"Gazi"nin iki yüzü

Cumhurbaşkanımızın dünkü konuşmasını kaynak alarak yazıyorum:

 "Saray"da gazi;

-              Kamuda "öncelikli" istihdam ediliyor...

-              Ücretsiz seyahat edebiliyor...

-              Çocukları, ayrılan kontenjanla özel okullarda okuyabiliyor...

-              Kredi ve burslardan öncelikli yararlanabiliyor...

-              İlaç, protez ve diğer tedavilerinden ek ödeme alınmıyor...

"Hak ve imkan" bolluğu içinde...

***

Şahit olduklarımdan gördüğüm, şahit olanlardan duyduğuma dayanarak yazıyorum:

"Sokak"ta gazi;

-              Vatan uğruna bir bacağını, iki kolunu, bir gözünü kaybediyor... Kolları olmadığı için kart basamadığı belediye otobüsünün şoföründen "Benim için mi gazi oldun şerefsiz! Allah görmüş de o eli almış" hakareti işitiyor!

-              Belediye otobüsünün kapısında, şoförün "beleşçiler geldi" karşılamasıyla, rencide ediliyor!

-              Belediye otobüsüne biniyor "kartın geçmiyor" denilerek yağmurlu havada otobüsten indiriliyor!

-              Mayın patlaması sonucu yaralanıyor, tedavisi hastane safhasından sonra evde devam ediyor; iğnelerini olacak... Babası en yakın sağlık ocağına götürüyor, ne doktor, ne hemşire, evrağı eksik diye hiçbiri iğnesini yapmıyor; yaralı haliyle karga tulumba gönderiyor!

-              Terör saldırısında bir bacağını kaybediyor, istihdam edildiği kamu kurumunda işe 15 dakika gecikti diye tuvalet temizlettiriliyor! Protez bacağıyla evi soyuluyor!

-              Mal, mülk hak getire serveti madalyaları, rozetleri; onlara bile göz diken, çalabilen çıkıyor!

-              Onurlarına tören düzenleniyor... Hava yağmurlu... Valisinden Belediye Başkanına bütün protokole şemsiye tutuluyor, bir tek o açıkta bırakılıyor, sırılsıklam oluyor, kimse umursamıyor!

-              Onuruna yemek veriliyor; açık büfe! Yine Valiye, Belediye Başkanına, Komutanlara, Milletvekillerine özel hizmet; onların servisini garsonlar yapıyor. Gaziler ise tek kolla, tek bacakla açık büfe kuyruğuna giriyor, tabaklarını taşımaya çalışıyor!

-              Türkiye'nin en genç gazisi... Babası gözlerinin önünde şehit olmuş... Babasından çıkan kurşun ona saplanmış... 17 yaşında, 1.78 boyunda, 3 kilo fazlası var diye Harp Okulu'nun kapısından çevriliyor!

Protezine haciz gelen gazimiz var!

***

Bu arada...

Cumhurbaşkanı'nın dediğini yapıp "bu benim hakkım" diye direttiğinde de, ne "provokatör"lüğü kalıyor, ne "FETÖ'cülüğü", ne "o zaten CHP'li"liği...

***

Bizde böyleyken...

İsrail'i gaziler yönetiyor...

İran, gazi yoksa Meclis'ini açmıyor...

***

SORU-YORUM

Cumhurbaşkanı'nın dünkü Gaziler Günü konuşmasında "15 Temmuz Gazilerine" özel bir yer ayrılmıştı yine. Bu "özel ayrım" konuşma metinleriyle kısıtlı değil; 15 Temmuz'da yaralananlar sakatlık şartı olmadan gazi olabilirken, terörle mücadelede yaralananlar sakat kalmadıkları sürece gazi sayılmıyorlar -PKK'yla mücadele bir devletle savaş olmadığı için-. Bu defa ben değil, gazilerimiz soruyorlar:

15 Temmuz'da "bir devletle" mi savaşıldı?

***

Dimyat'a ittifaka giderken...

Yerel seçimde ittifak garabeti konusunda en gerçekçi ve mantıklı açıklamayı İYİ Parti Genel Sekreteri Cihan Paçacı yapmış:

 "İttifakı seçmen kendi yöresinde yapıyor, genel merkezin ittifak görüşmesi yapması seçmen bazında sağlıklı sonuç vermez. Çünkü yerel seçimlerin dinamikleri çok farklı..."

Keza, dün Muharrem Sarıkaya da konuştuğu AKP'li yöneticilerin, "Adana, Mersin gibi büyükşehirlerde aday çıkarmamalarının söz konusu olamayacağını" söylediklerini yazdı.

Filmi biraz geriye sarın...

"Cumhur ittifakı"nın tabiri caizse "cicim günleri" sayılabilecek dönemde bile Adana'da, bizzat Cumhurbaşkanı, üstelik de mevcut MHP'li başkanın gözünün içine baka baka "Adana'yı istediğini" söylemedi mi?

Aynı şekilde Manisa'da, Binali Yıldırım başta olmak üzere şehre gelen AKP'li yöneticilerin ısrarla "Manisa'nın anahtarını" istemesi, mevcut MHP'li başkanı isyan ettirmedi mi?

Madalyonun bir de şu yüzü var:

Bu isimler zaten kendi bölgelerinde muhalif seçmenin doğal "ittifak"ıyla seçilen isimler; kaş yapayım derken, bu isimleri büyükşehir belediye başkanı yapan taban ittifaklarının, AKP'yle zinhar aynı zeminde buluşamayacak diğer bileşenleri küstürmeyin, Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan da olmayın da!

***

GÜNÜN SÖZÜ

Düşünme, itaat et diyenlere değil; düşün, sor, sorgula diyenlere kulak ver. Ali Şeriati

***

MADARA...

Sultan Maduro hadisesine dair de iki kelam etmemiş olmayalım:

Ne çektin be sosyalizm!

Yazarın Diğer Yazıları