Hâlâ “çapulcu” diyor!

İçişleri Bakanı bile “67 ilde 90 gösteri” derken, Başbakan Erdoğan hâlâ, “Üç beş çapulcu” diyor.
Türkiye’nin uluslararası imajını yerle bir ve borsasını altüst eden; insanlarını ölümle burun buruna getiren; milyonları sokağa döken; yüzlerce ton biber gazı ve on binlerce plastik mermi kullandırtan bu “gerginliği” öyleyse Başbakan, bilerek tırmandırıyor.
Acaba niye?
Demek ki Gezi Parkı vesilesiyle patlayan milleti, fark ettiğinde, bu patlamanın da ötesinde âdeta infilak ettirecek bir şeyler oldu yahut olacak da Sayın Erdoğan onun için “Birkaç çapulcu” ve “Pabuç bırakmayız” salvolarıyla yangına körükle gidiyor.
Çünkü o, “Benim işlerimden biri de gündem belirlemektir” diyen kişi..
Gerginliği tırmandırmak istemese gündemi böyle belirlemez, bir gaz odası haline getirdiği Türkiye’de toplumu teskin edici pencereler açar, insanların nefes almasını sağlardı.
İlla “Çapulcu” mu demek istiyor, o zaman, “Milletim beni yanlış anladı. Bunun sebebi de aralarına karışıp onları provoke eden birkaç çapulcu, kendilerini kullandırmasınlar” diyebilirdi.
Hayır o öyle demiyor..
Milyonlara “Üç beş” herkese “Çapulcu” diyor.
Ve konuşurken devirdiği çamlar, İstanbul dozerlerinin devirdiği çamlardan çok daha beter çamlar. Meselâ, “Biz şu âna kadar üç milyara yakın ağaç diktik” demesi de böyle...
Kardeşim evlenir on çocuk yaparsın amma bu sana çocuklarından bir veya birkaçını katletme hakkı vermez. Yahut doktor olur bin hayat kurtarırsın, rant için bir hastanın hayatına son verirsen kendini “Ben milyonlarca can kurtardım, bir kişi de öldürme hakkım olsun” diye savunabilir misin?
H H H
Başbakana gaz veren yandaş “gaz” eteler, itidal çağrısında bulundukları için, “Bu işin arkasında AB ve ABD var” demeye başladı ya, gülelim mi ağlayalım mı, bilemedik..
İyi ya işte, siz değil miydiniz içişlerinizi AB, dışişlerini de ABD’ye teslim eden?
AB ne diyorsa yapmadınız mı? Tunus’tan Suriye’ye, Irak’tan Afganistan’a ABD ne istiyorsa yerine getirmediniz mi? 
Erdoğan’ın partisinin İnebolu İlçe Başkanı, “Gerekirse Anıtkabir’i de yıkarız” demiş. Birileri, yok ya, o kadar da olmaz, olamaz falan diyordur. Kardeşim, “Akil Adamlar” eliyle yapılan yıkım, Türk devletinin yıkımıdır. Bu yıkımın içinde Anıtkabir zaten vardır, çünkü sen, ben ve bu toprağın üstünde ne varsa o gün işte o yıkımın altında kalacağız.
Siz, Öcalan ve arkasındaki güçlerin tam bağımsız, bugünkünden daha güçlü, kaynaşmış bir Türkiye istediğine inanıyor musunuz?
Erdoğan’ın Öcalan’la çıktıkları yolun ne olduğu, Diyarbakır Meydanı’nda görüldü.
BDP’li yöneticiler de zaten, “Kürt özerk bölgesi yetmez, Boğazlar Özerk Yönetimi de olacak” demiyor mu?
Bu nedir?
Açın bakın, bu Sevr’dir.
Erdoğan’ın “Çılgın Projeleri” ile “Boğazlar Özerk Bölgesi” nasıl da örtüşüyor, bir görün...
H H H
“Cami de yapacağız” demeler falan, İhsan Eliaçık’ın dediği gibi “ihlâs işi” ne benzemiyor sanki “rüşvet-i kelâm” gibi.
Yine onun ifadesi ile “Muktedirin yaptıracağı cami Mescid-i Dırardır”.
Sözümüzü yine Eliaçık’la noktalayalım:
“Muhafazakâr kodamanın meydan anlayışı:
1.AVM
2.Rezidans
3.Cami..
Yani
1-Tıkınacak,
2-Kırıştıracak,
3-Tövbeye gidecek!”

Yazarın Diğer Yazıları