"Geleceğin Ülkesi" hedefine koşarken

"Geleceğin Ülkesi" hedefine koşarken
Güney Amerika'nın yaklaşık yarısını kaplayan Brezilya, 206 milyon nüfusu ve 8,5 milyon kilometrekarelik yüzölçümü ile dünyanın demografi ve toprak büyüklüğü açısından 5. ülkesi ve Batı yarımküresinin ABD ile beraber en büyük iki demokrasisinden birisi.

Sahip olduğu bu imkânları ekonomik kalkınma ile birleştirme yolunda büyük çaba gösteren Brezilya, Latin Amerika'nın en büyük ve dünyanın 7. büyük ekonomisi haline gelmiştir. Brezilya, Portekiz'den bağımsızlığını kazandığı XIX. yüzyıldan bu yana "Geleceğin Ülkesi" olarak nitelendirilen bir büyük güç adayı. Son yıllarda kaydettiği ekonomik ilerlemenin yanı sıra işleyen demokrasisi ve ülke içinde yoksulluğun azaltılmasına yönelik başarıları ile diğer yükselen ülkeler arasında ön plana çıkmıştır. Artan diplomatik etkinliği, uluslararası işbirliklerindeki öncü tutumu, yükselen ekonomiler arasındaki yeri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne üyelik hedefi ve Güney Amerika bütünleşmesine verdiği önem ile başta Latin Amerika ve Afrika ülkelerine yönelik olmak üzere Güney-Güney işbirliği çerçevesinde sağladığı destekler ile önemli bir dış yardım donörü haline gelen Brezilya'nın dış politikası dikkat çekmektedir. Brezilya'nın hedefleri, gerek küresel gerekse bölgesel alanda maddi ve yumuşak güç unsurlarından yararlanarak etkin bir dış politika yürütmeye ve Güney Amerika'daki coğrafi, demografik ve ekonomik üstünlüğünü bir liderlik projesine dönüştürmeye yöneliktir. Diğer taraftan Brezilya, halen ülke içinde yolsuzluklar, sosyo-ekonomik eşitsizlikler ve şiddet gibi çeşitli sorunlarla karşı karşıyadır.

Genç akademisyen Dr. Segâh Tekin, Brezilya'da gerçekleştirdiği akademik incelemeler ve mülakatlar ile Portekizce ve İspanyolca kaynaklara dayanarak hazırladığı "Brezilya Dış Politikası: Gelenek ve Değişim" adlı kapsamlı çalışmasında; rol teorisi perspektifinden Brezilya'nın XXI. yüzyılda neden ve nasıl dünya siyasetinde giderek etkinliği artan aktörlerden biri haline geldiğini, ülke içi sorunlar ile küresel ve bölgesel rekabetin dış politikayı nasıl etkilediğini, Brezilya'nın komşuları ile ilişkilerini ve Brezilya'nın bölgesel güç konumunun bir projeye dönüşümünü inceliyor.

Üç temel bölümden oluşan çalışmada iki temel soruya cevap aranıyor: İlki, XXI. yüzyılda dünyanın yükselen güçleri arasında yer alan Brezilya'nın dış politikasının nasıl bir değişim geçirdiği. İkincisi ise Brezilya'nın nasıl ve neden bir bölgesel güç haline geldiği.

YÖK Doktora Araştırma Bursuyla altı ay Sao Paulo Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde misafir araştırmacı olarak bulunan Dr. Segâh Tekin, doktora eğitimi süresince Türkiye, Almanya ve Brezilya'da çeşitli çalıştay ve eğitim programlarına katıldı. Değişik akademik dergilerde yayınları, kitap bölümleri ve tebliğleri bulunmaktadır. Halen Necmettin Erbakan Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde görev yapmaktadır. İngilizce, İspanyolca ve Portekizce bilmektedir.

Der Kitabevi Tel:(0212) 511 51 90

 

***

 

Mustafa Kemal ve annesinin romanı
 

Kaleme aldığı romanlarıyla okuyucularını tarihi kişiliklerle buluşturan Tuna Serim yeni kitabı, "Zübeyde Hanım ve Oğlu"nda şimdiye kadar hiçbir romana konu olmayan Atatürk'ün annesinin hikâyesini anlatıyor. Kitabında Mustafa Kemal'in hayatında yer eden 3 kadını (Zübeyde Hanım, Fikriye ve Latife) mercek altına alan Tuna Serim, Zübeyde Hanım'ın hikayesiyle paralel olarak bir kahramanın doğuşuna ve Anadolu'daki kurtuluş destanına yer veriyor: Ona Meclis tarafından verilen soyadıyla adı Atatürk olan bu yakışıklı genç annesine benzerdi. Mavi gözleri, sarı saçları, okumaya olan merakı ve bitmeyen sevgisiyle. Zübeyde Hanım için acılarla başlayan yaşam oğlunu kucağına aldığı gün güzelleşti, o "Mustafa"sının çılgınıydı. Zaten ona bakan, onu tanıyan bir kadının sevgiden çılgına dönmemesi mümkün değildi. Zor günlerdi. Hasret herkesi, her yüreği yakıyordu. Mustafa Kemal annesine hasretti, Zübeyde Hanım oğluna... Ya Fikriye ve Latife?

İkisi de yalnız onu sevdi, ama kavuşmaları zordu, hatta olanaksız, çünkü Mustafa Kemal için aşkın adı vatandı ve vatan bekleyemezdi. Çok sevdiği, hiç kırmadığı üç kadın yaşamları boyunca onu beklediler. Zübeyde Hanım İzmir'in kurtuluşuna kadar dayanabildi, Fikriye onu kaybettiğini anladığında intihar etti, Latife yaptığı küçük hataların bedelini bir daha insan içine çıkmamakla ödedi. Üçünün de rakibi vatandı ve Mustafa Kemal için söz konusu vatansa, gerisi teferruat sayılıyordu... Anadolu'daki kurtuluş günlerinin ürpertici tablosu... Bir de kaderleri onu sevmek ve beklemek olan üç mutsuz kadın...

Destek Yayınları Tel:(02129 252 22 42

 

 

***

 

Ateşten günlerde...

 

Üretken bir kalem olma yolunda hızla ilerleyen Serra Menekay "Aluşta'dan Esen Yeller" ve "Kuşbakışı"ndan sonra yeni kitabı "İğne Oyası / Bir 12 Eylül Romanı" ile okurlarının karşısına çıktı.

"İğne Oyası", cahil bir köylü kadını olan Dürdane ile 12 Eylül'e giden süreci "çekirdekten solcu" olarak yaşayan üniversite öğrencisi Mehmet'in sıra dışı şekilde birleşen hayatlarının sürükleyici öyküsü... 12 Eylül'e giden o süreçte ülkemizin tam bir iğne oyası titizliğiyle işlendiğini belirten Serra Menekay yine ustalıklı kurgusu ve akıcı diliyle Dürdane ve Mehmet'in dertlerinin penceresinden Türkiye'nin karanlık bir dönemine ışık tutuyor.

Alibi Yayıncılık Tel:(0539) 669 60 69

 

 

***

 

Öyle bir yalan ki...

 

Edebiyat fakültesinde hocalık yapan Kazım Kanmaz, otuzlu yaşlarındayken bir yalan söylemeye karar verir. Hayat macerasında karşısına çıkmış insanları alıp bir potada eritir ve 19. yüzyıl Osmanlı'sında yaşamış zavallı bir kadın ressamı, Suat Hanım'ı yaratır. Makaleler ve kitaplar yazar, söylediği yalanı yıllar içinde büyütür. Fatih Baha Aydın'ın kaleme aldığı "Bihaber", geçmişine anlam vermeye çalışan bir akademisyenin kendi kişisel tarihinde gerçekleştirdiği trajik bir arkeolojik serüven. Bir itirafla başlayan roman, kahramanı adım adım yalana götüren olayları ve insanları, tarafsız olamayacak birinden, yine kahramanın ağzından okura ulaştırıyor. 

Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50

 

***

 

HAFTANIN KİTABI


Tamamen milli model
 

Atatürk hakkındaki okuma ve araştırmaları sırasında "Ekonomik Milliyetçilik" konusundaki eksikliği tespit ettiğini kaydeden Cazim Gürbüz, buradan hareketle "Atatürk Ekonomi ve Milliyetçilik" kitabını kaleme aldığını belirterek çalışmasıyla ilgili şu bilgiyi veriyor:

Kitabın ana ekseni Atatürk Ekonomisi'dir. Ekonomik milliyetçiliğin tanımı, tarihsel ve küresel boyutu, ülkemizde geçirdiği evreler ile ülkemizin ekonomik milliyetçiliğe yaklaştığı ve uzaklaştığı dönemler ayrıntılı olarak anlatılıp irdelendi bu kitapta. Ekonomik milliyetçiliğe ilişkin ne varsa hepsini dikkatle derlemeye çalıştım. Liberal ekonominin "yeni dünya düzeni" ve "küreselleşme" rüzgârları ile parlatılıp kutsandığı son 25 yıllık dönemde, kitabımın, bu sahte ve batıl kutsallığa ciddi bir yanıt ve seçenek olacağına inanıyorum. Hem milliyetçi bir dünya görüşüne sahip olup hem de liberal ekonomiye taraftar olunamaz, bu tarihin ve ekonominin akışına terstir. Kitabımla Türk çocuklarına doğru ve ışıklı bir yol gösterebilmişsem ne mutlu bana!

Nergiz Yayınları Tel: (0216) 346 48 88

 

***

 

KÜTÜPHANEMDEN


İstanbul hakkında yanlış bilinenler

 

Dünyanın incisi İstanbul hakkında bırakın ciltleri, kütüphaneler dolusu eserler yazılmış. Bu şehrin gelmişine geçmişine, kültür hayatına, sosyal yaşantısına dair kitapların haddi hesabı yok gibi. (Bu konuda ciddi bir envanter olup olmadığını tam bilemiyorum) Pek tabii ki meraklıları bu kaynaklardan İstanbul hakkında pek çok şey öğreniyor. Ama bu şehirde yaşayıp da onun hakkında asgari bilgileri bilmeyenlerin sayısı da az değil. Hadi bunlardan vazgeçtik, belli bir eğitim ve kültür seviyesinin üstündeki kişiler arasında da İstanbul cahili olanlara rastlamak mümkün. Meslek hayatı boyunca bunlarla fazlaca karşılaşan Ercümend Melih Özbay, "İstanbul Palavrası" adını verdiği kitabında bu konu üzerinde duruyor. Tercüman-rehber ve turizm yazarı Özbay, önsözünde kitabı yazma amacını şöyle ifade ediyor:

"Çoğunlukla yurttaşlarımızın ve yabancıların İstanbul kentinin adını doğru yazıp söyleyemediklerine, tarihini yeterince bilmediklerine tanık oldum. Üniversitelerimizin öğretim yetkililerinden, yerli ve yabancı yazarlardan derlediğim araştırmalarımı yurttaşlarımın, meslektaşlarımın, yabancı dostlarımın bilgisine sunuyorum. Amacım, İstanbul'un tarihine, ad kökenine ve çevre sorununa çözüm getirebilmektir"

Kitaptaki konu başlıklarından bazıları şöyle: *İstanbul palavrası *İstanbul'u nasıl aldık *İstanbul'un 112 adı *İstanbul masalı *Antika İstanbul *Yarım Burgaz mağarası *Fikirtepe höyüğü *Silahtarağa *Sarayburnu *Direklerarası *Sultanahmet meydanı *Boğaziçi uygarlığı *Mavi Haliç ve taş evler *Anakent teneke duvarları *Altın üçgen *Suvönir dö Konstantinopli *"Seraglio" uydurması pandora küpü *İstanbul duvarı *Hamur kanunu *İstanbul yanlış tanıtılıyor

Melih Özbay'ın çeşitli tarihlerde çeşitli gazetelerdeyayınlan makalelerinden derlediği "İstanbul Palavrası" 1988 yılında Çaba Yayınları'ndan çıkmış. Bulmaları mümkün olduğu takdirde İstanbul'un kültürel geçmişine merak duyanların okumalarını tavsiye ederim.      

(Ahmet Yabuloğlu)