Bundan dört yıl önce Yeniçağ’da yazmaya başladığımda, toplumun büyük bir çoğunluğunun “bacasız fabrika” diye düşündüğü, her yıl milyarlarca dolar değerinde dövizin ülkemize kazandırıldığı yalanını, “Turizm Dünyası” isimli köşemde haftada bir de olsa milletimize duyurma ve onları turizm sektörü konusunda uyarmayı bir görev bildim.
Turizm söz konusu olduğunda yazılı ve görsel basının çoğunda plajlarda güneşlenen turistler, kim nerede üstsüz yakalandı gibi, gayri ciddi ve toplumdan gerçekleri saklayan bir turizm haberciliği anlayışını ortadan kaldırmak için “Yeniçağ ailesinin gönüllü bir neferi” oldum.
Turizmi yalnızca plajlarda güneşlenen turistlerden ibaret imiş gibi gösterme lüksümüzün olmadığını, “turizm yatırımı” adı altında ülke değerlerimizin nasıl yağmasına olanak sağlandığını, yabancılara toprak satışının topluma “daha fazla turist gelecek” diye servis edilmesinin aslında uluslararası bir oyunun parçası olduğunu yazdık.
Gelinen noktada, turizm sektörünün üzerindeki perdelemenin yırtılıp atılması ve gerçeklerin daha fazla okuyucu kitlesine ulaşması için, bizlere büyük görevler düşmektedir. Gıpta ile bakılan bazı şeylerin aslında ne kadar büyük iğrençlikleri bünyesinde barındırdığını ancak ve ancak olayları Yeniçağ gazetesinin cesaret edip uyguladığı yayıncılık anlayışıyla görebilirsiniz.
Hiçbir sivil ve devlet otoritesinden emir almayan, yalnızca ve yalnızca vatanının ve milletinin tarafında olan Yeniçağ daha fazla kitleye ulaştırılmak zorundadır. Dünyada günde 4,5 saat televizyon izleme oranıyla ilk sırada olan insanlarımızın okuma alışkanlığı edinmesi ve olanların farkına varması için her gün 2 Yeniçağ gazetesi alınmasına ve yeni okuyuculara ulaştırılmasına büyük bir gereksinim duyulmaktadır.
 “Bananeciliği ve herkese ne olursa bana da o olur” düşüncesizliğini düstur edinen ve her yerde bu söylemi geliştirenlerin suratına Yeniçağ gazetesi ve onun haberleri ile yanıt vermeliyiz.
Buradan kokartlı profesyonel turist rehberlerine sesleniyorum, sayınızın on bini aştığını biliyorum, bir meslektaşınız olarak dört yıldan bu yana her fırsatta “meslek yasasının neden hâlâ çıkmadığını?” dile getiriyorum. Turizm sektörünün gerçeklerini sizlerden daha iyi bilen, yaşayan başka bir kesim yok. Ama bizi dinleyen, sorunlarımızı dile getiren, mücadelemizde bize sansür koymayan, daima yanımızda olan Yeniçağ gazetemiz var.
Bu haklı mücadelede, her gün birkaç gazete okuduğunu bildiğim kokartlı rehber meslektaşlarımın Yeniçağ gazetesini de almasını ve takip etmesini haklı olarak talep ediyorum.
Yabancı kaçak çalışan tur liderlerinin “rehber” diye anılmasının önüne geçmek ve ilk fırsatta “rehberlik meslek yasamızın çıkması” için gerekli kamuoyunu oluşturmanın yolu, Yeniçağ gazetesine vereceğiniz destekle mümkün olacaktır.
Vatanına ve milletine, onun tarafında olanlarla beraber olduğun sürece sahip çıkabilirsin.