"Gül"ümse biraz bitsin kederin!

Abdullah Gül, genelde mütebessim bir yüze sahiptir, gülümsemek için dudaklarını geri çekmesine gerek yoktur. Kayseri'de, kendi hayatının sergilendiği Abdullah Gül Müzesi'nin açılışında ise gülümsemek için epey çaba harcadı herhalde... Zira açılışa katılan Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ile yol arkadaşlığının 1960'lı yıllara dayandığını belirterek "Tüm başarıların altında imzası olan kardeşlerimizden bir tanesidir Abdullah Gül. Kendisine şükranlarımı sunuyorum" dedi.

***

Aslında "Beni zirveye taşıyan Abdullah Gül'dür. Şimdi son zirveye çıkmam için yine onun yardımına ihtiyacım var. Ben onun yeniden Cumhurbaşkanı adayı olmasının önünü, kişiye özel bir yasa maddesi ile kestim. Hatta partiye dönerek genel başkan ve başbakan olmasın diye, seçilmiş cumhurbaşkanı olduğum halde partiyle ilişkimi kesmeyip, onun görev süresi bitmeden bir gün önce kongre topladım, Ahmet Davutoğlu'nu genel başkan ve başbakan yaptım ama şimdi Abdullah Gül kardeşimden rica ediyorum. O da cevap olarak benim önümü kesmesin. Zira hedefimize ulaşmak için 1997'deki kırılma noktasından sonra 15 Temmuz'da bir fırsat daha yakaladık. Bu fırsatı heba etmeyelim" demeliydi.

Çünkü gerçek bu!

***

Bu arada Tayyip Erdoğan 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili konuşurken de "Milletimiz sayesinde, yönetimi ele geçirmek isteyenlere gerekli cevabımızı verdik. Tek bir cümlemiz ile sokaklara, meydanlara çıktılar. Darbeyi bir anda karşı darbeye döndürdük" diye bir itirafta bulundu.

Sizce "karşı darbe" derken FETÖ'cülere darbe indirmeyi mi kastetti yoksa siyaseten duvara çarpmışken, 15 Temmuz sayesinde ve Devlet Bahçeli'nin kıyağı ile başkanlık sistemine geçmek ve "yeni kurucu akıl" ile birlikte yeni bir rejim oluşturmak fırsatını bulmuş olmasını mı?

***

Biz yine konuya dönelim... Erdoğan, 2007'de Bahçeli'nin "Biz Meclis'e gireriz. Gül, 3. turda seçilir" emrivakisiyle Gül'ü Cumhurbaşkanı adayı göstermek zorunda kalmıştı. O seçimde kendisi neden aday olmadığını açıklamadı ama danışmanı Ahmet Sever'e göre aslında Abdullah Gül, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasını istiyordu. Hatta birkaç defa Erdoğan'a "Siz aday olun" dedi. Aldığı cevap hep aynı oldu: "Benim aday olmamak için bazı gerekçelerim var."

Erdoğan'ın aday olmamak için gerekçesi ne olabilirdi? Sever, yazmıyor ama o sırada Gül'ün adaylığına 27 Nisan bildirisiyle karşı çıkmış gibi yapan Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, Dolmabahçe'de Erdoğan ile görüşmesinden sonra yelkenleri suya indirmişti.  O halde tek bir engel olabilirdi. O da Erdoğan'ın diplomasının Cumhurbaşkanlığı için yeterli olmaması idi. "Üç yıllık yüksek okul diploması" henüz "dört yıllık fakülte diploması"na dönüştürülememişti! Önce rektörü değiştirmek gerekiyordu!

***

Sever, Gül'ün aday olmaya karar verdikten sonra ilk haberi telefonla Tayyip Erdoğan'a bildirdiğini yazıyor. Bu duruma göre Abdullah Gül de Erdoğan'a dayatmada bulunmuş!

24 Nisan'daki AK Parti grup toplantısında Erdoğan, Gül'ün adaylığını açıkladı: "Araştırmalarımız bir ismi ortaya çıkardı. O da bu hareketi beraber kurduğumuz değerli kardeşim Abdullah Gül." dedi ama Abdullah Gül ismini ortaya çıkaran kendi kararlılığıydı!  

Gül'ün görev süresi bittikten sonra Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecekti. Cumhurbaşkanı'nın görev süresiyle ilgili yasa tasarısına Erdoğan, "2007 Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesinden önce seçilmiş olan cumhurbaşkanları ikinci defa seçilemez." diye kişiye özel bir madde koydurdu. Gül de bu yasayı veto edemedi.

Şimdi "Gülümse biraz gülsün gözlerin, gülümse biraz bitsin kederin" diyor herhalde..

 

Yazarın Diğer Yazıları