Haremlik-selamlık turizmi

1983’ten bu yana, yani Turizm Teşvik Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, turizm sektöründe ne türden projelere kredi verildiğini incelediğimizde, her dönemde ve özellikle de “hükümet edenlerin” inisiyatifi doğrultusunda “turizm yatırım kredilerinin” onaylandığnıı görüyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 30 milyar dolarını 88-90 yılları arasında iktidara yakın ne kadar eş dost, papatya varsa peşkeş çekenlerin ardından, sonraki dönemlerde farklı uygulamalar gündeme geldi. Koalisyon hükümetleri döneminde turizm yatırım kredileri hoyratça dağıtılamadı.

Bu süreçte, yavaş yavaş ayrı bir pazarın oluşturulmaya başlandığını gördük. Dinsel söylemleri ön plana çıkaran, işletmelerin “haremlik ve selamlık” konaklama olanakları sunduğu vurgusunu ön plana çıkaran reklamlar, gazetelerde sayfalar dolusu verilir oldu.

Vahşi kapitalizmin temelini oluşturan, maddi değeri olan her şeyle ilgilenmek, onu elde etmek, sömürmek, satmak ve paraya dönüştürmek felsefesine dayalı düşünce, günümüzde özellikle insanlarımızın inançlarının sömürülmesi noktasında, ne kadar durum ve şartlara göre şekil alan ve fırsatçılığın doruk noktasında olduğu kapitalist zihniyeti tanımamıza yardımcı oluyor.

Yaklaşık altı-yedi yıl önce “turizm yatırım kredisi” almak için tatil köyü veya otel yapacak olanlara, “turizme katkısı olmayacak projelerle gelmeyin, yeni alternatif turizm alanları yaratacak projelerle” gelin deniyordu. Dolayısı ile krediler verilmeden önce, projelerin “turizm sektörüne getirisinin ne olacağı” araştırılıyordu.

Bugün geldiğimiz noktada, son beş yıllık AKP iktidarı döneminde, turizm yatırım kredilerinin onaylanmasında, özellikle “haremlik ve selamlık” mimari yapıda yapılacak olan “turizm işletmelerine” kredilerin rahatlıkla verildiğini duyuyorum.

Bu krediler için başvuru yapan ve “samimi olarak” itirafta bulunanların söyledikleri ise, aslında ne kadar acınacak halde olduğumuzun bir göstergesi. AKP iktidarı gidip başka bir iktidar geldiğinde, bakanlık işletmenizin standartları “turizm işletmeleri mevzuatına” uygun değil derse ne yapacaksın? diye sorduğumda, aldığım yanıt daha da ilginç. “Fark etmez, zaten otelin ortasına duvar yapıyoruz, duvarın her iki tarafında yüzme havuzları var, iktidar değiştiğinde ortadaki duvarı yıkarız, her yer ortak kullanım olur çıkar,’haremlik ve selamlık ’kalmaz, yani iktidarın standardını yerine getirmiş oluruz” diyorlar.

Burada asıl kafama takılan konu ise, bu tip turizm işletmelerinin yapımı için kredi verdiği söylenen Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, “turizm işletmelerinde olması gereken şartlar” başlıklı mevzuatın hangi maddesinde “haremlik ve selamlık” uygulaması var bilmiyorum. Ama bildiğim şu ki; “turizm yatırım kredisi verilen işletmenin” turizm bakanlığından işletme belgesi alabilmesi için “turizm işletmeleri mevzuatına” uygun olması gerekiyor.

“Özel İşletme Belgesi” verebilirsiniz, ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası’na göre, “eşitlik ilkesini” ihlal etmiş olursunuz. Buradan şunu yinelemek gereğini hissediyorum, bakanlığın “turizm işletmesi belgesi” verdiği işletmelere her insanın turist olarak girme hakkı vardır. Avrupalı bir tur operatörünün “haremlik ve selamlık” mimaride yapılmış bir tatil köyüne girmeye çalıştığını ve kapıdan içeriye sokulmadığını düşünün, adam doğrudan İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidip Turizm Bakanlığı aleyhine dava açıp eminim epeyce de bir tazminat kazanacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları