Hadi Gülümse…

Bu tür açıklamaları okuyunca hep bu söz aklıma gelir; hadi gülümse.

Şuydu beni gülümseten şey: "Milliyetçi Hareket Partisi, içine sinmese de, vicdanen sorgulanması gereken birçok yanları bulunduğuna inansa da Yargıtay'ın mezkûr kararına saygı duyacaktır."

MHP yönetimi bu noktaya gelene kadar pek çok akıl almaz iş yaptı. Bu iş ve işlemler, yönettiği partinin tüzüğünden bîhaber olduğu izlenimi veren yöneticiler, MHP'nin bu noktaya nasıl geldiğinin somut göstergesiydi aslında.  

Tüm bu yaşananlara rağmen hâlâ iflah olmayanlar var. Bir televizyon programında aynen şöyle diyordu bir parti yöneticisi: "MHP 26 Haziran veya 10 Temmuz'da tüzük değil seçimli kurultaya gidecek.".

Şu çalkantılı süreçte, parti yöneticisinin en azından "Genel kurul" ile ilgili tüzük maddelerini gözden geçirmesi gerekmez miydi? "Genel Başkan dediyse bir hikmeti vardır!" inancından mütevellit bakmaya gerek duymamış, zahir.

Değişim talebi ile yola düşenler sürecin başından beri sadece "tüzük" diyorlardı. Halen de söyledikleri bu. Buna rağmen ve hâlâ kimi Genel Merkez yöneticilerinin tüzük değişmeden, "seçimli olağanüstü kongre" yapacaklarını söylemesi ilginç.

Ya tüzükten haberleri yok, ya da...

***

Devlet Bey'in son açıklamasında karara "saygı" göstereceklerini söylemesi olumlu.

Keşke, imzalar toplanmadan önce yapılan çağrılara kulak verilseydi.

Keşke, imzalar Genel Merkez'e gittikten sonra bu açıklamalar yapılsaydı.

Tüzüğün hükümleri ve siyasi partiler yasası ortadayken meselenin bu noktalara taşınmasını MHP'li yöneticilerin hukuki olarak yanlış yönlendirilmesine bağlıyorum. Sadece onlar mı, bu tartışmalarda Genel Merkez'i haklı gören Ülküdaşlarımız da yanlış yönlendirildi, olmayacak beklentilere sokuldular.

Genel Merkez'in Çağrı Heyeti'nin Yargıtay tarafından yetkilendirildiği ortadayken kongre takvimi ilan etmesi, yaşananlardan hâlâ ders çıkarılmadığını gösteriyor.

MHP idaresi Yargıtay kararına saygı ile, karardan önce "fitne" ilan edilen delegelere artık güvenildiğine dair bir hatırlatma ile, bir seçimli kongre yapacağını iddia ediyor.

Lâkin bunu nasıl yapacağını izah etmiyor. Üstelik mahkemece yetkilendirilmiş bir heyet varken.

Gelişmeleri merakla takip ediyoruz.

 

Gün Sazak'ın gölgesinde

Her 27 Mayıs Ülkücüler için elem günüdür. Kızıl teröre kurban verilmiş binlerin sızısının yüreklerde daha bir acıyla hissedildiği gündür.

MHP yönetimi doğru bir kararla 27 Mayıs'ı Ülkücü Şehitler Günü olarak ilan etmişti. Her 27 Mayıs'ta Kızılcahamam'da toplanıp, orada inşa edilmiş olan Ülkücü Şehitler Anıtı ziyaret ediliyor, şehitlerimiz anılıyor.

Neden 27 Mayıs? Sebep Gün Sazak bey. CHP'li muarızlarının bile  "… Cumhuriyet kurulduktan bu yana gümrüklerdeki soygunu fikri ve felsefesi bizimle yüzde yüz ters olan Gün Sazak önlemiştir" dediği çapta büyük bir devlet adamıydı Gün Sazak. Yarım asır boyunca gümrükleri esir alan hırsızlıkları beş buçuk ayda önlemişti.

Gün Sazak hem Ülkücü harekete yaptığı hizmetlerle hem de Ülkücü siyaseti temsildeki başarısıyla hareketin yüz akı, Ülkücü ahlakın ete kemiğe bürünmüş hâlidir.

Onun bu hâli memleket sevdalılarını ne kadar mutlu ettiyse, vatan hainlerini de o kadar rahatsız etmişti. Fakirin fukaranın hakkını kaçakçıya yem etmeyen Sazak, sözde "emekçi" hakları için mücadele eden eşkıya tarafından şehit edildi.

Onun erken ölümü Ülkücüleri o kadar etkiledi ki Sazak köyündeki kabri bir ziyaretgâha çevrilmiş durumda. Ülkücüler, 36 yıldır her 27 Mayıs'ta şehitlerini ziyaret için akın akın Sazak köyüne gidiyor.

Rahmetli Başbuğ başlatmıştı Sazak ziyaretlerini. O da böyle bir vefa adamıydı. Kimseyi unutmaz, unutturmazdı.

Bu yılki ziyaret daha da anlamlı bir hâl aldı. MHP Genel Başkanlığı'na adaylığını ilan eden dört adayın Sazak'ın manevi huzurunda birlik görüntüsü vermesi hareketin geleceği açısından bize umut verdi.

Büyük davalar, sembol şahsiyetlerin sırtında yükselir. Sadece hayatta iken değil dünya değiştirdikten sonra da.

Birlik ve beraberliğe her şeyden çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde Sazak'ın kabri başında ellerini göğe uzatan kalabalıkların sergilediği görüntü hareketin geleceği açısından önem arz ediyor.

Keşke diğer adaylar da bir günlüğüne de olsa siyasetin dağdağasından sıyrılıp Sazak'taki birlik görüntüsüne katkı sağlasaydı.

 

Yazarın Diğer Yazıları