Halkımızın arasına nifak sokmayın!

Bir daha darbe olmaz, konjonktür müsait değil, dünya şartları darbeye geçit vermez diyoruz ama darbeye teşebbüs ediliyor. Adamların gözü dönüyor, öleceklerini bile bile kendilerini ateşe atıyorlar. Neye inanıyorlar da başaramayacakları bir harekete girişiyorlar?

Geçmişte, zinde güçler hep "Kemalist" diye adlandırıldığı için, bir darbe gelecekse, ancak bu cenahtan gelir, diye düşünülürdü. Zaten, darbeciler de, bildirilerini bu cenaha göre hazırlamışlar, bir "Kemalist metin" okutmuşlardı. Hiç açmadığım, haberlerin nasıl verildiğini bile bilmediğim TRT1'i, "TRT işgal edilmiş!" haberleri yayılınca açtım, o sıra sarışın bir hanım tedirgin bir üslûpla, tane tane darbecilerin bildirisini okuyordu.

Aklıselimle düşünmeliyiz ve Türkiye'de nasıl bir yapılanmayla karşı karşıya olduğumuzu tespit etmeliyiz.

Darbeciler, konuşurlar mı, her şeyi bütün çıplaklığıyla anlatırlar mı, bilemiyorum. Onların verecekleri bilgiler son derece mühim... Çapraz sorgularla, birbiriyle örtüşen, birbiriyle çelişen ifadelerin, bir yapının şeceresini ortaya çıkaracağı gibi, geleceğe yönelik tahlil imkânı da verecek, Cemaat'in kodları çözülecek, böyle kümelenmelerin ülkeye ne derece zarar verdiği, insanların nasıl kandırıldığı, nasıl, "ilim" görüntüsü, "İslâm" görüntüsü altında, kişilerin nasıl "kul" edildiği ortaya çıkarılacaktır.

Hamaseti bir kenara bırakalım. Hamaset bizi yanıltır, hakikatleri görmemizi engeller. Meselenin derinine inebilmek için, soğukkanlı davranmak mecburiyetindeyiz.

Recep T. Erdoğan'ın, halkı sokağa davet eden çağrısını, birkaç kanalda seyrettim. Tedirgin olmadım, diyemem. Darbe gecesi, tehlikenin cesametini ölçemiyorsunuz. Halk sokağa çağrıldıysa, bir çaresizlik de söz konusu demektir, diyorsunuz.

Zaman içinde görüntüler ortaya çıkınca, R. T. Erdoğan'ın nasıl bir risk aldığı ve nasıl bir başarıya imza attığı da ortaya çıktı. Kimse kimsenin hakkını inkâr etmesin. Darbeyi önlemede, R. T. Erdoğan'ın, heyecana ve telaşa kapılmadan risk alması ve Allah vergisi hitabeti, halkı aynı R. T. Erdoğan gibi risk almaya sevk etmiş ve çok insan tankların, tüfeklerin karşısına dikilmiştir.

İlk gecede darbeyi önlemede, halkın her kesiminin ve her renginin rolü vardır. Hepsi "Türk bayrağı" altında toplanmıştır. Bu asla unutulmasın. R. T. Erdoğan'ın da, Binali Yıldırım'ın da, konuşmalarına dikkat edin... "Türk", "Türk milleti" ifadeleri, yeri geldikçe konuşmalarının içinde yer almıştır.

Dün yazdığım gibi,  nevzuhur "Bu Vatanın Evlatları" imzalı, insanlarımızı dilimleyen absürd bildiri nereden çıktı?!

Herkes darbeye karşı yekvücut olmuşken, ne idüğü belirsiz, üstelik doğrudan doğruya, Anayasa suçu işleyen böyle bir bildiriye neden ihtiyaç duyulduğu izah edilmelidir. (Tekrar hatırlatayım: İlk dört madde ve 66. Madde, böyle bir bildiriye cevaz vermez.)

Olağanüstü Hâl var. Ne istersem yaparım. İşime yaradığını düşündüğüm bildiriyi her yerde yayınlatır, kendime uygun her afişi astırırım, derseniz, benim gibi milyonlarca insanın heyecanını katleder, onları bir kenara çekilmeye zorlar, birliği darmadağın edersiniz. Bugün ses çıkarmayanlar/çıkaramayanlar, yarın ses çıkarırlar, size sandıkta hesap sorarlar, mahkemede hesap sorarlar.

İnsanlarımızın arasına nifak sokmayın!

Yazarın Diğer Yazıları