Hamilelik dönemi deyip geçmeyin!

Hamilelik dönemi deyip geçmeyin!
Preklampsi ( gebelik zehirlenmesi ); gebeliğin 20. Haftasından sonra tansiyonun 140/90 mmHg üzerinde seyretmesi ve idrarda protein çıkması ile kendini gösterir. Tabloya sıklıkla ödem de eşlik eder.

Oluşum mekanizması için damar yatağı bozukluğu denilebilir. Temelde yatan sorun; rahim yatağını döşeyen ince kıvrık arterlerin aşırı daralması ile plesantanın bebeği besleyememesidir. Gebelik takiplerinde tansiyonu normal seyreden annenin 20. Gebelik haftasından sonra tansiyonu yükselir,  buna ödem ve idrarda protein kaçağı eşlik ederse preeklampsi denir. Bu tabloya konvülziyon dediğimiz sara nöbetleri de eklenirse eklampsi denir.
PREEKLAMSİNİN SIK GÖRÜLDÜĞÜ
DURUMLAR
İlk gebelik başya olmak üzere; 18 yaş altı, 35 yaş üstü anne adayları,ikiz gebelikler, önceki gebeliğinde hipertansiyonu olan anneler, gebelikte gebelik şekeri, gizli şeker çıkan anne adayları, kronik böbrek hastası olan anneler otoimmün hastalığı (Lupus gibi) olanlar, hidrops fetalis denilen bebekte su toplamsı olan gebelikler, dört ve üzerinde doğum yapan anneler, obez anne adayları Preeklamsinin sık görüldüğü durumlar arasında yer alıyor.
PREEKLAMPSİ’NİN BELİRTİLERİ
Genel olarak Preeklampsi belirtilerini yüksek tansiyon, idrarda protein kaybı ve ödem şeklinde görmek mümkün. Bununla birlikte, gebelikte fazla kilo alımının ardından ödem ve hipertansiyon gelişir. Vücutta aşırı su tutulumu söz konusudur. Damar yatağının bozulmasından dolayı damar içindeki sıvı damar dışına kaçmaktadır. Preeklampsideki ödem gebeliğin son aylarında el ve ayaklarda oluşan şişlik ile karıştırılmamalıdır. Preeklampside tibia üzerinde (diz ile ayak bileği arasındaki bölge) gode bırakan yani parmak ile bastırınca iz kalan ödem söz konusudur.
TANSİYON ÖLÇÜMÜ VE KİLO ÖNEMLİ
Rutin gebelik takiplerinde tansiyon ölçümü ve kilo önemlidir ve mutlaka kaydedilmelidir. İdrarda protein kaybının artması, tansiyonun 160/100 mmHg olması, günlük idrar çıkışının azalması, görme bozukluğu, şiddetli mide ağrısı, kanda trombosit sayısının azalması ağır preeklampsi geliştiğinin bulgularıdır. Bu tabloya konvülziyonların (sara nöbetlerinin ) eklenmesine eklampsi denir. Artık beyin ödemi gelişmiş ve bu nöbetler başlamıştır. Gebede beyin kanaması, kalp yetmezliği, pıhtılaşma bozukluğu, akciğer ödemi, böbrek yetmezliği gelişir. Bebekte gelişme geriliği başlar, erken doğum hatta anne karnında bebeğin ölümüne olur. Hafif preeklampside anne ve bebek çok yakın takibe alınır, kan değerleri takip edilirken tansiyon düşürücü  başlanır. Bebeğin dış ortamda yaşayabileceği kanaatine varınca ve belirtiler ağırlaşınca doğum geciktirmeden yapılır. Çünkü bu hastalığın tek tedavisi doğum yani bebeğin anne karnından uzaklaştırılmasıdır. Ağır preeklampsi ve eklampsi gelişmemesi için anneye magnezyum tedavisi başlanır. Doğum sonrasında da annenin yoğun bakım ünitesinde ciddi takibi devam eder. Hafif preeklampsi tedavisi mümkün bir durumken ağır preeklampsi ve eklampsi anne -bebeğin hayatına mal olan ciddi bir sağlık sorunudur.