Hafızalı toplum geleceğe ulaşır!

Hafızalı toplum geleceğe ulaşır!
Hafızalı toplum geleceğe ulaşır!

Usta gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun Ceviz Kabuğu programına konuk olan Sunay Akın, oyuncak müzesini ve ardındaki fikri anlattı: Müzeler milletin hafızalarıdır. Hafızası belli olan toplumun geleceği olur. Oyuncaklarla “oynayanlar”, oyuncaklarla “oyalananları” yönetiyor.

 

Müzeler milletlerin hafızalarıdır

2005 yılında Türkiye’nin ilk oyuncak müzesini kuran şair ve yazar Sunay Akın, “Hafızası belli olan toplumun geleceği olur” dedi. Gelişmiş ülkelerin müzelere verdiği öneme dikkat çeken Akın, Türkiye’de hâlâ bir müzecilik atılımı yapılamamasından yakındı.

Şair ve yazar kimliğinin dışında gazeteci, araştırmacı, tiyatro oyuncusu gibi pek çok unvanla da tanıdığımız Sunay Akın, Usta Gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun hazırlayıp sunduğu 2011’in son Ceviz Kabuğu’nda sanattan siyasete çok önemli fikirlerini kendine has üslubuyla ortaya koydu.
Türkiye’de müzeciliğin ve müzelere olan merakın çok az olduğunu söyleyen Sunay Akın, bu ilgisizliğin konuşmalarımıza ve birbirimize hitap tarzlarımıza da yansıdığını ifade etti. Akın, “Biz de ’müzelik olmak’ diye bir kavram var, sevmediğimiz şeyleri müzelik diye anarız. Ya da ’çocukluk yapma, bana masal anlatma, o dediğin çocuk oyuncağı’gibi ifadeler vardır. Geleceğimiz olarak gördüğümüz çocuklarımız üzerinden bu aşağılayıcı ifadeleri neden kullanıyoruz ki? Özgürlüğü elinden alınan çocuğa büyük derler. Bence insanın özü çocuktur zaten” dedi.


Oyuncaklarla “oynayanlar”, oyuncaklarla “oyalananları” yönetir
Türkiye’nin ilk oyuncak müzesini ailesine ait bir köşkte kuran Sunay Akın, bu fikrin nasıl oluştuğunu ve neden bu müzeyi kurduğunu şu sözlerle anlattı:
 “Benim hayatımın en güzel en mutlu günleri müzelerde geçti... Çok oyuncağım oldu benim. Oyuncağım olmadığı için kurmadım burayı. Babam manifaturacıydı. İstanbul’a her gittiğinde oyuncaklarla dönerdi. ‘Almadılar’ dersem haksızlık etmiş olurum. Ama bir şey var onu da söylemeden edemeyeceğim! Oyuncak bir denizaltı istedim hep ama hiç olmadı. Babam yavrum bulamıyorum derdi. Ben de kumbarayı alır deniz altı gibi oynardım onla... 
Almanya’da Nurnberg Oyuncak Müzesi’ne ‘Bir saatte gezerim’ diye girdim. Gezerken yanıma gelen adam ‘Beyefendi kapatıyoruz saat beş’ dediğinde kendime geldim...
Bu müzeleri gezerken şunu fark ettim. Gelişmiş ülkelerde oyuncak, çocuklara bilerek, hayalleri büyüsün, daha çok hayal kursun diye alınmış. Bizim gibi gelişmemiş ülkelerde ise oyalansın diye alınır. Bu yüzden oynasın diye alanların kapısındadır oyalansın diye alanlar...”


Psikolojik savaşın aracı olarak kullanılan oyuncak
Çocukların oyuncaklarla oynadığı ve oyuncak sanayiinin geliştiği ülkelerin bilimde, sanatta ve teknolojide de ilerlemiş ülkeler olduğunu özellikle vurgulayan Sunay Akın, verdiği örneklerle bu düşüncesini destekledi.
 “Hitler, hazırlattığı oyuncaklarla toplumu savaşa hazırladı. Asker figürlerinin olduğu oyuncaklar bunlar. Japonya da 2. Dünya Savaşı’nın etkileri yok etmek için oyuncakları kullanmış.
Dünyanın ilk uzay temalı oyuncağını 1920’lerde Amerika koydu çocukların önüne. Aya ilk ayak basan kim oldu? Biz mi basacaktık aya ayak?  Almanya’da çocukların elinde trenler var oyuncak olarak. Her yerine trenle gidiyorsunuz Almanya’nın. Biz de yok... Tesadüf mü bunlar?”


