Gerçek İslamcı olsaydınız!

Gerçekten, gönülden İslamcı olsaydınız ve bunun için çaba gösterip, mücadele verseydiniz saygı duyardık. Yapmadınız, yıllardır ellerinizde her türlü imkan olmasına rağmen de yapmak istemiyorsunuz. Toplumsal yozlaşmanın çıkış noktasını oluştururken, kontrolü iyice kaybettiniz, hata üzerine hata yapıyorsunuz.

Gerçek İslamcı olsaydınız;

Gazzeli kardeşlerinize bomba yağdırıp, vatandaşlarınızı uluslararası kara sularında öldüren İsrail'e göstermelik tepki verip oy toplamaz, gerçekten mesafe koyardınız. Daha düne kadar gazetelerinizle, televizyonlarınızla, köşe yazarlarınızla İsrail'e demediğinizi bırakmayıp, şimdi de "Bölgede güçlü olabilmek için İsrail ile barışmamız şart" diye yorumlar yapmazdınız.

Gerçek İslamcı olsaydınız;

Sizin dışınızdaki siyasi partilerin iç işlerine devlet eliyle müdahale edip, iradelerini engellemez, kul hakkı yemezdiniz. Süreci durdurmak için tüm mahkemeleri seferber edip, bir de üzerine elinizdeki tüm gazetelere, "Mevcut MHP yönetimi desteklenecek, genel başkan adayları karalanacak" diye talimat göndermezdiniz.

Gerçek İslamcı olsaydınız;

Camiyi onardıktan sonra yolda kurulan pusu sonucunda şehit olan subaylarınızın görev arkadaşlarını "Ergenekon-Balyoz" gibi operasyonlarla içeri atmaz, ailelerini perişan etmezdiniz.

Gerçek İslamcı olsaydınız;

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez kumarı (İddaa) devlet eliyle yasalaştırıp, ilköğretim çocuklarının oynamasına, devletin şans oyunlarından tarihi gelirler elde etmesine müsaade etmezdiniz.

Gerçek İslamcı olsaydınız;

Kur'an'ın ayetleriyle dalga geçip, rüşvetleri kamera kayıtlarıyla bile kanıtlanmış adamları hâlâ içinizde barındırmazdınız. Milletin çoluğuna, çocuğuna karışıp, kendi çocuklarınızı Singapur'daki kumar salonlarında unutmazdınız!

Gerçek İslamcı olsaydınız;

Televizyonlardaki evlendirme rezaletlerine ve türevi yozlaştırma programlarına müsaade etmez, kitle iletişim araçlarını kullanarak vatandaşı aptal yerine koyanlara "Bu kadar da olmaz" derdiniz.

Gerçek İslamcı olsaydınız;

Ölmüş insanların ardından hakaret edip, kitlelere hedef göstermek yerine geleceğe bakardınız. "Bugün ben ne yapıyorum" diye kendinizi sorgulardınız. İslam'ın bayraktarlığını yapan Türklüğü yeni icat ettiğiniz "modern ümmetçilik" adı altında ayaklar altına almaz, Türkleri düşman görmezdiniz!

Gerçek İslamcı olsaydınız;

Türkmeneli'ndeki Türkmenlere, Doğu Türkistan'daki soydaşlarınıza kapılarınızı sonuna kadar açardınız. Servet Avcı Ağabey'in de yazdığı gibi Ankara'nın orta yerinde onları perişan etmezdiniz. Çin'e gittiğinizde, Doğu Türkistan'ı "Sincan Özerk Bölgesi" olarak tanımlamaz, soydaşlarınızın sadece İslam inancı taşıdıkları için öldürülmesine tepki gösterirdiniz. Hepsinden de ötesi Doğu Türkistan'daki hareketleri "terör olayları" olarak tanımlamazdınız.

Gerçek İslamcı olsaydınız;

Gösterişten, şatafattan, lüksten, abartılı harcamalardan, onlarca araçlık koruma konvoylarından kaçınırdınız. Arap şeyhlerine özenmek yerine, kendi kültürel kimliğinize özenirdiniz. Atalarınızı "eski Türkiye'nin karanlık insanları" olarak tanımlamaz, tarihinizle alay etmezdiniz.

Gerçek İslamcı olsaydınız;

Meydanlarda Rabia diye oy toplayıp, darbecilerle anlaşma yoluna gitmezdiniz. Eğer anlaşmak zorundaysanız da Rabia diye oy toplamazdınız.

Gerçek İslamcı olsaydınız;

Soma'da insanlar daha göçük altındayken "Bu işin fıtratında ölmek var" demek yerine, ihmalleri aylar öncesinden ortaya çıkan maden sahipleri için "Hepsinden hesabını soracağız, her canın hesabı için yargılanacaklar, hesap verecekler" derdiniz.

Gerçek İslamcı olsaydınız;

Taciz ve tecavüz merkezlerine dönüşmüş vakıfları, dernekleri soruşturur, sanki kendi evladınızın başına gelmiş gibi olayların üzerine gider, hesap sorardınız.

...

O yüzden sizler "Gerçek İslamcı" olamazsınız. Ne mutlu ki biz sizden değiliz, olmayacağız!

 

Yazarın Diğer Yazıları