Göz taraması hastalıkları belirleyebiliyor mu

Göz taraması hastalıkları belirleyebiliyor mu
‘Gözler kalbin aynası’ derler. Kimbilir belki de bilimsel açıklaması buna denk düşüyordur? İşte ayrıntılar...

Göz muayenesi ile beyin ve kalp hastalıklarının riski tespit edilebilir mi? Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Doğan Ceyhan, göz damarlarının detaylı muayenesi ile beyin ve kalp damarlarının sağlık durumu hakkında bilgi alınabileceğini belirterek, “Göz damarlarının detaylı incelenmesiyle vücut damar sağlığı ile ilgili genel bir fikir sahibi olabiliyoruz. Şeker hastalığı ve yüksek tansiyonu olan hastaların beyin kanaması, kalp krizi gibi hastalık riskleri biraz daha fazla oluyor. Biz göz damarlarına baktığımızda, bu tür hastalıklar için riskin daha fazla ya da daha az olduğunu görebiliyoruz. Göz damarlarının detaylı muayenesi ile beyin ve kalp hastalığı açısından risk derecesi belirleyebiliyoruz” dedi.

Dr. Ceyhan, bebeklik çağında eğer risk faktörü yoksa ilk 3 ayda bir göz sağlığı tarama muayenesi yapılması gerektiğini söyledi. Bir yaşından önce ilk 9-10. ayda bir muayene ve sonra da kreş döneminde Okul öncesi dönemde bir kez daha göz muayenesi yapılması gerektiğini; daha sonraki dönemlerde de en geç 2 yılda bir, tercihen yılda bir kez göz muayenesi tavsiye ettiklerini ifade etti. Ceyhan, 45 yaş ve üzerinde göz tansiyonu ve sarı nokta hastalığı denilen hastalıklar daha sık rastlandığı için yıllık göz kontrolü yapılması gerektiğini bildirdi. Ceyhan ayrıca, sorun duyulması halinde bireylerin göz muayenelerini en az iki yılda bir kez yaptırmaları gerektiğini vurguladı.

‘RİSKİN DAHA FAZLA YA DA AZ OLDUĞU GÖRÜLEBİLİR’

Doç. Dr. Ceyhan, göz muayenelerinde göz damarları, göz siniri ve retina denilen tabakanın incelendiğini anlatarak, şunları kaydetti:

“Göz damarları, özellikle beyin damarları ve kalp damarlarının bir tür yansıması sayılabilir. Göz damarlarına incelediğimiz zaman özellikle beyin ve kalp damarlarının ne durumda olduğu hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz. Göz, beynin bir parçasıdır, embriyolojik ve yapısal olarak bağlantılıdırlar. Bu nedenle göz damarları incelenerek, beynin küçük damarları hakkında bazı sonuçlar çıkarabilir. Beyin damarları göz damarlarına oldukça benzerdir. Beyin damarlarını gözlemek mümkün değildir. Oysa göz damarlarını rahatlıkla gözlemleyebiliyor, fotoğraflayabiliyor ve hatta kesit görüntülerini alabiliyoruz. Fotoğraflar ve kesit görüntüler bize önemli faydalar sağlıyor. Damarları bu şekilde incelediğimizde oldukça değerli bilgiler elde ediyoruz. Fotoğrafladığımızda ise, bilgisayar programları yardımıyla, damar yapıları oldukça detaylı incelenebilir duruma geliyor. Göz damarlarının detaylı incelenmesiyle vücut damar sağlığı ile ilgili genel bir fikir sahibi olabiliyoruz. Bu bizim genel sağlık durumumuzu belirlemekte önemli bilgiler ve katkılar sağlıyor. Göz damarlarının sağlık durumunu belirlediğimizde beyin ve kalp damarlarında da risk olup olmadığını tespit etmemiz mümkün olabiliyor. Şeker hastalığı ve yüksek tansiyonu olan hastaların beyin kanaması, kalp krizi gibi durumlara yönelik riski biraz daha fazla oluyor. Biz göz damarlarına baktığımızda riskin daha fazla ya da daha az olduğunu görebiliyoruz. Göz damarlarının detaylı muayenesi ile beyin ve kalp hastalığı riskini ortaya koyabiliyoruz, risk derecesi belirleyebiliyoruz.”

‘RİSKİN NE KADAR DEĞİŞEBİLDİĞİ DURUMLARI TESPİT EDEBİLİYORUZ’

Doç. Dr. Ceyhan, konuyla ilgili özellikle Amerika’da ve Avrupa’da uzun yıllardır araştırmaların yapıldığını söyleyerek, “Geniş toplulukları uzun süre izlemişler ve ‘hangi grup hastalarda hangi durumlarda risk değişiyor’ bunları tespit etmişler. Örneğin, 55 yaşında tansiyonu 14/9, kolesterol ve kan yağları yüksek seviyede olan kişinin 10 yıl içinde kalp krizi geçirme riski yüzde 5 olduğunu düşünelim. Biz göz damarlarına bakarak, bu kişinin kalp krizi geçirme riskinin iki katına kadar değişebildiği durumları tespit edebiliyoruz. Yine beyin kanaması geçirme riskinin 2-3 katına kadar değişebildiği durumları göz muayenesi ile tespit edebiliyoruz. Bu muayene ile yüksek risk grubunda olduğu tespit edilen kişilerin tedavisinde daha dikkatli olabiliyoruz."

İlgili Haberler