Müthiş bir beceridir bence düşünceyi akılla buluşturup, gerçeklerle süsleyip, bilgi ve belgelerle ispatlayarak okuyucunun uykusunu kaçırırcasına sıkmadan, yormadan leziz bir kahve tadında sunabilmek. İlettiği her bilgi mutlaka bir kaynakçaya dayanıyor. Yaşanmış ve tamamen günümüz gerçeklerinden yola çıkılmış. Üstelik okuyucusuyla sohbet eder gibi yüzleşip, söyleşip, söylediği her sözün de ardında duran bir yazarın kaleminden. Usta gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun  “Ey Türk İstikbalinin Evladı” dizisinin üçüncü kitabı olan  “Güneşi Beklerken” tüm kitap raflarındaki yerini aldı. Eser, Ceviz Kabuğu yayınlarından çıkmış ve tam 272 sayfa. Yazar her zamanki üslubuyla hem soruyor, hem de sorguluyor. Kitabın girişindeki önsöz yerine kullanılan H. Cevizoğlu imzalı yazı, içinde bulunduğumuz durumu ve Türkiye üzerine oynanan oyunları bakın nasıl da güzel ifade ediyor. Başlık şöyle;  “Yağmurdan kaçıp güneşi beklerken”  ve devam ediyor. “Son yıllarda Türkiye üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Kara yağmurlar vatanın temiz evlatlarını ıslatıyor, üşütüyor. Milletin yüreği titriyor! Peki yağmur altında sığınacak şemsiyeniz yok demek her yağmurda sırılsıklam olmak akıllıca mı? Hep güneşi bekliyoruz, sıcağını, ışığını.” Cevizoğlu bir müthiş şiirle süslüyor düşünceyi, gerçeği. 1914 yılında milli şairimiz M. Akif Ersoy’un dizeleriyle,
“Memleket mahvoluyor, baksana bedbinlikle,
Bir ışık gösteren olsaydı eğer, tek bir ışık,
Biz o zulmetleri (karanlıkları) bin parça edip çıkmıştık”  diyor.
Kitapta yazarın 29 Mayıs 2007 ile 20 Şubat 2009 arasındaki yaklaşık son 2 yıllık süreçte ülkemiz hakkındaki uyarma ve uyandırma yazıları yer alıyor. Yeniçağ gazetesinde yayınlanan bir kısım yazıları ve  “Ey Türk İstikbalinin Evladı”  1. ve 2. ciltlerinde yer alan okuyamadığınız yazılarını da  “Güneşi Beklerken” de bulabilirsiniz. İçindekiler kısmından karışık satır başlarını sizlere sunmak istiyorum zira hepsini sütunuma sığdırmam mümkün değil...
- Cumhuriyet gerçekten tehlikede mi?
- Hem Atatürkçü hem Atatürk’e karşı
- Yeni Anayasa’nın ideolojisi!
- Kollarımız kırık ayaklarımız bağlı mı?
- Saldıranlar arasında ABD askeri var mıydı?
- Köşk’te güvenlik korkusu mu var?
- AKP’nin Alevilik projesi
- 1919’un şifresi
- Önce Atatürk’ün Bankası gitmedi mi? 
- Ulusalcıların yanılgısı
- Bahçeli’den TSK’ya “AKP’yi uyarın” mektubu
- Polisler Ergenekon’un emrine girdi.
- Cumhuriyet’in temeline ihanet mi yerleşti?
- İyi avukat adamı ipten alır!
- Travmanın rövanşı mı?
Kısacası merak edilen her şey kitapta soruluyor, sorgulanıyor, araştırılıyor. Çok konuşulacak, elinizden kolay kolay bırakmayacağınız başarılı, güçlü bir eser.
Soruyor Cevizoğlu,  “Ahmak ıslatan her yağmurda sırılsıklam olmak akıllıca mı?  Hep güneşi bekliyoruz, güneşin sıcağını ve ışığını...
Güneş doğarsa yağmur kaybolacak.
Güneş ufuktan ne zaman doğar?”
Evet sevgili okuyucularım, düşündükçe, ürettikçe ve bilgiye tutundukça Güneş daima doğacak, doğacaktır. İlgiyle okuyacağınıza inandığım bir kitap. Mutlaka edinilmeli. Cevizoğlu’nun ellerine sağlık.