Hadi şimdi de alkışla!
Dört yıl önceydi.. Bir programda sevgili Çiğdem Akdemir sordu;
-Açılım süreci tökezledi.. İster misiniz şimdi Milliyetçi olsunlar..
Dedim ki Çiğdem Akdemir'e;
-Milliyetçilik pozu ne ki, yarın bir gün, oy avcılığı için 'Bozkurt' işareti yaparsa şaşırma.. Öyle bir Milliyetçilik taslayacak ki, biz 'Milliyetçiyim' demeye utanacağız..
***
2014 yılındaydı bu program.. Yayından sonra bir dostum aradı ve dedi ki:
-Yav doğru söylüyorsun abi.. Kulağa abartılı gelse de bu dediğini de yapar vallahi.. Ama Türk Milliyetçileri bunu yemez..
"Türk Milliyetçileri o golü yerse yandık zaten" dedim ve ekledim..
-Göreceksin, bunu mutlaka yapacak..
***
Aradan 4 yıl geçti.. O dostum dedi ki günün birinde;
-Tayyip Erdoğan bu ülkenin bekasının sigortası konumuna gelmiştir.. MHP'nin çizgisine geldi ve bu Türkiye için büyük şans..
Dedim ki;
-İlk günler AB çizgisindeydi.. TARAF yazarlarının çizgisinden çıkmıyordu.. Ardından Açılımla bölücülerin çizgisine.. Yol boyunca hep F Tipi'nin çizgisinde oldu.. ABD çizgisinden hiç çıkmadı.. Ta ki ABD ile şahsen arası bozuluncaya kadar.. Bugün 'Milliyetçilik' diye tarif ettiğin çizgi, pragmatizmden başka bir şey değil ve zaten üç-beş vakte kadar terk edeceği bir çizgi..
***
Türk Milliyetçileri, tahmin ettiğim gibi 'Yemedi' bu pozu.. Referandumda gördük.. Küçük bir kesim dışında bugün hâlâ görüyoruz.. Bakmayın sosyal medyada 'İttifaka' destek sloganları attıklarına.. Siz bir de özel görüşmelerdeki fikirlerini duysanız..
Türk Milliyetçileri, bugünkü pozların, günü kurtarmaya yönelik bir manevra olduğunun farkında.. Susup, koşulsuz destekleyenlerin de ekonomik durumlarına bir göz attın derim.. 17-25 yöntemleriyle kimlere nelerin dağıtıldığını bir bilseniz, slogan atma sebeplerini de gayet iyi anlarsınız..
***
Şimdiiii.. 4 yıldan bu yana görüşü değişen o arkadaşım geçenlerde bir yazasında dedi ki;
-İşte Cumhurbaşkanı'nın 'Bozkurt' işareti yaptığı günlere geldik.. Ona bu işareti yaptıran Devlet Bahçeli'yi alkışlayacaksınız..
Dedim ki o günlerde;
-Cumhurbaşkanı'nın Bozkurt işareti yapmasında hiçbir sakınca yok.. Ancak, öncelikle şunları, şunları, şunları, yani Bozkurt olabilmenin gereklerini yerine getirmeli..
***
O yazıdan bir gün önce İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de girdi konuya ve dedi ki;
-Bozkurt gibi anlaşıldı ama aslında değildi.. Bakın böyle yaptı, böyle yapmadı..
Diyerek, gerçek Bozkurt işaretini yaptı ve ekledi;
-Parmaklar alışık değil.. Kırk yıllık Yani olur mu Kani..
***
O arkadaş bununla caka satarken dedi ki Ak Parti Sözcüsü Mahir Ünal;
-Cumhurbaşkanı Rabia'yı sayıyordu.. O esnada öyle bir fotoğraf anı çıktı ortaya.. Bozkurt işareti yapmadı..
Bu açıklamaya rağmen ısrar etti o arkadaşım yazılarında;
-Açılım sürecinin mimarı bir siyasetçiyi Bozkurt işareti yaptığı günlere taşıyan Devlet Bahçeli'yi alkışlayacaksınız..
***
Bütün bunlar olup bitti.. Ve önceki gün, Varna dönüşü uçakta gazetecilere dedi ki Tayyip Erdoğan;
-Rabia'yı sayarken bir anda olmuş o hareket.. İrademiz dışında oldu..
Bizimki hâlâ ısrarlı, "Alkışlayın da alkışlayın.."
Eyvallah, hatırın kalmasın alkışlayayım.. Alkışlayayım da;
Sözcüsü "Yapmadı" diyor, kendisi "İrademiz dışında" diyor..
Buna rağmen alkışlarsam bana 'psikolojik deli'(!) demesinler..
Ama illa da alkışlayacaksam, hepimiz o işareti 'Bozkurt' sanırken, aslında o olmadığını ilk fark eden Meral Akşener'i alkışlarım..