Atatürk ölürken bile milletin geleceğini düşünüyor
 “Müzeler aydınlanmanın başladığı yerdir. Bilgiye sanata uygarlığa mabettir” diyen Sunay Akın, tarihi mekânların yıkılıp yerine alışveriş merkezi ya da oteller yapılmasının yanlışlığını bir kez daha hatırlattı. Son günlerin tartışma konusu olan “Haydarpaşa Garı”nın yıkılmak istenmesine değinen Akın, “Haydarpaşa Garı, Anadolu’nun gardırobudur. Yıkılıp otel yapılmak isteniyor. Haydarpaşa müze olsa...” dedi. Sunay Akın Atatürk’ün müzelere verdiği önemi de dile getirdiğini şöyle kaydetti: “Atatürk hastalanıp istirahat etmek için Savarona yatına yerleşir. Yatın camından dışarı bir bakar ki karşısında Dolmabahçe Sarayı. Şöyle düşünür Atatürk, ben burada ölürsem bunlar bu sarayı otel yapar kalkıp gideyim, orada öleyim de bari müze yapsınlar. Atatürk gidip saraya yerleşir. Dolmabahçe bugün müze, Savarona’nın hali malûm... Gördüğünüz gibi ölüsü bile bir şeyi kurtarmış.”    


S. Akın: Okumayan toplum tavuk toplumdur.  Önüne yem atılır, arkasından yumurtası alınır
Sunay Akın, Türkiye’de okumaya verilen önemin geçmişten bu yana az olduğunu kaydetti. Akın, matbaayı getiren İbrahim Müteferrika’nın ilk olarak 16 eser bastığını ve bunların hiçbirini satamadığı için iflas ettiğini söyledi. “Boş zamanlarımda kitap okurum” gibi ifadeleri “korkunç” olarak niteleyen Sunay Akın, Türkiye’deki okuma oranının bugün de Avrupa’nın çok çok altında olduğunu belirtti. “Türkiye’de bir kitaba 6 kişi düşüyor” ifadesiyle durumun vahametini ortaya koyan Sunay Akın, “Bilim ve sanatı kullanmayan toplum tavuk toplumdur. Yem gelir önüne merak etmeyin ama arkasından yumurtası alınır” dedi.
Sunay Akın gençlerin okumaya, tarihe ve müzelere olan ilgisizliğinin sebebinin de büyükler olduğunu ifade etti. Akın, “Ülkenin kendine şair yazar diyenleri topluma anlattı mı bunları? Kabahatlisi biziz gençlerin böyle olmasının. Bu ülkede bütün bedeli ödeyen, şehit düşen gençler. Onları bu hale getiren biz... Ama onları suçlayacağız! Olmaz...” diye konuştu.
Hulki Cevizoğlu da Türkiye’de bilim ve sanata daha fazla önem verilmesini gerektiğini belirterek  “bilim ve sanatla uğraşanlara da mesela bir futbolcuya verilen paralar verilmeli. Özel üniversitelerimiz bazı hocaları alıyor kadrosuna ama o değil... Futbolcuya ne veriliyorsa ona da o verilecek. O da en iyi şekilde işini yapacak tabi.”


Bu ülkenin DNA’sı bilim ve sanat tarihinde saklı
Sunay Akın, Türkiye’de bilimsel çalışmalara Cumhuriyet’in ilk yıllarında verilen önemi ve insanların o günün zorlu koşullarına rağmen neler başarabildiğini de anlattı. “Depremde ölen insana üzülmekle, Cumhuriyet’i kutlamanın göbek atmak olmadığını bilmeyecek kadar aptal olmamıştır hiçbir zaman bu millet” diyen Akın şunları söyledi:
 “Bu ülkenin DNA’sı bilim ve sanat tarihindedir. NASA’nın kuruluş temeli yelken kanat projesidir. Bunu bulan Bursalı Âli Bey’dir. Gidin NASA’nın kayıtlarına bakın. Dünyanın geleceğinin uzayda havacılıkta olduğunu söyleyen ilk kişi bir Türk’tür... Kim bu? Mustafa Kemal... Vecihi Hürkuş’un yaptığı ilk uçağın adı BİS. Bismillahirrahmanirrahim’den geliyor. Hani karşıydı inanca... Cumhuriyet’in ilk yılları bunlar. Anadolu’daki uçuş haritasını çıkaran Mustafa Kemal...”
Sunay Akın, bunlar dışında daha pek çok buluşun da kaynağında Türklerin imzası olduğunu ancak imkansızlıklar ve daha çok engellemeler nedeniyle başkalarının bunları sahiplendiğini söyledi. Bunlardan biri de Sultan Abdülaziz’in Fransız bir heykeltıraşa yaptırdığı anıt. Akın, Amerika’nın bugün simgesi haline gelen Özgürlük Anıtı’nı Sultan Abdülaziz’in Mısır’da Akdeniz’e diktirmek için yaptırdığını ifade etti. Heykel daha sonra Osmanlı’nın içine düştüğü ekonomik darboğaz ve Duyun-u Umumiye yaptırımları nedeniyle Türkiye’ye getirilemiyor.