Gelin bu uyarıları dikkate alın!

Türkiye bir hükümet sistemi değişikliği ihtimaliyle karşı karşıya...

Bu kararı verecek nihai unsurlar ,TBMM'deki milletvekilleri ve eğer 330 sayısına ulaşılırsa, oy kullanacak seçmenlerden oluşacak. Özü ve esası itibariyle "millî irade" bu şekilde tecelli edecek. Ancak bu sürecin fiili açıdan millî iradenin yansıması olup olmayacağı tartışmalı. Daha önce de ifade etmiştik. Toplumsal kutuplaşmanın bu denli yoğunlaştığı, birçok cephede mücadelelerin verildiği ve ülkenin kırılgan bir dönemden geçtiği günlerde toplumun birliği yolunda geri döndürülemez etkiler meydana getirecek bu sürecin zamanlaması kadar tartışılma biçimi de dikkatle irdelenmelidir.

Öyle ki mevcut sistemin açmazları, giderilmesi gereken noktaları veya sunulan yeni sistemin nasıl bir etki meydana getireceği gibi pek çok tartışma alanı bilerek/bilmeyerek ıskalanmaktadır.

Ne yazık ki bu konuda da sınavı geçebilmiş değiliz. Karşıtlıklar ve ideolojik konumlanmalar hepimizin aynı gemide olduğu gerçeğini unutturacak boyutlara ulaştığı için çok yönlü tartışma platformları büyük bir tehlike altındadır. Bir yandan teklif metnini okumayan milletvekillerinden söz ediliyor bir yandan neye, niçin, nasıl oy vereceğini henüz bilmeyen seçmenler bu ideolojik konumlanmanın bir tarafı haline getirilmek isteniyor.

Bu Türkiye için kabul edilebilir bir süreç değildir. Önce düşman yarat sonra o düşman üzerinden dost kitleni artır mantığı toplumun ortak aklına hitap eden meselelerde uygulanabilir bir seçenek değildir.

Haliyle nitelik sorunu yaşayan bu tartışma, iktidar ve güç paylaşımının merkezine saplanıp kalıyor.

***

Unutulmamalıdır ki sistemler insan eliyle üretilen yapay organizmalardır. Hedefinde ise güç paylaşımı ve gücün dağılımı vardır. Ama bir başka gerçek daha vardır ki "İktidar yozlaştırır, mutlak iktidar ise mutlaka yozlaştırır."

Altını çizerek belirtiyorum bu yozlaşmayı engellemenin birlikte yürütülmesi gereken iki temel yolu vardır.

(1)          İktidarın yatay (diğer erkler eliyle dengelenmesi) ve dikey (merkez ve yerel arasında) olarak dengeli bir şekilde paylaşımı; (2) Dağılan iktidar mekanizmasının insan hakları ya da temel halk ve hürriyetler konusunda sınırlandırılmasıdır.

Ayrıca bir hükümet sisteminin demokratik olup olmadığının ölçüsü temel 4 gerekliliğe dayanır. Birincisi, kuvvetler ayrılığının dengesi özellikle yargının, yasama ve yürütme karşısında bağımsızlığı/tarafsızlığıdır. İkincisi, devlet sisteminin temsil edileceği hükümetlerin serbest ve adil bir seçimle iş başına gelebilmesi ve daha ötede hükümetlerin bu yolla değişeceği inancının ayakta kalabilmesidir. Üçüncüsü, bu yöntemle görevlendirilen hükümetlerin ülkeyi demokratik usullerle yönetmesidir. Dördüncüsü ise, ülkedeki diğer kurumların ve sistemin işleyiş alanının demokratik olmasıdır. Burada öncelikle bakılması gereken yer kendi misyonları bir yana topluma ve sisteme yön veren medya, sivil toplum kuruluşları, sendikalardır vb. kurum/kuruluşlardır. Bunlar ne kadar özgür ve bağımsızdır? Acaba ülkenin siyasal ve toplumsal birikimine uygun bir hükümet sisteminden söz edilebilir mi? Yani hükümetleri denetleyen ve onların kanun dışı yollara başvurmaları durumunda denge ve fren mekanizmalarını devreye sokabilecek dikey ve yatay iktidar dengeleyicileri var mıdır?

***

Eğer bu şartlar yerine getirilmiyorsa adı ne olursa olsun tüm sistemler ülkeyi bir çıkmaza sürükler. Bakınız Freedom House 2015 verilerine göre demokrasinin sadece seçimlerde oy kullanma şeklinde tezahür etmediği ve özgürlük/hukuk devleti ölçütleri bakımından 1 tam puan alabilen 49 demokratik ülkeden 6'sı başkanlık, 6'sı yarı başkanlık, 3'ü meclis hükümeti ve 34'ü parlamenter sistemle yönetilmektedir. Bu 6 ülke arasında ABD, Şili, Uruguay, Kosta Rika, Güney Kıbrıs ve Palau bulunmaktadır. Anayasallaşma sürecinin özgünlüğü ve demokrasinin ağır bedeller sonucu ortaya çıktığı dikkate alınırsa ABD dışında örneğin G.Kıbrıs ve Palau çok küçük ada ülkeleridir. Tek elden yönetilebilmeleri kolaydır. Palau'da siyasi partiler bile yoktur.

Sonuç olarak böyle bir sürecin içeriği, niteliği ve yerindeliği tartışmalıyken herkesin durduğu ve öncelediği yeri bir kez daha gözden geçirmesinde fayda vardır.

Yazarın Diğer Yazıları