Halk, iktidarın demokrasiyle ve parlamenter sistemle dalaşmasını istemiyor. O nedenle referanduma sunulan anayasa değişikliğine HAYIR diyecek...

       Kimse, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çehresini değiştirmek isteyenlere geçit vermek niyetinde değil...

       Değişikliğin getireceği tek bir yarar yok...

       Var diyenler yalan söylüyor; tek adam yönetiminin ülkeye ne yararı olabilir ki...

       Yalanla da yetinseler yine iyi, bir de yurttaşlara hakaret üstüne hakaret yağdırıyorlar...

       Seviyesizlikleri müseccel hale geldi!

       * * *

       Demokrasi yok diyenlere kızıyorlar. Erdoğan'ı -Hâşa huzurdan- diktatör ilan edenlere cevap olarak "Diktatörlük olsa kimse bunu söyleyemez" diyor, olmayan demokrasiyi ve özgürlükleri savunuyorlar...

       Beri yanda cezaevleri yığınla gazeteci ve yazarla dolu...

       Eleştiri yasak; yapanlar örgüt üyeliği yakıştırılarak içeri alınıyor. Bilim adamlarına kıyıyorlar, öğrencilere düşmana bakar gibi bakıyorlar; esnafı, memuru, işçiyi, eleştiri yapan herkesi potansiyel suçlu ilan ediyorlar.

       Tecavüz ve saldırıları protesto eden kadınları daha dün meydanlardan kovalamadılar mı...

       Birçok yerde hak arayanları örgüt mensubu olmakla suçlayarak toplamadılar mı...

       Kendilerinden olmayan herkes örgüt mensubu; kendileri ise kovaladıkları cemaatin yerine ikame edilen yeni cemaat. Bu ortama bakarak demokrasi ve özgürlükler var diyebilir miyiz...

       * * *

       Avrupa'yı karşımıza aldık...

       Ne için...

       Sandıktan mutlaka evet tercihi çıksın diye. Bunu sağlamanın yolu da gurbetçi yurttaşlardan geçiyor diye düşündüler...

       AKP iktidarı soydaşlarımızı, bulundukları ülkelerin yönetimleriyle sürtüşmek suretiyle evet demeye yönlendirmek istedi. Avrupa bizi istemiyor havası verip iktidarın elini evet ile güçlendirmenin hesabını yaptılar...

       Bu hesap 16 Nisan'a kadar sürecek gibi; sonra göreceksiniz, AB'ye girmek için yeniden Avrupa'nın eşiğine yüz süreceğiz...

       * * *

       Başbakan, "Avrupa hayır diyor" tekerlemesini konuşmalarından eksik etmiyor. Yıldırım'a göre Hayır diyecek yurttaşlar hem Kandil'den, hem de Avrupa'dan destek alıyormuş..

       Safsataya sığınmak Binali Bey'e hiç yakışmıyor... 

       Velev ki Avrupa da Hayırcı, nedenini düşündüler mi?

       Bu iktidarın varlığı sadece milletimizi değil insanlığı da rahatsız edici boyutta ki Avrupa kıt'ası da giderek genişleyen tepkiyi gözler önüne seriyor.

       Anlasınlar artık, attıkları adımlardan kâinat endişe duyuyor...

       Dünya yeniden "Padişahım çok yaşa" seslerini duymak ve böyle bağıran yalakaları da görmek istemiyor...

       * * *   

       Avrupa'nın evet kampanyalarına izin vermemesi iktidarı yersiz endişeye sevk etti...

       Ya soydaşlarımız da evet demezse korkusu sardı...

       İşte bu düşünceyle Avrupa'yı karşımıza aldık...

       * * *

       Yersiz endişe diyorum, çünkü sandığa Avrupa gitmiyor, biz gidiyoruz...

       Hayır tercihini sandıktan inşallah milletimiz çıkaracak...

Kalıp meselesi

---------------------

       Küçük kızın adını söylediler ama aklımda kalmadı...

       Minik öğrenciler toplanmış, mikrofonlara hepsinin adına bu kız çocuğu konuşuyor:

       -Öğretmenimizi çok seviyoruz, neden onu bizden uzaklaştırdılar, başka bir okula atadılar anlayamadık. Hep böyle mi yapacaklar, sevilen öğretmenlerimizi ve bizi üzecekler mi, bu kararı verenlerin kalıbına tüküreyim...

       Sunucu hemen kızın ağzını kapamaya çalıştı, sonra da "Bıraksaydım dümdüz gidecekti" dedi...

       Gülen gülmüştür...

       Ama gülünecek bir durum söz konusu değil...

       Anlasınlar artık, çocuklar bile iktidarın ucube haline gelen uygulamalarına dayanamıyor...

------------------------------ ---------------------------

DİKKAT, HAYIR dememize 26 Gün kaldı

------------------------------ ---------------------------

ANLAMLI SÖZLER

------------------------------------------------------------------------------

        Günün adamı olmaya çalışma, hakikatin adamı olmaya çalış. Çünkü gün değişir, hakikat değişmez. (MEVLÂNÂ)