Gürsel Tekin’e ve PKK avukatına derin koruma!..

Daha, “ihtimal” konuşulurken, Gürsel Tekin ile PKK avukatının nasıl kurtarılacağının formülü geliverdi!..
PM’ye seçilen iki kişi istifa edip Tekin ve Tanrıkulu kurtarılacaktı.. (Siirt formülü..)
Y-CHP dizayn edilirken ne oldu?!.
Parti Meclisi seçimi için kullanılan oyların en azı Gürsel Tekin’e çıktı..
Tekin, yüz oy daha eksik alsa PM’ye
giremiyordu.
Bu ne demek?!.
“Seni istemiyoruz kardeşim çek
git..” demek..
Gürsel Tekin gider mi?!. Gitmez..!
Gürsel Tekin öncelikle şunu söyleyecektir; “Bu delege Önder Sav-Baykal delegesi.. Kişisel husumet nedeniyle beni istemiyorlar..”
Bu değerlendirme doğru mu?..
Kısmen doğru.. Gelgelelim, şöyle de bir durum var.. Gürsel Tekin, parti vitrinine adeta gökten zembille düştü!.. Bir kaç yıl öncesine kadar, yurt teşkilatı çapında, hatta İstanbul çapında adı bilinmiyordu.. CHP Genel Merkezi’ni maddeden en iyi forse eden Kadıköy Belediyesi Başkan yardımcısıydı.. Birden Baykal’ın gözdesi ve İstanbul İl Başkanı oluverdi..
Parti tabanında hâlâ soru işaretleri ile dolu bir kimlik!.. Baykal’ın başına gelen olayda, adı ilginç biçimde geçiyor.. Hatta Başbakan onu açık açık, olayın mimarı olarak işaret ediyor.. Düşünen beyinler için soru işareti çok.. CHP, yeni bir dizayn içerisine sokuldu.. Bu çerçevede ulusal kimliğin tasfiyesi, daha çok Batı’yla işbirliğine yatkın bir CHP ortaya çıkarılıyor.. ABD-AB’nin Orta Doğu politikaları ve global ekonomik bakışına uygun bir CHP yönetimi yaratılıyor..
Partinin bu adımları atmasında Gürsel Tekin faktörü biliniyor..
Tekin’in, etkin iş alemi ile yakınlıkları dikkat çekiyordu..
Bir önemli husus da şu.. CHP’nin ağzındaki “Kürt politikası” gibi açılım programları, ABD’nin de AB’nin de “uygun gördüğü” biçimde...
Bu konuda da söylem liderliği, Gürsel Tekin’in olmuştu..
Bütün bu özel üstünlükler, yürüdüğü yolda sadece sermaye çevrelerinden değil, devlet içerisinden de destek bulduğu izlenimleri, ortaya soru işaretleri çıkarıyor!..
Parti tabanının “düşünen beyinleri” Gürsel Tekin’le ilgili bu sorulara cevap arıyorlar..
Bu sorulara cevap aranırken de ortaya yeni sorular çıkıyor!.. “Acaba” deniliyor “Bütün bu çaba, partinin halk tabanına yayılmasını sağlamak için mi?.. Yoksa, derin bir proje çerçevesinde, hakim sınıflarla ABD-AB’ye entegre bir parti yaratmak için mi!!?..”
Delegenin, sebep ne olursa olsun içine sinmeyen bir durum var ki... Gürsel Tekin adeta şamar yedi.. PM’de seçim sonuçlarına bir itiraz geldi.. Kadın kotasına uyulmamıştı ve bu uyum sağlanmalıydı. Bu durumda, en az oy alan Gürsel Tekin gitmeliydi.. Kılıçdaroğlu, “kankasının”, Genel Sekreteri’nin aldığı darbeden etkilenmemeye çalışıyor..! “Biz yüzde 25 kadın üye kotasının zaten üzerindeyiz” sözleri ile Tekin’i kollamaya çalışıyor!.. (Kurtarmaya çalıştığı bir de PKK avukatı Sezgin Tanrıkulu var.)
Gürsel Tekin’e göre de “Hiçbir problem yok. Liste yüzde 25’lik kotaya uygun” ...
Açık seçik belli ki, Tekin’i oradan kimse sökemez, çare bulunur..
Parti Meclisi kadrosunda, Gürsel Tekin kontenjanından CHP’li yapılmış isimler var.. Tekin dışarıda kalsın, olacak iş mi!?.
Kaldı ki CHP, çok büyük bir proje çerçevesinde dönüştürülüyor.. ABD’nin enterne ettiği takımın en kıvrak oyuncusu dışarıda kalır mı hiç!!?

Yazarın Diğer Yazıları