Harekât yarıda bırakılamaz

     Afrin harekâtı başladı, uçaklarımız 115 noktanın 108'ini vurdu. Önceki gece de tanklarımız sınırı geçerek kara harekâtını başlatmış oldu...

      Amerikan silahlarıyla donatılmış terör çeteleri harekâtı durdurmak için birkaç noktada sivilleri canlı kalkan olarak kullanmaya

çalışırken ÖSO güçleri de sahaya indi, onlar da harekâta katılıyor.

      Gelen son haberlere bakılırsa terör çetesi unsurları kaçıyor, kimi de teslim oluyor...

      Uzun lâfa gerek yok...

      ABD de,  Rusya da TSK'nın operasyon alanından askerlerini, uzmanlarını ve araçlarını çekti.

      Her ikisi de gerginliğin fazla tırmandırılmasından endişeli.

      ABD, kaypaklığa devam; Afrin'deki terör çetesinin arkasında olmadığını söylüyor ama çeteyle ilişkisini de sürdürüyor. Bunu söyledikleri sırada "Türkiye ve  Türkiye'nin desteklediği güçlere karşı sınırları korumakla görevli" dedikleri 500 PYD'li, askeri eğitimini tamamladı. ABD'li uzmanlar hepsine başarı belgesi verdi...

      * * *

      ABD'nin izlediği politika çok belirgin; terör çetelerini silahlandırıp üzerimize salmak, sahaya inmemek, harekâtın hedefi haline gelmemek ve terör çetelerine el altından destek vermek.

      Bu taktik uygulanıyor. Beyaz Saray ve Pentagonhem nalına, hem mıhına bir politika peşinde. Türkiye'nin hem dostluğunu kaybetmemeye çalışıyorlar, hem de bölgenin yeni haritasını oluşturma çalışmalarını yani BOP'u bize rağmen sinsice sürdürüyorlar...

      Gelişmeler nasıl bir boyut kazanacak göreceğiz...

      Yalnız şu kadarını ifade edeyim, Afrin harekâtı yarıda bırakılamaz; harekât, nokta koyacağımız yere kadar sürdürülecektir.

      * * *

      Asıl hedeflerimizden biri de, terör çetelerini Fırat'ın doğusuna sürmek olmalı. Yapılması gereken en önemli işlerden biri de bu.

Milli birliği bozanlara dikkat

      Merhum Başbuğ Alparslan Türkeş Kürt düşmanı mıydı...

      Asla değildi..

      Onun "Onlar ne kadar Kürtse biz de o kadar Kürdüz, biz ne kadar Türksek onlar da o kadar Türktür" diyen ve bin yıldır birlikte yaşadığımız insanları millet kavramından dışlamayan görüşünü ve samimi beyanını unutmak mümkün mü...

      Türkeş her zaman birleştirici olmakla dikkati çekmiştir.

      Onun millet kavramı anlayışı, Ulu Önder Atatürk'ün millet kavramı anlayışıyla aynıdır...

      Milliyetçilik ilkeleri de...  

      * * *

      Değerli okurum Gültekin Çavuşoğlu, AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu'nun Türkeş Bey merhumu Kürt düşmanı ve ırkçı olmakla itham ettiğini, bu karalamayı da alışkanlık haline getirdiğini yazmış...

      Galip Ensarioğlu'nun bir Kürtçü ve ırkçı olduğu AKP'de de bilinir...

      Peki buna rağmen neden partide tutulur asıl onu sorgulamak lâzım...

      AKP üst düzey yöneticileri, Ensarioğlu ve benzerlerini AKP'de muhafaza ederek Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan Kürt kökenli yurttaşlarımızın oylarını alacaklarını hesaplıyorlar...

      Ensarioğlu da Kürt oylarının HDP'ye gitmesini engellemekle görevli ırkçı bir AKP'li...

      Böyle birinin kendini savunma imkânı olmayan insanı, Kürt düşmanı ve ırkçı ilan etmesi ne beşeri ahlâka, ne siyasal ahlâka sığar.

      Ensarioğlu'nun bu yolu, Kürtçülüğünü ve ırkçılığını gizlemek amacıyla seçtiği anlaşılıyor...

      AKP, herhalde adı geçen Kürtçü hakkında gerekli işlemi yapar umudundayım...

      * * *

      Gerçeğe gelelim; merhum Başbuğ Kıbrıs doğumludur.

      Aslen Kayserili olan Türkeş'in güya Derviş adındaki dedesi, Doğu'da binlerce Kürt kökenli Osmanlı vatandaşının katliamına katılmış. Uydurulan yalanlardan biri bu. Asılsız bir itham, iğrenç bir iftira.

      Türkeş merhumun Derviş adında bir dedesi yoktu ki...

      Babası Ahmet Hamdi efendi Kıbrıs'a yerleşmiş bir esnaftı, kız kardeşi Dervişe Hanım da Van'ın Alan adındaki aşiretinde yeri olan Koç ailesine gelin gitmişti.Türkeş Bey merhum, Kürt düşmanı ve ırkçı olsaydı kardeşinin Koç ailesine verilmesine rıza gösterir miydi...

Prof. Osman Turan hocayı anarken

       GEÇEN perşembe günü anma töreni vardı, gidemedim; Prof. Dr. Osman Turan hocamı bir kez de sevenleriyle ve öğrencileriyle birlikte anma fırsatını kaçırdım...

       Bundan 40 yıl önce vefatıyla yeri dolduramayacak bir milliyetçi aydını yitirmiş olduk. Mekânı inşâllah cennettir..

       Turan hoca eserleri, fikirleri ve hizmetleriyle bir kuşağa öncülük etmiş, duygu ve düşünce yapımızda derin izler bırakmıştır.

       Bende hocanın yeri farklıdır. Çiftehavuzlar Tepegöz sokakta komşu olarak oturduk yıllarca. Sadece fikirlerini, düşüncelerini, eserlerini değil, yürüyüşünü dahi hayranlıkla seyrettim, yaşadım ve özümsedim...

       Hoca Trabzon doğumluydu, 1914 yılında dünyaya gözlerini açtı, 17 ocak 1978 tarihinde de aramızdan ayrıldı.

       1940 yılında Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesinden mezun oldu. Merhum Fuat Köprülü'nün öğrencisiydi...Turan hoca 12 hayvanlı Türk Takvimi'ni yıllarca süren araştırmalar sonunda ortaya çıkarmıştı.

       Selçuklu tarihini derinlemesine bilirdi. Genelde Türk Tarihi, özelde Selçuklu Tarihi alanında eşsiz eserler bırakmış, MEB İslam Ansiklopedisi'ne yazdığı değerli maddeler ve yabancı dergilerde yayımlanan makaleleriyle de Türkiye ve Türk Tarihi alanına büyük katkılarda bulunmuştur. Turan Hoca'ın çok sayıda eseri vardır. Hocanın eserlerinin yayın hakkı Ötüken Neşriyatkitabevine ait. Üniversitelerin tarih bölümlerinde okuyan gençler merhum hocamızın eserlerinden yararlanabilir ve bilgi dağarcıklarını zenginleştirebilirler...

Yazarın Diğer Yazıları