Gelibolu kimin için önemli?

Bu da ne biçim soru diyenleri duyar gibiyim, ama daha düne kadar ne zaman Gelibolu’ya gitsem tüm tabyaların içleri, şehitliklerin civarları ve siperlerin içleri pislikten geçilmiyordu. Son zamanlarda biraz daha düzen ve temizliğin ön plana çıktığını gördüm. Bu nokta da ilgilenenlere teşekkür ediyorum.
Ama yine de en bakımlı olanları yabancı devletlerin mezarlıklarının olduğu alanlar. Hemen hepsinin özel bakım görevlileri var ve daha bir itinalı davranıyorlar. Hem de buraları ziyarete gelenler öyle bizim gibi istediklerinde gelebilenlerden değiller. Her yıl Mart-Nisan aylarında Gelibolu’da bir hareketlilik görülür, Anzak diye dilimize giren (ANZAC = Australian and New Zeland Army Corporation = Avustralya ve Yeni Zelanda Askeri Birliği) İngiltere’nin emir komutasında İngiltere hesabına savaşmak üzere getirilen askerlerin torunlarını üzüntülü bir halde görürüz.
Dedelerinin işgal etmek için geldikleri vatan topraklarımızı, o ülkenin genç kuşakları gelip dedelerini anmak için ziyaret ederler. Hatta hangi yetkililerin niçin verdiğini anlamadığım bir kararla bu düşman askerlerin öldükleri alanlar o ülkelerin bakımına terk edilmiştir. Etrafları duvarlarla çevrilmiş, sanki silahla elde edemedikleri vatan topraklarımızı, siyasi kararlarla birkaç bin metre kare de olsa elde etmiş durumdalar.
Her ne kadar bazı kendini bilmezler demokrasi, barış ve insan hakları gibi kavramları ağızlarında sakız gibi kullansalar da, dünyanın değişmez gerçeği “tarihlerin kazanılsa da kaybedilse de savaşlarla yazıldığı”. Eğer böyle olmasa idi, uçakla 23 saat mesafedeki Avustralya veya Yeni Zelanda’dan insanlar dedelerinin işgal etmeye çalışırken öldükleri vatan topraklarımızı her yıl ziyarete gelmezlerdi.
Türk tarihi açısından Çanakkale Savaşları, kurtuluş ışığının parladığı zaferi simgelemesinin yanında, İngiliz kolonisi olan Avustralya, Yeni Zelanda ve Hindistan gibi ülkelerin bağımsızlıklarını kazanmalarında da ilk adım olmuştur. Avustralyalılar İngilizlerin komutasında geldikleri ve binlerce askerlerini kaybettikleri vatan topraklarımızda, bunun sorumlusu olarak İngiltere’yi görmüşler ve İngiltere aleyhinde kararlar alınmasının yolunu
açmışlardır.
Bugün bir İngiliz vatandaşının Avustralya’ya vize alması hiç de kolay değildir. Hele oturum izni alması belki mümkün bile değildir. Ama biz öyle bir ülke olduk ki, daha dün ülkemizi paramparça edip, yutmak isteyen emperyalistlere bırakın vizede zorluk çıkarmayı, yeter ki gelsinler diye neredeyse üstüne para da verecek kararlar alıyoruz.
İnsanın garibine giden, dün aynı saflarda savaşanların bugün kesinlikle bir araya gelmemelerine karşın, vatan topraklarımızı parçalamak isteyenleri çabucak unutmamız. Büyüklerimiz her ne kadar  “bu topraklar şehitler ve erenler diyarıdır bir şey olmaz” deseler de ben buna artık inanmıyorum. Şehidine, erenine saygı göstermeyenlerin vatan topraklarını artık hiçbir güç korumaz.
Hakkari Çukurca’da şehit olan tüm Mehmetçiklerimize ve Van’daki o meşum depremde hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine sabırlar diliyorum. Ruhları Şad mekanları Cennet olsun.

Yazarın Diğer Yazıları