Görünenle, yaşanan aynı değil

Türk Amerikan ilişkilerinde boyalı basının görmediği, görmek istemediği, çok sayıda ince detay var. Son günlerdeki temaslar ve ziyaretler, artık saklanamaz boyutlarda. Bu arada tezgâh işe yaradı, Türkiye, kara savaşına, isteyerek veya istemeyerek sokuldu.

                Mesela; ABD Başkan Yardımcısı Biden, 15 gün içinde 2 kez, Davutoğlu'nu aradı. Konuştular. Hatırlarsanız, bu konuşmanın, konuşma olmadığını yazmıştım. Ardından, sürekli ABD Kongresi'nde Türkiye'yi eleştiren ABD Savunma Bakanı Carter İncirlik'e geldi. Son olarak Amerika, Sünni Müslümanları toplayıp, Şii ve Rus ittifakına karşı yeni bir ittifak kurdurdu. Bunlara ek olarak, ABD Başkanı Obama kalktı, IŞİD ile mücadele konusunda konuştu. İsrail istihbaratı ise Erdoğan ile ilgili açıklamaları sızdırdı.

IŞİD'i tehlike görmüyorlar

                Şimdi, bunları alt alta yazıp, ne anlama geldiğine bakalım. Önce dikkatimi çeken bir noktayı aktarayım. Ben yazıyı yazarken, bir kanal, New York'ta FBI Direktörü'nün IŞİD konusunda düzenlediği basın toplantısını canlı veriyordu. Şeytan dürttü, kaç haber kanalı, bu basın toplantısını izliyor diye baktım. İnanmayacaksınız, bir CNN, o da sıkıldı yarıda kesip Başkanlık yarışı gibi palavra bir konuya geçti. Bu da gösteriyor ki Amerikan toplumu, hâlâ IŞİD'i ciddi bir tehlike olarak görmüyor.

Gelelim konumuza; Biden, Davutoğlu'nu ilk defa, bizimkilerin Irak'a asker göndermesi ardından aradı. Ne söylediğini tahmin edersiniz bizimkilere, askeri derhal oradan çıkarın dedi. Sonuçta bizimkiler Musul yakınındaki birliğin bir kısmını, oradan çıkardı.

                ABD Savunma Bakanı Carter, Başkan Obama'ya IŞİD hakkında brifing verip İncirlik'e geldi. Dikkatinizi çekerim, adam Ankara'ya falan değil, İncirlik'e gelip oradan Irak'a geçti. Son zamanlarda Amerikalı yetkililerde Ankara'ya uğramadan İncirlik'e geçmek adet oldu.

                Carter seyahate başlarken, Suudi Arabistan kalktı 34 sömürge ülkenin bir Sünni birliği kurduğunu açıkladı. Bu takımda İran, Suriye, Irak yok ancak Benin, Cibuti, Togo, Gabon ve Moritanya gibi önemli ülkeler var. Türkiye de Arap kardeşlerini yalnız bırakmadı. Pakistan ile Lübnan, ittifaka katıldıklarından haberleri olmadığını, Tunus ile Malezya da asker falan vermeyeceklerini açıkladı. ABD Savunma Bakanı Carter, Türkiye'nin kara harekâtına katılması gerektiğini söylerken 34 ülkenin lideri konumundaki Suudi Arabistan belki İngilizce anlayamadılar diye Türkiye'nin kara harekâtına girmesi gereğini vurguladı.

                Ancak işin acı tarafı bu 34 ülkenin birinde bile demokrasi insan hakları ve kendi sınırları içinde huzur yok. Hepsi biz de dâhil sınırlarını korumaktan aciz. Demokrasi havarisi olan kurucunun bu durum umurunda bile değil. Aslında, IŞİD konusunu kurucunun ne kadar ciddiye aldığı yazımın başında anlatmaya çalıştığım, FBI basın toplantısından belli.

Hesaba katılmayan sıkıntı

                Rusya'nın bölgede giderek kuvvetlenmesi ve yaratıcının, bildik ancak umursanmayan oyunlarını ve planlarını bozması bu ittifakı aniden sezaryenle, doğurttu. ABD durumun aciliyetini Moskova'yı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Kerry, İncirlik'ten Moskova'ya seslenen ABD Savunma Bakanı Carter açıklamalarıyla dile getirdi. Amerika'nın hesaba hiç bir zaman katmadığı sıkıntı, dört tarafı okyanuslarla çevrili bir adada olmakla bu terör eylemlerinden kaçınılamayacağı noktası.

                Bu tür uluslararası stratejiler her zaman vardı. Türkiye bu stratejilere kendi çıkarları doğrultusunda destek vermiş ancak hiç karışmamıştı. Ne yazık ki Türk halkının geleceğini umursamayan yüzde 49'un da katkısı ile ülkenin yönetiminde bu konularda cahil bir kesimin yer almasına katkıda bulundu. İşte bu yüzde 49, ülkenin bugün yaşanan iç savaşının ölen gençlerinin de en büyük suç ortağı. Bugün hâlâ, ülke sınırları içindeki kentlerde, güvenliği sağlayamazken, onlar başka yerlerde, başka oyunlar içinde.

                Şu andaki iktidar bir şekilde ülkeyi kontrol etmekte aciz kaldığı bir iç savaşın içine sokmuş oldu. Bir de kalkıp bir yıla kadar AB ile vize olayı kalkacak demiyorlar mı işte o zaman kopuyorum. Uyanın ey benim saf halkım, yakında Avrupa ülkeleri Türk vatandaşlarına ülkelerine girmek için vize bile vermeyecek. Bakın Fransa saldırılarında bile Türkler çıkmaya başladı. Siz hâlâ özümleyemediğiniz Suriyeli Arap kardeşlerinizin yarattığı felaketi önce bir hazmedin ondan sonra dünya ile pazarlığa oturun.

Yazarın Diğer Yazıları