıyor. 
Patlayan her baloncuğun yerine alelacele yenilerini ikame etmeye çalışıyoruz: 
İstisnasız hepsi kendimizi kandırmanın, ‘zaman kazanma’ telaşının, ‘suçüstü yakalanma’ ihtimalinin adeta koruyucu maskeleri durumunda.
‘Samimiyet’ yok ki söz konusu kavramların birinde olsun ittifak edebilelim.

***

Çocuk cesetleri sökün ediyor ekranlara Kerkük’ten, Gazze’den, Doğu Türkistan’dan, Halep’ten. 
Diyanetin başındaki reisin de buyurduğu üzere Müslüman ‘Müslüman’ı’ kırıyor. 
Öbür ‘reis’, yaptığı hataların bu kan gölündeki ‘payını’ hiç hesaba katmadan, yeni makamlar yeni şatafatlı gelecek tasarımları için debelenip duruyor. 
Reis-i cumhurluğu nasıl bir şekle sokar da, ‘hakimiyet’ sahasını genişletir, bütün toplumun üzerinde bir ‘güç denemesine’ girişir onun hesabında. 
Suriye’ye attığı parmak, Irak’a soktuğu çomak, Mısır’da, Tunus’ta, Libya’da Filistin’de yüzüstü bıraktığı zavallı insanlar umurunda bile değil. 
Daha düne kadar başta Tahrir Meydanı olmak üzere sözüm ona hazret için insanlar adeta  “kurtarıcı”  gözüyle bakıyordu.
Fos çıkınca kurtarıcılık sihrini yalnızca ‘kendi geleceği’ için kullanma zamanı geldi. 
 “Hot-zot”  ederek ‘sümenaltına’ sürmeye çalıştığı soruşturmalar adam boyunu geçti.
Devlet erkinin nasıl bir ‘menfaat çarkına’ dönüştürüldüğü ortada; ‘zirveden zemine’ doğru oluşturulan ‘paylaşım ağını’ artık bilmeyen kalmadı. 
Bu durumda çocuğun Kerküklü ya da Gazzeli olmasının bir tek anlamı var: 
Kitleleri biraz daha oyalamak.

***

Bu çelişkili duruma kendi ifadeleriyle senelerdir  “Krizi fırsata çevirmek”  diyorlar; daha açık bir söylemle ‘fırsatı ganimet’ biliyorlar. 
Ülkede olan bitenin irdelenmemesi, yargıya taşınmaması için gözler ya Suriye’ye, ya Gazze’ye çevrilmeli. 
Bu süreçte ‘halının altına’ süpürülmekte olan alengirli işler kimin umurunda. 
Öyle ya canlar yanıyor, insanlar ölüyor; ‘üçün beşin’ hesabı insanlığa sığar mı?. 
Türkiye pürdikkat etrafımızı saran ateş çemberinde olup biteni ‘endişe’ ile izliyor. Dünya kör, dünya sağır, dünya dilsiz. 
Aslında dünya tam da ‘bu tablonun üzerine kurulu’ bir çıkar ilişkisinden besleniyor. Dolayısıyla elin Amerikalısına, İngilizine, Fransızına, Almanına, Rusuna ya da Çinlisine neden bu acılara ‘duyarsız kaldıklarını’ sormanın anlamı var mı?
İyi de bunlar değil miydi dünyanın artık bir ‘küresel köye’ dönüştüğünü, ‘milli sermayenin’ masal olduğunu, devletin ‘fabrika işletmeyeceğini’ ileri sürenler. 
Yani bir manada o küresel güce ‘gönüllü’ olarak eklemlenen ve dahi vatandaşı da o düzenin ‘kölesi’yapmaya can atan bunlar değil miydi? 
Kimden ne hassasiyeti bekliyorlar?

***

Siz bakmayın öyle ‘gazoz içmemeye’ yemin ederek ‘İsrail’e karşı cihad açtıklarını’ zanneden ‘ikiyüzlü’ zavallılara.
İş ‘temelinde’ çökmüş azizim. 
Dikilin bir caminin kapısına ve içeriden çıkanların o ‘çaresizlik’ içerisinde kaldırım taşlarına yayılmış olan ‘Suriyeli çocuklara’ karşı tavrına bakın. 
Bırakın diğer kesimleri, cami cemaatini bir gözleyin o çocuklara nasıl bakıyorlar?
Sadece bunu yapın, ‘filmin nasıl koptuğunu’ bizzat göreceksiniz.

Yazarın Diğer Yazıları