İHA’nın haberine göre; Dr. Öğr. Üyesi Türkmen, gribin (influenza), influenza virüsünün yol açtığı bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığı olduğunu dile getirdi.
Grip virüsünün damlacık yoluyla bulaştığına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Türkmen, sözlerini şöyle devam ettirdi:
“Öksürüp hapşıran kişi, virüs içeren damlacıkları etrafa yayar. Bu damlacıkların ağız, burun ya da gözlere ulaşması ile hastalık bulaşır. Bu nedenle gripli bir kişi öksürüp hapşırırken ağzını bir mendille ya da mendil bulamıyorsa kolları ile kapatmalıdır. Ellere hapşırmak tehlikelidir çünkü ellere bulaşan virüs, dokunulan her yere yayılır. Gripli kişi sık sık ellerini yıkamalıdır.”
Dr. Öğr. Üyesi Türkmen, gribin toplumda yayılmasını engellemek için, bulaşın yüksek olduğu hastalığın ilk günlerinde okul, iş, vb. toplu alanlarda bulunmak yerine evde istirahat edilmesinin gerekliliğine değinerek şunları söyledi.
Türkmen, “Ev halkını korumak için eller sık sık yıkanmalı, odalar havalandırılmalıdır. Özellikle hastalığın ağır seyretme riski olan kişilerin yakınında grip hastalarının maske takması önemlidir. Maske, ağzı ve burnu tam kapatmalı, ıslandığında ise değiştirilip eller yıkanmalıdır” ifadelerini kullandı.
RİSK ALTINDA OLANLAR
Gribin her yaştan insanı etkilediğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Türkmen, risk gruplarını ise şöyle sıraladı: “Özellikle gebeler, 50 yaş üzeri, 5 yaş altı kişiler, akciğer, kalp hastalığı, böbrek, karaciğer yetmezliği olanlar, kanser, diyabet vb. hastaları, herhangi bir nedenle bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar, organ nakli geçirenler ve aşırı şişman kişiler grip için daha çok risk altındadır. Bu kişilerde grip için hastaneye yatış gerekebilir hatta hastalık ölümle sonuçlanabilir.”
GRİP NASIL ANLAŞILIR?
Gribin ani başlayan ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı, burun akıntısı, kas ve eklem ağrıları ile kendini gösterdiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Türkmen, sözlerini şunları kaydetti:
“Ateş, eklem ve kas ağrıları yoksa öncelikle nezle gibi daha hafif seyreden diğer solunum yolu hastalıklarını düşünülür. Öksürük şiddetli olabilir ve bazı kişilerde iki hafta veya daha uzun sürebilir. Ateş uzun süre devam ederse, koyu renkli balgam, göğüs ağrısı veya nefes darlığı olursa pnömoni (zatürre) olma ihtimali yüksektir. Bu durumda mutlaka doktora başvurulmalıdır. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde bu durum tehlikeli olabilir.”
KORUNMA VE GRİP AŞISI
Dr. Öğr. Üyesi Türkmen, gripten korunmak için yapılması gerekenler konusunda ise şu bilgileri paylaştı: “Gribe yakalanmamak için sık sık el yıkamak, sağlıklı beslenmek, mevsime göre giyinmek gibi kişisel önlemler alınabilir. Risk altındaki kişiler için en etkili korunma yolu aşıdır. Bu kişiler gribin en önemli nedeni olan pnömoni açısından da risk altındadır. Doktorlarından bilgi alarak pnömokok (zatürre) aşısı da olması gerekmektedir.”
GRİP AŞISININ ZAMANI
Dr. Öğr. Üyesi Türkmen, her yıl ekim ayında başlayan aralık ayında artan, nisan-mayıs aylarını kapsayan dönemde de sık görülen gripten korunmada en etkili yöntemlerden olan aşı ile ilgili şu önerilerde bulundu: “Gribin seyrine bakıldığında, grip aşısının her yıl ekim ayında yaptırılması gerekir. Ancak risk grubundaki kişiler, daha önce aşı olmadıysa şubat ayına kadar aşıyı yaptırabilirler. Aşılanan veya hastalığı geçiren kişiler bir sonraki grip mevsiminde hastalığa tekrar yakalanabilir. Virüsün yapısı sürekli değiştiği için aşı içeriği her yıl yenilenmektedir. Bu nedenle her yıl aşı yaptırmak gerekir.”
GRİP TEDAVİSİ
Grip için istirahat ve destek tedavisinin önemli olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Türkmen, “İhtiyaç halinde ateş düşürücü ilaçlar kullanılabilir. Bol sıvı tüketimi önerilir. Ancak risk grubundaki kişiler ve risk grubunda olmasa bile hastalığın ağır seyredeceği düşünülen bireylerde doğrudan grip virüsüne etkili ilaçlar (oseltamivir, zanamivir vb.) kullanılır. Bu hastaların mutlaka doktora başvurması gerekir” şeklinde konuştu.
GRİP AŞISINDA ÖNCELİKLİ GRUPLAR
Grip aşısının 6 aydan büyük herkese önerildiğini bildiren Dr. Öğr. Üyesi Türkmen, grip aşısı yaptırmada öncelikli olan grupları ise şu şekilde sıraladı:
“Gebeler, 6-59 ay arası çocuklar, 50 yaş üstü yetişkinler, Kronik hastalığı olanlar: Astım dahil kronik akciğer hastalığı, diyabet, metabolik hastalıklar, kalp hastalığı, kronik karaciğer, kronik böbrek hastalığı, nörolojik hastalıklar, Bağışıklığı baskılanmış hastalar, 6 ay-18 yaş arasında olup uzun süreli aspirin tedavisi alanlar, Obez kişiler (Yetişkinde vücut kitle indeksi 40’tan büyük olanlar), Özellikle 6 aydan küçük çocuklarla temasta bulunanlar, 5 yaş altı ve 50 yaş üstü kişilerle evde temaslı olanlar ve bu kişilere bakım verenler, Risk altındaki kişilerle yakın temaslı olanlar, Sağlık çalışanları.”