Günay, "Bunca yılın kazanımını yok edilmemeli"

Günay, "Bunca yılın kazanımını yok edilmemeli"
Eski AKP milletvekilli ve bir dönem Kültür ve Turizm Bakanı olan Ertuğrul Günay, kaleme aldığı bir mektup ile AKP'li vekillere 'hayır' çağrısında bulunmuştu. Mektuba olumlu dönüş aldığını belirten Günay, referandum sürecini değerlendirdi.

Günay bu açık mektubunda, başkanlığı da içeren anayasa değişikliği referandumuna ilişkin AKP’lilere seslenmiş ve “Demokrasiyi rafa kaldırmak anlamı taşıyan bu sürüklenişten ülkenin kurtulması sizin elinizde” demişti.

Kaleme aldığı mektubuna olumlu tepkiler aldığını belirten Günay, AKP içinde ve AKP seçmeninde teklifi içine sindiremeyenlerin olduğuna dikkat çekti.

Gazete Karınca'dan Altan Sancar'a konuşan Günay’ın sorularımıza yanıtları şöyle:

“GETİRİLEN BAŞKANLIK ÖNERİSİ DESPOTİK BİR HUKUK GARABETİDİR”

Geçtiğimiz günlerde “Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlarıma açık mektup” başlığı ile bir mektup kaleme aldınız. AKP içerisinde yer alan ve dostane ilişkileriniz sürdüğü, çoğulculuğun erdemine inandıklarına dikkat çektiğiniz isimlere çağrı yaptınız. Mektubunuzun ardından ne gibi tepkiler aldınız ve size bu isimlerden dönüşler oldu mu?

Adalet ve Kalkınma Partisi 2001’de kuruldu. 2011 Genel Seçimi dahil hiçbir seçimde ‘başkanlık sisteminin’ adı geçmedi. Daima çoğulcu demokrasi, parlamenter sistem, hukuk devletine vurgu yapıldı. Halk da bu vaatlere destek verdi.

Ben de 2007-2013 yılları arasında AK Parti’de milletvekilliği ve bakanlık yaptım. Bu vaatleri içtenlikle inanarak sahiplenen, halka anlatmaya çalışanlardan biriydim. Ancak şimdi, bu sözlerin tam tersine bir anayasa değişikliği hazırlandı ve kabul ettirilmeye çalışılıyor ve ben bunu içime sindiremiyorum. Bakanlığım sırasında, yani 2012 yılında da başkanlık önerisi ilk gündeme geldiğinde karşı çıktım. Üstelik getirilen başkanlık önerisi medeni dünyada örneği olan bir sistem de değil, aksine Asyatik/ despotik bir hukuk garabetidir.

Geçtiğimiz günlerde de AK Parti kamuoyuna gönderdiğim bir açık mektupla bu duygu ve bilgilerimi paylaşmaya çalıştım ve oldukça olumlu tepkiler aldım.

Uzun yıllardır iktidarda olan AKP’ye her seçimde oy veren seçmenler içinden ve AKP milletvekilleri içinden mevcut teklife ‘Hayır’ oyu vereceklerin çıkacağını dillendirenler de mevcut. Sizler, referandumda AKP seçmeni içinde ve parti grubu içinde bir ayrışma ile verilecek ‘Hayır’ oylarının olmasını bekliyor musunuz?

Başkalarının, hukuk gereği gizli olarak kullanacağı oyları üzerinde niyet okuması yapmayı doğru bulmam. Ama elbette AK Parti gibi büyük bir kitle partisi içinde bu önerilerin sakıncalarını gören çok sayıda düşünen insan var. Bu düşünen insanların sayısının ve oranının yüksek olmasının, ülkemizde demokrasinin korunması için son umut olduğuna inanıyorum.

Kaleme aldığınız mektupta AKP’de 3. seçim ardından “denetim ve şeffaflık yerine, denetimden kaçınma ve savurganlık, halka yakınlık ve tevazu yerine, ‘devlet benim’ kibri ve görüntüsü, söylemi, niyetinin” ortaya çıktığını söylemiştiniz. Bu değişimi neye bağlıyorsunuz?

Üç seçimi artan oylarla kazanmak lider kadroda ister istemez bir kibir yaratıyor ve tabanda da bunun yansımaları oluyor. Ayrıca iktidar aşındırıyor, bir ölçüde çevre kirliliğine de yol açıyor. Bütün bunlar şeffaflıktan kaçınmayı, hesap verirlikten ve halktan uzaklaşmayı tetikliyor.

Buna Türkiye siyasetinin ‘lider egemen’ kötü alışkanlıklarını ve doğulu yöneticilerin saltanat merakını da ekleyin. İktidar karşısında umut yaratacak, onu sarsacak bir muhalefet de olmayınca, gelinen son böyle ‘Türk Tipi’ gariplikler oluyor.

“MİLLİYETÇİ İTTİFAK DAĞILMADAN, KÜÇÜLEREK DEVAM EDECEK”

AKP’nin son dönemde milliyetçi bir çizgiye kaydığını görüyoruz. MHP ile ortak biçimde bir teklif getirilmesi de bunun göstergesi gibi. Bu ittifak kalıcı bir durum mu yoksa referandum ardından MHP ile bir çatışma halinin ortaya çıkması söz konusu olabilir mi? Ayrıca sonucun AKP’ye etkisi ne olacaktır?

AK Parti’nin merkez kadrolarına milliyetçi eğilimler egemen oldu. Başlangıçta ve 2007’de daha çoğulcu, merkez, hatta liberal, özgürlükçü isimlerle koalisyon görüntüsü vardı ve bu gelişme için sağlık işaretiydi. Ancak 2013 sonrasında demokrasi karşıtı otoriter tutum, kaçınılmaz olarak yeni ittifaklar edindi. Ben bu milliyetçi ittifakın dağılmadan, ama küçülerek devam edeceğini düşünüyorum. Referandumdan ‘Evet’ çıkması Türkiye için büyük bir talihsizlik olacak. Ama ‘Hayır’ çıkmasının AK Parti için de hayırlı sonuçlara vesile olmasını dilerim.

Son olarak eski bir bakan ve AKP üyesi olarak, sizin referandum çağrınızı nedir?

Çok partili sisteme geçtiğimizden bu yana her seçim sonucunun makul, objektif nedenleri olduğunu savundum. Bu oylamanın da bu ortak aklın gösterdiği doğrultuda sonuç vereceğini, iktidara fren yapacağı umudunu taşıyorum.

Umuyor ve diliyorum ki Türkiye insanı, bunca yılın kazanımını yok etmeye, ülkeyi medeni dünyadan koparmaya, geri götürmeye geçit vermesin.

Hukuk devletinden, adalet arayışından, çoğulcu demokrasiden vazgeçmesin, hukuku ve demokrasiyi askıya alan hükümdarlık arayışlarına ‘Hayır’ desin.

16 Nisan anayasa değişiklikleri oylamasının tüm insanlarımız ve ülkemiz için ‘hayırlı’ olmasını dilerim.

İlgili Haberler