Hara-kiri

Japonların töresinde “hara-kiri” denilen bir intihar şekli vardır. İnsanlar, komutanlar, onurları -milli onurları- uğruna kendi karınlarını, düzenledikleri bir törende “Samuray kılıcı” ile deşerlerdi. Son dünya savaşında birçok komutan “hara-kiri” yapmıştı.
Şimdi Erdoğan -AKP iktidarı- “gayrimilli” bir “hara-kiri” yapmaya hazırlanıyor!

 

***

 

T.C. Devleti’nin bütün anayasalarında “üniter ulus devleti” değişmez, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez bir hükümdür.
Ancak Erdoğan ve adamlarının, üniter yapıyı yıkarak önce özerkliğe, ardından da federasyona kapı açacağı muhakkak, “Yerel Yönetimler Reform Paketi”ni TBMM’ye getirdiler.
Alt yapısı Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından hazırlanan, finansmanı AB kasasından karşılanan ve kamuoyunda “özerklik-eyalet” yasası olarak değerlendirilen “Yerel Yönetimler Reform Paketi”nin bu hafta TBMM’de görüşülmesi bekleniyor. ABD ve AB’nin dayattığı tasarının kanunlaşması durumunda, Türkiye 29 büyükşehire bölünecek... Bu, sonuçta “Eyalet Sistemi” dir!..
YENİÇAĞ, önceki gün manşetinde; “Bu yasa geçerse Türkiye bölünür!” demiş. Aslında eğer bu yasa Meclis’in bugünkü “otomatik” yapısı sayesinde kanunlaşırsa; “Yeni Anayasa” ya ne hacet, Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter ulus devlet yapısı değişir ve “hara-kiri” yapılmış olur... AKP’nin “hara-kiri”si daha önce olmazsa!
“Eyalet Sistemi” nin geçmişi Osmanlıya dayanır. Osmanlı hanedanına mensup zamanın sosyolog siyasetçisi Prens Sabahattin, o zaman çok daha etnik gruplu Osmanlı İmparatorluğu’nun bölünmesi tehlikesine karşı “Ademi Merkeziyet” adı altında yerel otonomi fikrini savunmuştu. Rahmetli Özal da, aynı iç yapıyla bir “Kürt -Türk” Federasyonu kurulmasının ne kadar ‘güzel’ olacağını bizzat bana söylemişti de ben katılmamıştım!
“Eyalet Sistemi” Erdoğan’ın da yirmi yıllık hayali, hatta projesidir. Sonunda “Tek Adam”, tek başkan ve padişah olmak hayaline “Eyalet Sistemi” ne de yaraşır!..
Erdoğan 1991’de RP’de İstanbul İl Başkanıyken Kürt raporu hazırlatmış, PKK’nın çözümü için Osmanlı’daki eyalet sisteminin şart olduğunu ise ilk kez 1993’te dile getirmişti. Erdoğan 2004’te katıldığı bir TV programında başkanlık hayalini de açıklamış, “Eyalet Sistemi gerekmiyor mu?” sorusuna “Eh tabii, yoksa altı kaval üstü şişhane olur” demişti.
Şimdi hesaplar çarşıya uyarsa emeline yaklaşacak. Ancak “Eyalet Sistemi” sadece onun hayali değil; bölücülerin önce “palyatif -yutturmacı” olarak “Demokratik Özerklik” taleplerinde “Eyalet Sistemi” var... Sonra da kaçınılmaz olarak “Türkiye’nin bölünmesi” ve ver elini “Büyük Kürdistan” !..
Adamlar, BDP Genel Başkanı ve de “sivil giyimli PPK’lılar” son kurultaylarında bunu açıkça ilan ettiler ve Atatürk tablosunu Apo posteri ile örterek! İki büyük hayal; Erdoğan’ın hayali ile, Apo’nun emeli birleşiyor. İş yeni müzakerelerde tescil edilmesine ve yeni Anayasa’ya kaldı...

 

***

 

Bir danışmanı keşke Erdoğan’a şimdi koltuğunda oturduğu Cumhuriyet’in, bugüne kadar kurucusu Mustafa Kemal’in Kürt sorununu, en son Kürt isyanlarından sonra nasıl bitirdiğini hatırlatsa. Kısacası, demokratik özerklik=eyalet sistemi ile değil, üniter ulus devletle.
Belki artık şartlar ve zaman değişti ama milletlerin kaderleri kolay değişmez, değiştirecek “adamlar” da çıkıyor!

Yazarın Diğer Yazıları