Hayır için çalışmak lâzım

      Şayet CHP ve anayasa değişikliğine karşı olanlar, halka neden hayır oyu kullanmak gerektiğini ayrıntılı olarak anlatma başarısı gösteremezlerse sandıktan "Evet" oyu çıkar...

      Bu değişikliğin ülkeyi parlamenter demokratik sistemden koparacağını ve millî iradenin tek kişinin eline verileceğini halka iyice anlatmak lâzım.

      Demokrasinin ve cumhuriyetin tehlikede olduğunu, sistemin yerini monarşik bir siyasal anlayışın alacağını, başka ülkelerden örnekler vererek de anlatmak hayır oyu'nun sayısını çoğaltabilir. 

      * * *

      Mesela masaya Suriye yatırılabilir...

      Ülke, diktatör Esad yüzünden parçalanma sürecine girdi....

      Bu işaret edilir ve "Suriye'de ciddi anlamda parlamenter demokrasi olmadığı için ülkede kan ve gözyaşı oluk oluk" denilerek demokratik sistemin önemi dile getirilebilir...

      Anayasanın değiştirilen 18 maddesi halka anlatılırken birer ikişer cümleyle geçiştirilirse o zaman yola çıkarılan yeni rejimin ülkeyi ve insanları ne duruma düşüreceği anlatılmış olmaz.

      O nedenle maddelerin içeriği açılmalı, örnekler verilmeli ve taşıdığı hükümlerin demokratik olmadığı tek tek anlatılmalıdır...

      Şunu söylemek istiyorum; anayasa değişikliğinin referandum sonucu reddedilmesini sağlamak lâzım. Monarşik rejim gelmeden değişikliği muattal bırakmak mecburiyetindeyiz. Bu da evet oyunun sandıktan çıkmasını engellemekle sağlanır.

      Dört başı mamur bir karşı propagandayla halkı bilgilendirir ve etkilersek sandıktan hayır oyu çıkar, konu da kapanmış olur!

 

DERKENAR

-------------------------------------

      Devlet Bahçeli ile etrafına çöreklenmiş ve aksakal geçinen üç beş kişi hâlâ, AKP'ye destekten vazgeçmiş değil. Kararlarını açıkladılar, MHP miting yapmayacak... Oysa MHP, demokratik parlamenter sistemi sahiplenen ve halkımıza, değiştirilen maddelerin neler getirip neler götüreceğini iyice anlatmakla görevli bir partidir. Halka gerçekleri anlatmak görevi de sırtındadır. Ancak Devlet Bahçeli bu görevi, ikbal uğruna sırtından atıyor ve siyasal tarihin karanlık dehlizlerine yerleşmeyi seçiyor. Bu durumu

yurttaşların dikkatine sunuyorum!

 

ABD'yi zenginler yönetecek

------------------------------------------------------

      Trump dünyanın en zengin devlet başkanı. Birlikte çalışacağı isimleri belirlerken sıkıntılı saatler yaşadığı öğrenildi.

      Kendisi kadar değilse de yine ABD'nin önemli zenginleri arasında adı sayılan petrolcü Rex Tillerson'u Dışişleri'nin başına getirdi...

      Tillerson'un adı Senato Dışişleri Komitesi tarafından oylandı ve bir oy farkıyla onaylandı. Komitede yer alan üyelerin 11'i Trump'un partisinden yani Cumhuriyetçi, 10'u Demokrat...

       Öyle anlaşılıyor ki Trump, zenginlerden oluşan bir yönetimle ülkesini yönetecek. Gözlemciler "Başkan, yoksul, işsiz ve sokakta yaşayan binlerce insanın derdinden kolay kolay anlayamayacak gibi" diyerek olumsuz değerlendirme yapıyor.

 

Ceza mı, taltif mi

--------------------------------------------------

      Bir gazinin işlemlerini savsakladığı iddiasıyla Erdoğan'a şikâyet edilen Bahçelievler Kaymakamı, İçişleri Bakanı tarafından görevden alındı, vali yardımcılığına atandı...

      İki çarpık durum söz konusu...

      Birincisi, kaymakam iddiaya ilişkin soruşturma yapılmadan görevinden alındı, yani bir tür yargısız infaza uğradı; ikincisi daha üst makam sayılan vali yardımcılığına atandı...

      Meğer vali yardımcılıkları fazla aktif olmayı gerektirmeyen yetkileri kısıtlı makamlarmış. Bunu ilk kez duyuyorum, herhalde yanlış olmalı...

      Kaymakamlıktan vali yardımcılığına atanma bir ceza mıdır, yoksa taltif edilme midir onu da anlamış değilim...

     

ANLAMLI SÖZLER

-----------------------------

      Çıkarını her şeyden önde tutan kimse çabuk düşman kazanır.                                                     (KONFÜÇYÜS)

Yazarın Diğer Yazıları