Fatih Terim’in Samsun maçından sonra aldığı Elmander-Sercan ikilisini oynatma ve Sabri’yi kulübeye çekme kararı gerçek olunca, bu maçın çok gollü ve güzel geçeceğini düşünerek neşelenmiştim...
Üstelik ilk on dakikada Elmander ve Sercan’ın kaleciyle karşı karşıya kaldığı ancak gol olmadığı pozisyonları izleyince iyice keyiflenmiştim.. Öyle gözüküyordu ki Aslan dün gece bol gollü bir galibiyet alabilirdi. Ancak bu güzel hayallerimi, oynadığı son iki maçta hiç beklenmeyen hatalarla yıkan Muslera’nın yaptığı inanılmaz hareket, bütün maçın ve Galatasaray’ın içine okudu.. Bu dakikadan sonra maç orta alanda adeta bir kördöğüşü gibiydi. Galatasaray’ı yenmek için bir girişimde bulunmayan Karabük karşısında, Terim’in ikinci yarıda Sercan’ın yerine Sabri’yi alması ise korkaklığın ecele faydası olmadığının tam ispatıydı.. Oynadığı son iki maçta kötü bir gürüntü veren ve ikisinde de kendi kendine sakatlanan Ebaou’nun oyunda tutulması anlaşılır gibi değildi... Galatasaray’da dün gece defansta Ujfalusi, ortada Melo faydalı, sonucu olmayan koşular yapan Kazım ile Elmander ise iki bal yapmayan arıydı. Karabük’te ise Cernat, Erdem ve Shelton’un çabaları galibiyete yetmedi...
Dün gece Karabük’te oynanan mücadelede maçın sonucunu ortaya konan futbol değil, hakem kararları belirledi. Muslera’nın manasız çıkışında Bünyamin Gezer’in kırmızı kartı Galatasaray’ın bütün oyun düzenini bozarken, yine hakemin penaltı kararı Aslan’a bir puan kazandırdı. Sezona kötü bir başlangıç yaptıktan sonra Samsun galibiyetiyle moral bulan Cimbom’un, iyi başladığı ancak kötü sürdürdüğü maçtan 1 puanla dönmesi, tamamen şans meleğinin yanlarında olmasındandı...