Hatıralar yol gösterir!

Zaman zaman burada hatıralardan hareketle yazdım. Ne öğrenirsek, ne yaşarsak yazmalıyız. İnsanların yaşadıklarını, bildiklerini, gördüklerini yazmaları tarihî mesuliyettir.

Ne zamandır Prof. Dr. İsmail Yakıt'ın "Hatıralarıyla İz Bırakanlar" (Ötüken Neşriyat) kitabını ele almak istiyordum. Ara ara çevirip çevirip okuyorum.

Milliyetçi Hareket'in tarihini ne kadar biliyoruz? Fedakârlıklardan ne kadar haberdarız?  Hareket'in varlığının Türkiye'nin varlığı olduğunu kaç kişi idrak ediyor?

Hareket'le, bahsettiğim hatıralar arasında nasıl bağ kuracağımı merak ediyorsunuz, değil mi?

Önce İsmail Yakıt Hoca'dan bahsetmem gerek. Hoca, 1950 doğumlu. A. Ü. İlâhiyat Fakültesi mezunu. Doktorasını Paris-IV Sorbonne Üniversitesi'nde tamamladı. Sorbonne Üniversitesi'nde Mukayeseli Felsefeler dalında ihtisas yaptı. Kahire'de araştırmalarda bulundu. Yine Paris Tıp Fakültesi'nde Anthropologie biologique sertifikası aldı. Üniversite ve üstü eğitimi 1970'den 1978'e kadar sürdü. Kendisi şu an İslâm Felsefesi profesörü.

Prof. Dr. İsmail Yakıt'in telif ve tercüme eserlerini burada sıralarsam köşeyi taşırır. Siz girip neler yayınlandığına bakabilirsiniz.

Hareket'le bağı şöyle: Hoca Ülkücü Hareket içinde yetişmiş, Ülkü Ocakları Başkanlığı yapmıştır.

İsmail Yakıt, "Hatıralarıyla İz Bırakanlar" için "ömrümün aynası" diyor.  Tanıdığı hocalarını, siyasîleri, aile büyüklerini yazmış ve her biri Türkiye'nin bir yüzü.

İsmail Yakıt'ın Hem Türkeş'le,  hem Dündar Taşer (1925-1972)'le yakın ilişkisi olmuş. 1970-1971 yılları arasında Ankara'da İlahiyat'ın Ülkü Ocakları başkanıdır. O zamanlar her fakülte kendi Ülkü Ocakları'nı kurardı. (12 Mart 1971 Muhtırası'ndan sonra şartlar değişti.)

İsmail Yakıt Hoca: "Bahçelievler'deki MHP Genel Merkez Binası'na gidip geliyorduk... Her hafta [Ülkü Ocakları] başkan­ların[ın] toplantısı ve eğitim seminerleri oluyordu. Bu seminerleri genel merkezde, Alparslan Türkeş, Dündar Taşer, Ahmet Er, Hamdi İnanç, Hikmet Tanyu, Haluk Karamağaralı, Kâmil Turan, Nejdet Sançar gibi değerli isimler ver­mekteydi. Sadi Somuncuoğlu'nu da sık sık 'Site Yurdu'na çağırırdık." dedikten sonra Dündar Taşer'a dair şunları yazar:

"Bu seminerler esnasında bilhassa Dündar Ağabey'in bir ülkücünün nasıl davranması gerektiğine dair bize söy­ledikleri hâlâ kulaklarımdadır.  Dündar Taşer 'Ülkücü; mevcut düzene göre değil, mevcut düzenin aleyhine göre de değil, kuracağı düzene göre hareket eder. Kuracağı dü­zende adalet vardır, ahlâk vardır, dürüstlük vardır, insana saygı vardır, milletin hukukunu korumak vardır. Öyleyse ülkücü âdil, ahlâklı, dürüst, saygılı ve milletin hukukunu koruyan insandır,' demişti. Ayrıca bizlere 'Fikren mağlup edemediğiniz birini, ahlâkınızla, efendi davranışlarınızla mağlup ediniz. Sizinle tartışanlar, ülkücülerin fikirlerini beğenmiyorum ama kendileri çok dürüst, çok efendi in­sanlar diyebilmeli,' diye öğütler vermişti. Ona göre, 'si­yaset hizmet aracıdır gaye değildir.'"

Yeni parti kuruluyor... Kimlerle nasıl hareket ediyorlar, kime nasıl danışıyorlar, nasıl birlik sağlayacaklar? Halkın sesi olabilecekler mi? Hiçbir şey bilmiyoruz.

Ama şunu biliyoruz... Mevcut MHP yönetimi, herkese, her şeye kulağını tıkadığı; çıkar hesabı yaptığı için bu hâlde!

Yazarın Diğer Yazıları