Geliyor

Eskilerde çığırtkanlar olurdu. Bunların görevleri ise durmaksızın bağırmaktı. Her alanın çığırtkanın ise ses tonları farklı olmasına rağmen sözler aşağı yukarı aynıydı. Miting meydanına gidersiniz. Oranın çığırtkanı başlar bağırmaya, “Geliyooor, geliyor. Partimizin lideri, Türkiye’mizin medarı iftarı başkanımız geliyor.” Otobüs terminaline gidersiniz. Oradaki başlar. “Haydin İstanbul yolcuları konforun öncüsü, yolların fatihi x marka otobüsümüz kalkıyor.”
Şimdilerde ise bu işleri siyasilerin yandaşları yapıyor. “Bakın, bakın, ey veliler, öğrenciler ve eğitim çalışanları hele bir bakın bakan bey geliyor.” Geliyor ama boşa değil bir şeyler söylemeye geliyor. Pekiyi de bu söylemler hangi anlama geliyor.
Bakana göre yeni eğitim- öğretim yılı, yeni sistemin oluşturduğu yeniliklerle birlikte geliyor. Gelen bu yenilikler gerçekten çocuklarımızı geleceğe hazırlayıp, çalışanlarımızı mutluluk ve refaha eriştirecek mi, yoksa eskiyi aratmak adına mı geliyor.
Yapmayın. Durun hele, bakanı bir dinleyip izleyelim anlarız neymiş o gelen. Ey halkımız yeni gelen sisteme göre okula başlama yaşı düşürülmüş bulunuyor. Bu yığılmadan dolayı sınıf mevcutları 70-80 kişiye çıkıyor. Yetmedi tekli öğretime son verilip, ikili öğretime geçiliyor. Yani sizin anlayacağınız şekliyle bir kısım çocuklarımız sabah namazını müteakiben okula giderken, bir kısmı ise yatsı namazını müteakiben eve geliyor.
Yapmayın beyim. Siz okulları hep tekli öğretime dönüştürmekle övünürdünüz. “Sınıf mevcutlarını 30-35’e düşürdük” derdiniz. Biz de sizi alkışlardık. Tabi ya 4+4+4 sistemiyle çocukların okula başlama yaşının yanında birçok okulu da imam hatipe dönüştürdünüz. Elbette dindar gençlik yetiştirmenin bir bedeli olacaktı. Ha çocuklar nasıl gidip gelecek deniyorsa o da velilerin sorunudur.
Geliyooor, geliyor. Müfredatımıza on tane seçmeli ders geliyor. Herkes arzu ettiği dilde istediği dersi seçecek. Öyle mi? Pekiyi bu seçmeli dersi veli mi, bakanlık mı yoksa öğretmenler mi seçecek? Siz bunları hiçimi hiç düşünmeyin okullar açılınca bir çözüm yolu bulunur. İyi de bu dersleri hangi öğretmenler verecek? Ülkemizde bu işsizlik olduğu müddetçe öğretmen olmasa da öğretmencik bulunur.
Geliyooor, geliyor. Kırk bin yeni öğretmen alımı geliyor. Bir tarafta yeni sistemden dolayı öğretmenler kadro fazlalığı oluşturuyor. Diğer taraftan 40 bin yeni öğretmen alınıyor. Ha anladım. Bunlar meslek dersleri ve seçmeli dersler için açılan kadrolardır. Hani vekilimiz “Tüm okulları imam hatip yapma şansı yakaladık” diyerek halkımızı buralara sahip çıkması için göreve davet edip, kendi torununu Fransızca müfredata göre eğitim veren okula gönderip, eğitime Fransız kaldığını ortaya koyarak geliyor.
Geliyooor, geliyor. Öğretmen yetiştiren eğitim fakültelerinde haftalık ders saatlerinin yüzde 15-20’si uygulamalı ders olarak verilirken, yeni yapılacak düzenlemeyle bu oran yüzde 40 veya 50’ye çıkarılıyormuş.
Geliyooor, geliyor. Okullarını bitiren öğretmen adaylarının, öğretmen olarak atanabilmeleri için girdikleri KPSS’de alanlarıyla ilgili soruların sorulması geliyor. Sınav üç aşamalı olup, %30’u genel kültür ve yetenek, %30’u eğitim bilimleri ve %40’ı branş bilgisinden oluşması düşünülüyor. İlk defa verilen doğru bir karar olmuş, korkum o ki fazla külfet getiriyor ve zorlanıyoruz diye vazgeçilebileceği aklıma geliyor.
Geliyooor, geliyor. Mesleğe aynı basamaktan başlayan öğretmenler basamak atlamak için sınava girmesi geliyor. Ücretler, sorumluluk ve statüleri sınavda aldıkları puana göre artacakmış. Bu nedenle sınavda geçer not almak geliyor. Aksi durumda bir alt konuma düşürülmesi geliyor. Sormak gerekirse bu sınav meslekteki tüm öğretmenler için mi, yoksa göreve yeni başlayan öğretmenlerden itibaren mi geçerli olacak ne şekilde geliyor.
Geliyooor, geliyor. Hizmet içi eğitimlerin e-konferansla yapılması geliyor. Başöğretmenlerin ise haftalık çalışma süresinin yarısını sınıfta derste geçirip, kalan yarısını yeni atanan öğretmenlerle tecrübelerini paylaşması geliyor. Eğer e konferansla eğitim yapılabiliyor, bunda da başarılı olunuyorsa okullarda öğretmene niçin ihtiyaç duyuluyor?
Geliyooor geliyor. Yüksek öğrenimde harçlar kaldırılmış. Bu konuda alınan kararı alkışlıyoruz. Demek ki devletin üniversitelerimizin tüm giderlerini karşılaması geliyor. Öyle ise ilk ve orta öğrenimde bağış adı altında alınan para niye?
İşte yandaşlarının geliyooor, geliyor diye başına topladığı halkımıza bakanın çıkısını açarak sergiliyor. Bu sergide görünenleri beğenip beğenmemek size kalıyor.

Yazarın Diğer Yazıları