Hatanın bedeli

AKP yönetimi, son üç yıldır, her sene yaptığı yanlışları sayıp özür diliyor. Normalde, bu bir erdemdir. Ama bu yanlışların ardı önü kesilmiyor. İktidarın yaptığı yanlışların cezasını sadece AKP yönetimi ve AKP'ye oy verenler çekmiyor. Bu hataların ceremesini millet ve devlet olarak hep birlikte ödüyoruz. Bu zikzaklardan, hangisi yanlış hangisi doğru şaşırıyoruz. AKP'nin yaptığı ciddi hatalardan dolayı ülkemiz 15 Temmuz'da uçurumdan döndü. AKP, bu hain darbeyi, kendi taraftarlarıyla bertaraf etmedi, bütün Türk milleti AKP ile arasındaki farkı ve sorunları yok saydı ve hükümete destek verdi. Bu destek FETÖ'yle mücadele için devam edecektir, ancak AKP'nin devlette ve millette yaptığı tahribatların da takipçisi olacaktır.

***

AKP iktidarı zaaflarından ve felsefesinden kaynaklanan nedenlerden dolayı çeşitli alanlarda ateş yakıyor sonra da yangın var diye bağırıyor. Kendi yaktığı yangını söndürmeye gelmeyenleri de yurtsever olmamakla ve kendine düşmanlık yapmakla suçluyorlar. AKP, FETÖ üyelerini devletten temizliyor, bu normal ve yapılması gereken bir harekettir. Ancak, devlete sadece FETÖ militanları değil, diğer birçok cemaat ve tarikat militanları cirit atıyor, bunları da temizlemesi gerekir. AKP, kadroların da siyaset yapan çok sayıda FETÖ cemaat ve tarikat üyeleri veya sempatizanları olduğunu basından okuyoruz, doğruysa eğer bunların da temizlenmesi gerekir. Aksi takdirde samimiyet testine tabi tutulacaktır. Gerçek anlamda dindar ve siyasetle bir ilgisi olmayan mütedeyyin insanlar ülkede din adına yaşanan, kendisini dindar olarak tarif eden insanlar tarafından yapılan yolsuzluk ve hırsızlıklardan, dinin zarar gördüğü konusunda kaygılanmaktadırlar. Bunların kaygılarının giderilmesi gerekir. Devlette işi bilen değil, alnı secdeye gelen kişilerin görev aldığını ve devlet işlerinin düzgün gitmediği ve devletin çivisinin çıktığı görülmektedir. Devlete eskiden olduğu gibi yetkin, liyakatli ve kabiliyetli bürokratların göreve getirilmesi gerekir. AKP'deki bazı siyasetçiler ve devletin üst düzeyinde bulunan bürokratlar, Türkiye'nin Türk olma karakterine savaş açmış gibi davranmaktadır. Hatta işi o kadar ileri götürdüler ki Anayasa'daki Türk vurgusunun kaldırılması teklifi yapanlar, Türk ırkı diye bir ırkın olmadığını söyleyenler, hepimiz AKP sayesinde Türk olmaktan kurtulduk diyenler, bana Türk demeyin utanıyorum diyerek Türklüğü aşağılayanlar hakkında, bir çift söz edilmemesi, bu ülkeyi kuran Türkleri rencide etmektedir. Bu hakaretleri yapanların uyarılması hem toplumsal barış açısından, hem de, AKP'nin Türklere karşı samimiyet göstergesi olacaktır. AKP'nin Atatürk prensiplerine, cumhuriyet ilkelerine ve ülkenin kuruluş felsefesine uyması Türk halkının tamamına yakınının beklediği ve arzu ettiği bir dilektir.

***

AKP'nin eski ortağı FETÖ militanları devletin bütün kadrolarında gerçek vatan evlatlarını dışlayıp kendi hain militanlarını yerleştirdi, devletin bütün imkanlarını bunlar için kullandı ve vatan evlatlarını mağdur etti, bu insanların mağduriyetlerinin giderilmesi gerekir. Kendi ülkesinde parya durumuna düşürülen bu insanların itibarının iade edilmesi gerekir. AKP karşıtı, gazeteci, düşün ve akademisyenlere tam bir fikir özgürlüğü sağlanmalıdır. Bu Türkiye'nin uluslararası camiadaki itibarı ve demokrasi kalitesinin nişanesi olacaktır. FETÖ'cülerin cezalandırılmasını sonuna kadar destekliyoruz, pişman olanlara ve kandırıldıklarını söyleyenlere daha merhametli davranılması, insani bir hareket olacaktır. Basında, sık görüldüğü gibi, sürek veya cadı avına dönüştürülmesi hükümet ve yurttaşların ülkeye bağlılığı açısından iyi olmayacaktır. AKP'nin yaptığı yanlışları kabul edip pişmanlık duyduğunu yukarıda not ettik ama bu yanlışlardan ders almayıp yanlışların tekrarı veya yeni yanlışlar yapmasının önlenmesi için iyi niyetli muhaliflere kulak vermesi gerekir. Yanlışı bile alkışlayan gazeteci, akademisyen ve seçmen AKP'ye iyilik etmemektedir. Biz ülkemizde insanca, Atatürk prensiplerine bağlı, demokrasi içinde, hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygılı, çağdaş ve onurlu bir şekilde yaşamak istiyoruz. Bu bizim en tabii hakkımızdır.

Yazarın Diğer Yazıları