Gücü yeten buyursun

       Bursa Milletvekili İsmail Aydın da tıfıl siyasetçilerden...

       İktidar grubu böylelerinden geçilmiyor...

       Aydın, avukat; her avukat iyi hukukçu olur diye bir kural yok; Aydın da sıradan bir hukukçu...

       Gündeme balıklama daldı ve anayasanın ilk dört maddesinin  değiştirilmesini önerdi...

       * * *

       Anayasa hukukunun temel anlayışı, ilk dört maddede yatıyor.

       Birinci madde diyor ki:

       -Türkiye devleti bir cumhuriyettir...

       İkinci madde şöyle:

       -Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir...

       Üçüncü maddeye gelince...

       -Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı İstiklal Marşıdır. Başkenti Ankara'dır.

        Tıfılın değiştirilebilir dediği maddelerin dördüncüsü ise ilk üç maddenin değiştirilemeyeceğini hüküm altına alan maddedir...

        * * *

        Bu maddelerin değiştirilmesini isteyen kişinin, milliyetinden, cumhuriyete bağlılığından, demokratik, laik ve sosyal devlet anlayışından kuşku duyulmaz mı?

        Keza Atatürk milliyetçiliğine, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütün olduğuna inanmadığı düşünülmez mi?

        Türkçe'den başka dil, ay yıldızlı al bayrağımızdan başka bayrak, İstiklal Marşı'mızdan başka marş hayranı olduğu akla gelmez mi?

         * * *

         Anayasa değişmez değildir. Temel yasadır, günün şartlarına uygun olarak maddeleri değiştirilebilir, kapsamları genişletilebilir, ya da daraltılabilir...

         Ama ilk dört maddesi asla ve kat'a değiştirilemez.

         Millet ayağa kalkar!

         Anayasanın ilk dört maddesi, milletimizin hanedanın boyunduruğundan yani padişahlıktan kurtulup cumhuriyet ve demokrasiyle tanışmasını perçinleyen çimentodur, vazgeçilemez.

         Kaldırılması önerilen maddeler 1924 anayasasından beri yerindedir; hiçbir siyasal güç ya da darbeci anlayış bu maddelerin varlığını ortadan kaldıramamıştır... 

         * * *

         Millî irade ve ülke yönetimi acayip bir siyasal sistemin varlığına terk edilme sürecinde... Toplumun güvenini tamamen ortadan kaldıracak gibi görünen yeni süreçte varlığımıza göz diken kötü niyetli tiplere de dikkat etmek zorundayız!

 

 

Bazılarına kravat cendere

---------------------------------

        Yazar ve yayıncı rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti, kravat takmayı sevmeyenlerdendi. AP'den milletvekili seçilince kravat takmak zorunda kaldı.

        O günlerde de bizim gazetede (*) köşe yazıyordu.

        Bir gün arkadaşlardan biri neden hiç kravat takmadığını sordu. "Boynumu sıkıyor, boğulacak gibi oluyorum" demişti...

        Meclis'in açılışına balıkçı yaka kazakla gitmişti ama vekilliğine bakılmadan kapıdan çevrilmişti.

        Mecbur kaldığı için kravat takarak gider oldu; içeride kravatını gevşetir oturumlara öyle katılırdı...

        Bu yüzden adı devamsız vekillerin başına yazılırdı...

        * * *

        Gazeteci arkadaşımız Ahmet Hakan da Kanal D'de akşam haberlerini sunmaya başladı. O da Serdengeçti gibi kravat takmayı sevmeyenlerdendi; sevse de sevmese de bundan böyle onu da ekranda kravatlı göreceğiz...

        Hem kravat da pek yakıştı canım... 

        Hakan'a başarılar diliyorum...

(*) Yeni İstanbul gazetesi

 

Yüzümüze bakabilecek mi

---------------------------------------------------      

       18 maddeden ibaret anayasa değişikliğinin 330'u aşıp referanduma götürüldüğünde oyların yüzde kaçını alacağını merak ediyorum...

       Ama bir türlü tahmin yapamıyorum...

       * * *

       Devlet Bahçeli Bey'in tahmini ne acaba; ona göre evet oyu yüzde kaç olur...

       Tahmini tutar mı...

       Tutmazsa...

       Yani değişiklik referanduma takılıp aşamazsa...

       Yüzü ne hale gelir onu da merak ediyorum!

 

Niyet-kısmet

-------------------

       Anayasa değişikliği geçmezse erken seçim kaçınılmaz olurmuş...

       Nedenini de söylüyorlar:

       -Çünkü Meclis çalışamaz duruma düşer...

       Allah Allah, neden düşsün?

       Meclis bugün tıkır tıkır çalışmıyor mu?

       AKP'liler engelleme yapmazsa, muhalif vekilleri dövmezse, oturumlara katılmazlık etmezse bundan sonra da çalışır.

       Yine de çalışmaz diyenin niyeti, referandumun geçmesini sağlamak için halkı şimdiden baskı altına almak olmasın...

       Ne dersin Yasin Aktay kardeş...  

 

ANLAMLI SÖZLER

--------------------------------------

       Dünyanın en yüce tahtına da çıksanız, oturacağınız yer kıçınızın üstüdür. (Friedrich NİETZSCHE)

Yazarın Diğer Yazıları