GDO’lu ürünlere alışmamız istendi

GDO’lu ürünlere alışmamız istendi
BESD-BİR DER Başkanı Koca’nın ‘GDO gerçeği var ve buna alışılması gerekiyor’ açıklamasına yanıt veren GDO’ya Hayır Platformu “Bunun kabul ettirilme uğraşına karşı da mücadele var” dedi.

YENİÇAĞ/ Salim Yavaşoğlu

BEYPİLİÇ Genel Müdürü ve Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESDBİR DER) Başkanı Sait Koca’nın GDO’ya alışılması yönündeki açıklamasına “GDO’ya Hayır Platformu” tarafından cevap geldi. Koca’nın “Dünyada GDO gerçeği var ve buna alışılması gerekiyor. Üretimi sürekli artmakta olan GDO‘lu ürünlerin birçok artısı var; GDO’lu ürünler, bilinenin aksine sağlıklıürünler. Bu ürünlerde temel amaç fazla verim almak  ve dünyadaki açlığı bitirmek değil. Esas amaç sağlıklı ürünler elde etmek ve çevreye zarar veren tarım ilaçlarının kullanımını en aza indirmek” bölümlerine atıfta bulunan yanıtta, “GDO’lu mısır ve soyalar nasıl sağlıklı olabilir?” denildi. Açıklamada, dünyada GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) gerçeği olduğunun doğru olduğu kabul edilerek, “Ancak, bu gerçeğin dünyaya kabul ettirilme uğraşısına karşı daha da büyük mücadele vardır. BESD-BİR DER’in Başkanlığı görevini yürüten Sait Koca’nın GDO kabullenişi içerisine girmesi, kırmızı et fiyatlarından dolayı beyaz ete yönelen tüketicinin ne yediğini sorgulaması açısından önemli bir örnektir” denildi. 

İlaç kalıntı analizleri açıklansın 

Platform tarafından yapılan açıklamada BESDBİR DER İktisadi İşletmesi vasıtasıyla yapılan başvuru sonucu izinlendirilen GDO’lu 29 mısır ve soya çeşidinin 22’sinin hem yabancı ot ilaçlarına toleranslı hem de böceklere karşı toksin üreten çeşitler olduğu belirtildi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na ülkeye girişine izin verdiği GDO‘lu mısır ve soyalara yaptığı ilaç kalıntı analizlerini kamuoyuyla paylaşması yönünde çağrı yapan platform, “Durum böyle iken GDO’lu ürünlerin sağlıklı ürünler olduğuna ve birçok artısı bulunduğuna inanmak, çok büyük bir iyi niyettenbaşka bir  şey olamaz” ifadesi kullanıldı.

 

İthalat için yılda 1.3 milyar TL

ÜLKEMİZDE büyükbaş, küçükbaş ve kanatlı sektörünün yem açığını kapatmak adına mısır ve soya ithalatı önemli bir boyuta ulaşmıştır. Türkiye, geçen yıl ithal edilen 2,3 milyon ton soya için 968 milyon dolar, 1,5 milyon ton mısır için de 351 milyon dolar ödeme yapmıştır. Küresel ölçekte ekilen soyanın %83’ü, mısırın ise %29‘u GDO’ludur. Bu ürünlerde kendimize yeterliliği sağlayamadığımız sürece dünya borsalarından GDO’suz ürün bulabilmek neredeyse olanaksız hale gelmiştir.

 

Böceklere karşı zehir üreten mısır

2011’den günümüze GDO’lu 32 çeşide yem amaçlı kullanım izni verilirken,29‘u (25 mısır ve 4 soya) için BESD-BİR DER başvuruda bulundu. Bunlardan 7’si böceklere karşı zehir üreten, 5‘i yabancı ot ilaçlarına toleranslı, 17’si hem böceklere karşı toksin üreten hem de yabancı ot ilacına toleranslı çeşitler oldu. Bünyesindeböcekler için zehir  üreten ve çokuluslu şirketin kendi tohumu ile kullanılmasını şart koştuğu tarım ilacına karşı tabiatında olmayan bir protein ürettirilen GDO‘lu mısır ve soyalarnasıl sağlıklı olabilir.

 Tohum tekelleri

Küresel ölçekte 6 çokuluslu şirketin 54 milyar dolarlık tarım ilacı pazarındaki payları %75, 39milyar dolarlık tohum pazarındaki payları ise %71. Bu çokuluslu şirketler tarım ilacı ve hibrit tohumların yanında, GDO’lu tohumlar da üretiyor. Ürettikleri GDO’lu tohumların %85‘i tarım ilacına toleranslı ve hem tarım ilacına toleranslı hem de böceklere karşı toksin üreten çeşitlerdir.

 

Yerli mısır ve soya ekilsin

GDO’ya Hayır Platformu’nun açıklamasında giderek daha ağır bir şekilde kendini hissettiren neoliberal politikalarla son 15 yıllık süreçte çiftçinin 26 milyon dönümlük tarım arazisini ekmekten vazgeçirildiğine yer verildi. GDO’suz ürün bulabilmenin imkansızlaştığına değinen açıklamada “Bu nedenle mısır ve soyada kendimize yeterliliği sağlamak
son derece önemlidir. Çiftçiyi üretim yapmaya teşvik edecek politikaları hayata geçirmek suretiyle bu arazinin sadece 6-7 milyon dönümlük kısmını mısır ve soya ekimine ayırsak, ithal etmemize gerek kalmayacaktır. Böylelikle GDO tartışmaları da bitecektir. Teslimiyetçi bir anlayışla,ithalatı çözüm olarak sunan ve GDO‘lu ürünleri kayıtsız şartsız övenlere itibar edilmemesi en büyük dileğimizdir” denildi