Halayla uğurlanan şehitler

Dünyada, bütün medeniyetlerde ve milletlerde, ortak değerler, ortak acılar ve ortak sevinçler vardır. Milletlerin ortak acı ve sevinçlere katılım derecesi ve oranı, o milletin ve ülkenin ne kadar sağlam ve bütünleşmiş olduğunu gösterir. Ortak acı ve sevinçlere neden olan olaylar sıradan olaylar değildir. Bütün bir milleti ve ülkeyi etkileyecek kadar nitelikli, duygusal ve çarpıcıdır. Doğal afetler ve silahlı kuvvetlerin başarısı veya başarısızlığı gibi büyük olaylardır. Bunlara ilave olarak milletlerin kendilerine özgü millî ve dini kutlama günleri vardır. Örneğin millî bayramlar bizde, 29 Ekim, 30 Ağustos, 23 Nisan ve 19 Mayıs gibi. Dini bayramlar Hristiyanlarda Noel ve Paskalya, Müslümanlarda Kurban ve Ramazan bayramları gibi. Bu ortak millî ve kutsal günler ve bayramlar milletlerin millî ve dini birlikteliklerini pekiştirmek için yararlı olur. Devletler millî günlerde tören yaparak ortak değerlerde halkı buluşturur. Bunu her yıl yaparak devamlılık ve hatırlatma yapar. Dini otoriteler ve kurumlar dini bayramlarda dini ritüellere uygun törenler yapar ve halkı buluşturur. Burada da amaç halkın ortak kutsal değerlerinde halkı buluşturmaktır.

***

Her devletin tarihine ve kültürüne uygun millî törenleri, festivalleri ve özel günleri de olur. Devletler törensiz olmaz. Töreni, folkloru, acı ve tatlı ortak geçmişi olmayan devlet ve millet yoktur. Biz Türkler bütünlüğümüzü şu şekil de tarif ederiz "Tasada ve sevinçte bir olmak." Peki, bugün tasada ve sevinçte bir miyiz? AKP iktidarı ülkeyi parçaladı. Bugün 29 Ekim Cumhuriyet bayramı, 23 Nisan veya 19 Mayıs'ta halkın ne kadarı bayram yapıyor? Türk silahlı kuvvetleri şehit verdiğinde halkın ne kadarı üzülüyor ne kadarının umurunda değil. PKK militanları öldürüldüğünde halkın ne kadarı olumlu ne kadarı olumsuz bakıyor. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. AKP, Türk milletinin dokusunu bozdu. AKP'nin kendileri açısından bu başarısının nedeni, Türklerin en hassas noktası olan İslamiyet maskeli yapmalarıdır. 1960 ve 1970'li yıllarda emperyalist ülkeler Türkiye'yi bölmek ve ele geçirmek için solu kullanmak istedi. Her gün sokaklarda terörden onlarca ölü, üniversitelerde ve işçi sendikalarında sürekli sokakta gösteriler ve çatışmalar yaptırdılar ama ülkeyi bölmede başarılı olamadılar. Bunun tek nedeni vardı. Bu olayları yaratanların arkasında halk yoktu ve halkın desteğini alamadılar. Bir ülkeyi anarşistlerle bölmek mümkün değildi. Türk yurdunu savaşla bölmenin mümkün olmadığını gördüler. Öyleyse arkasında halk desteği olan ve Türk yurdunu bölmek isteyen bir gruba ihtiyaç vardı. Bunun en iyi yolu, Türklük hassasiyeti olmayan dindar Türkler ve başlarında da Türklerden nefret eden Türk olmayan dindar Türkiyeliler. Arkalarında da bu ihanetten şüphe etmeyecek, şuursuz ve cahil Türkler, cennete gitmek için önce para çalıp sonra kuran kursu ve cami açan sahtekarlar, işin özeti bu.

***

Bunları yazmamızın nedeni, 14 Mayıs'ta, 8 şehidin olduğu gün Cumhurbaşkanı olan Erdoğan'ın, kızına düğün yapması ve bu düğüne, Başbakan, Genelkurmay Başkanı dahil, çok sayıda üst düzey asker ve sivil devlet erkanının katılmasıdır. Bu durum millî duruşu olan sağdan ve soldan çok kişinin eleştirisine, şaşkınlığına ve üzüntüsüne neden oldu. Oysa ki şaşılacak bir durum yok. Ülkede ortak tasa ve sevinç kalmamış, sekiz şehidin olduğu gün devletin tamamı ve milletin bir kısmı halay çekiyorsa, milliyetçi olduğunu iddia eden bir parti hükümete tam destek vereceğini ilan ediyorsa, bu ülkeyi kuran Atatürk'ün partisi Kürtçülerin ve Amerikancılarla şuursuzların eline geçmişse ve devletin başındaki kişi, milletten daha güçlü hale gelmişse ve ülke uçurumun eşiğindeyken biz hangi ortak değerin tartışmasını yapacağız bilmiyorum.

Yazarın Diğer Yazıları