Haydin okula

Malum yeni eğitim-öğretim yılı başladı. O da ne? Okulda olması gereken çocuklar halen sokakta oyundalar. Bu durum ise eğitimci olmam münasebetiyle gayri ihtiyari olarak dikkatimi çekti. Çocukların yanına yaklaşarak okulların açıldığını, okulda olmaları gerekirken neden burada olduklarını sordum. Oyunu bırakarak yukarıdan aşağı beni süzen bir çocuğun ilk sözü  “boş ver be amca oldu.”  O da ne demek diye sorduğumda, başladı anlatmaya.

“Amca, beni 150 km. ötedeki bir okula kayıt ettiler, bense oraya gidip gelemeyeceğim için okulu bıraktım.” Nedenmiş 150 km. ötedeki okul.  “Sınavda aldığım puan orayı tutuyormuş da ondan. Sonra okusam ne olacak ki, yarın aynısını üniversitede de yapacaklar. Üniversite okusam da zaten iş bulamayacağım. Şimdi ise çırak olur hem sanat öğrenir hem de harçlığımı kazanırım.” 
Bizim sohbetimizi gören bir bey yanımıza yaklaşarak sohbete dâhil olmak istedi. Ben de buyurun siz de düşüncelerinizi söyleyin dediğimde  “Ah beyim ne söyleyeyim ki sınavı kaldıracaklarını söyleyenlerin daha da çoğaltarak bizleri çocuğun anlattığı duruma düşürdüler. Bu çocuğun dediği gibi kimi sistem hatasından, kimisi ise çeşitli nedenlerle yüz binlerce çocuk okulda olması gerekirken sokaklarda oynar oldu.” 
 “Dindar gençlik yetiştireceğiz dediler on binlerce çocuk terör örgütlerine katıldı. Yüz binlerce çocuk suç makinesine dönüştü. Okullarda çeteler oluştuğu için çocuklarımızın geleceğinden endişelenir olduk. Bağımlılık yaşı hem düştü, hem de on kat artarak her gün ölümlere neden olmaya başladı. Hırsızlık ve cinayetler artarak devam ediyor.
Devlet işin ucunu bıraktı. Açılım adı altında taviz verdikleri bölücüler çocukları kaçırıyor. Okulları kundaklıyor. Andımız kaldırılarak Türküm demek yasaklanıyor. Bayrağımız gönderden indirilerek yakılıyor. Atatürk büstleri parçalanıyor. Milli değerler yok sayılıyor. Bu şartlar altında çocukların okula gitmesine neden var mı?”  Biraz duraksadıktan sonra tekrar konuşmaya başladı.  “Ha bunların yanı sıra yaptıklarını iddia ettikleri projelerin gerekleri yerine getirildi mi? Yani çocuklarımız sütünü içti mi, tabletlerini alabildiler mi? Beni daha fazla konuşturma beyim. Allah muhafaza muhalefetten perişan ederler.” 
Vatandaştan bunları duyunca bir de eğitim emekçileriyle görüşüp neler olduğunu onlardan dinlemek istedim. Eğitim emekçisi kardeşlerim önce bizim konuşmamız yasaktır diye itiraz ettiler. O kadar dolmuşlar ki bilahare ne olursa olsun yetti artık diyerek onlar da başladı şikâyetlerini dile getirmeye.
Okul müdürü olan bey “Müdürlük makamları yeni çıkarılan yönetmelikle yandaşlara peşkeş çekilerek, okullar adeta birer parti teşkilatları haline getirildi” deyip yutkunduktan sonra  “Ehil insanlar diye makamlara getirdikleri kişilerin oynadıkları mevzuat yüzünden ne yapacağımızı şaşırdık. İşlerine gelmediği zaman mevzuatı bizim delerek suç işlememizi emrediyorlar. Okullarda disiplin diye bir şey bırakılmadığından hiçbir öğrenciye söz dinletemiyoruz. Okullarımızı koruyamaz hale düşürüldük. Hülasa sorumluluk var yetki yok”  diye sızlandı.
Herkesin şikâyetçi olduğu yerde öğretmenin mutlu olması düşünülemez diyerek sevgili hocam siz ne düşünüyorsunuz deyip sözü öğretmen arkadaşa bıraktığımda, onun da diğerlerinden daha dertli olduğunu gördüm. “Beyim, öğretmenler için rotasyon çıkarılacak, kimimizin nerede olacağı belirsiz. Değişen programlar nedeniyle ders işleyemez hale geldik. Aldığımız ücretlerle açlığa mahkûm edildik. Kendi sorunlarımızdan çocukların sorunlarına eğilemez olduk. Daha önce kazanılmış birçok hakkımız elimizden alınarak her gelen günde daha da kötüye gidiyoruz”  deyince dona kaldım.
Eğitim alanında birçok sıkıntımızın olduğunu biliyordum da bu kadarına da pes doğrusu dedim. Eğitimin içindekilere problemlerini sorduğuma bin pişman olurken, yetkililerden eğitimle ilgili duyduklarımın ne kadar yalan olduğunu bir kez daha görmüş oldum.
Hani en büyük yatırım eğitime yapılmıştı? Hani makamlara taşıdıklarınız eğitimi zirveye taşımıştı? Hani öğrencilerin onda birini İmam Hatipli yaparak dindar nesil yetiştirecektiniz? Hani projeleriniz vardı? Tüm bunlar doğruysa bu anlatılanlar neyin nesi? Tabii medya yandaşınız, siz öksürmeden onlar nezle oluyor. Böylece halk kandırılıyor.
Haydin okula diyoruz da, hangi okula ne öğrenmek için gidecekler. Tüm bunlara rağmen geleceğin daha aydınlık olması dileklerimle başta fedakâr eğitimcilerimiz olmak üzere geleceğimiz olan yavrularımız da dâhil herkes için bu eğitim-öğretim yılının sağlık ve mutluluk getirmesini diliyorum. 

Yazarın Diğer Yazıları