Hedefimiz İYİ’lerin İktidarı
Gönül sohbeti ile başlayan görüşmemiz sonunda Tamer Kayaalp siyaset ile devam etti. Türkiye’de muhalif kimlikli siyaset zor iş. Hele de iş dünyasında iseniz güçlükler katlanarak artar. Tamer Kayaalp’e;
“İşin , gücün yerinde, inşaat sektöründe daha fazla büyümek, dört çocuğuna, geniş ailene daha fazla vakit ayırmak var iken, ateşten gömleğe talip olmak , siyasette muhalif olmak nereden çıktı?” diye soruyorum. Tebessüm ile tane tane anlatıyor:
“Aileden başlayıp, okullar ve ülkücü hareket içindeki eğitim sürecimde gösterilen hedef ‘çağlar üzerinden çağ atlamak’ gibi yüksek bir çıta olunca ideallerimiz ve hedeflerimiz de büyük oldu. Atatürk’ün ‘Ey Türk yüksel! Senin için yükselmenin sınırı yoktur.’ emri hayat tarzımızı da etkiledi. Babam emeği ile işçilikten inşaat mühendisliğine tırnakları ile gelebilmişti. Lisedeyken gazeteci olmak istiyordum sonra da hukukçu. Babam ‘İşimiz inşaat bunun eğitimini al. Mühendis ol, aileye de milletimize de hizmet et’ dedi. O’nun tecrübesinin ışığında başladım. Biraz mesafe kat edebildiysek ne mutlu bize. Ancak her şey iş ve para kazanmak değil. Dört tane çocuğum var. Onlara mutlu, kalkınmış güzel bir ülke kazandırmak gibi borcum var. İyi eğitim sağlama, huzurlu bir hayat sürdürmeleri için sorumluluklarım var. Siyasete bu yüzden gönüllü olarak girdim. Siyaseti meslek olarak, geçim kapısı olarak görenlerden değilim.”
Demirağ: Peki öyle ise genç yaşta siyasete girdiniz ama aradığınızı bulabildiniz mi?
Kayaalp: “Siyaseti insanlara faydalı olabilme sanatı olarak düşünüyordum. Parti içi demokrasi için uzun süren bir mücadele yaşadık. Siyasi partiler yasasına aykırı kararlar ile taleplerimiz kabul edilmedi. Biz de yeni bir parti kurmaya karar verdik. Parti içi demokrasiyi yaşayacağımız ve Türkiye’nin yönetimine talip olan İYİ Parti’yi kurduk. Büyük baskılara maruz kaldık. Seçime girmemiz engellenmek istendi. Kuruluşun, yeni doğumun sancılarını yaşadık. Ve nihayet Türkiye’de umut haline geldik. Bu umudu büyütmek ve seçimlerde milletimizin teveccühünü kazanarak iktidara gelebilmek için yoğun çalışma içindeyiz. Bu ideallerin sahipleri önce kendi partisinde uygulamaya koymalı. Geçmişteki hastalıkları yeni bünyeye taşımamalı. Üye kaydından itibaren belde, ilçe, il ve genel merkez kongreleri şeffaf, çok adaylı olmalıdır. Rekabetin kaliteyi artıracağına inanıyoruz. Ve inandığımız gibi yaşamayı arzu ediyoruz.”
Demirağ: O zaman Ankara İl Başkanlığı adaylığı nereden çıktı? Sonuçta kurucular kurulundasın, GİK üyeliği yaptın, milletvekili adayı oldun. Ankara İl Başkanlığı gibi zor bir işe niye talip oldun?
Kayaalp: “İdealist insanlar için mevki ve makamın önemi yoktur. Kaldı ki Ankara ve İstanbul gibi büyükşehirlerde İl Başkanlığı en önemli mevkilerdir. Eğer iktidar olmak gibi bir hedefiniz var ise Ankara, İstanbul gibi illerde birinci parti olmak zorundasınız. Son yerel seçim sonuçları Türkiye’ de siyasetin seyrini değiştirmiştir. İktidar partisi tek adam rejimi için barajı yüzde 51’e yükseltmişti. Bu durumda inisiyatif alan Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener, demokrasiye kurulan tuzağı bozarak ‘Millet İttifakı’nın oluşumunu sağlamıştır. Bu ittifak yerel seçimlerde devam etmiş ve 11 büyükşehir belediyesini CHP kazanmıştır. Bu Türkiye’nin nüfusunun neredeyse yüzde 70’ine tekabül etmektedir. Ankara’da Mansur Yavaş örneği önemlidir. İYİ Parti kilit olmasına rağmen İlçe belediyelerinden biri bile kazanamadı. Belediye Meclisi’nde başarısız oldu. Bunun sebep ve sonuçları irdelenmeli. Mansur Yavaş’ın büyük başarısına rağmen belediye meclisinde çoğunluk sağlayamamasının ağır bedellerini yaşıyoruz. Bu aksaklıkları gidermek için aday olduk.
Demirağ: Ankara örneği ilginç ama sadece Ankara da değil , 11 büyükşehirde İYİ Parti’nin katkılarına rağmen siyaseten hanesine yazılan yok!
Kayaalp: Bütün Türkiye’de aynı. Ama bizim önceliğimiz Ankara. CHP yüzde 25 oy aldı. İYİ Parti’nin oyu yüzde 15. Ancak temsilde yokuz. Allah’tan Mansur Yavaş bizim ağabeyimiz de, O’nun temsilcimiz olarak görüyoruz. Ama ilçelerde yokuz. Yenimahalle, Çankaya gibi milyonluk ilçeler neredeyse çöpe gitti.
Demirağ: Belediye seçimlerinin sonuçları henüz masaya yatırılmadı. İYİ Parti sizce genel seçimlerin analizini yapabildi mi?
Kayaalp: “Bizim amacımız mevcut durumu korumak değil. Partimizi iktidara taşımaktır. Hedefimizi yerine getiremezsek, görevimizi yapamazsak nöbeti daha iyi yapacak arkadaşlarımıza devretmekten bir an bile tereddüt etmeyiz. Sayın Genel Başkanımızın ‘Ayakkabı eskiteceğiz!’ talimatını verdi. Ayakkabılarımızı eskiteceğiz ama koltukları eskitmeyeceğiz. Koltukların şeklini almayız. Eşimiz, dostumuz, akrabamızın çıkarlarını değil, topyekün milletimize hizmeti esas alıyoruz.”
Demirağ: Tamer Kayaalp kendisini kısaca nasıl tanımlıyor?
Kayaalp: “İnsanın kendisini anlatması çok zordur. Allah nefsimize yenilmeyi nasip etmesin. Günümüz siyasetinde en kötü örnek ‘kibir’dir. Allah kibirli olmaktan korusun. İnandığımız, doğru bildiğimiz yoldan asla geri adım atmayacağız. Kimseye boş vaatlerde bulunmayacağız. Asla ayrım yapmayacağız. Topyekün partililerimizin hakkını, hukukunu koruyacağız. Ailenin, akrabanın ,komşunun önceliği olmayacak. İYİ insan tercihimiz olacaktır. Partimizi Ankara’da ve Türkiye’de birinci parti yapacağız.
Demirağ: Size başarılar diliyorum. Sorumluluğunuz ağır. Bütün Türkiye’nin gözü Ankara’da…
Kayaalp: “Çok teşekkür ederim. Yeniçağ Gazetesi sesimiz, soluğumuz oluyor. Evet, bütün Türkiye’nin gözü Ankara’da. Ankara kongremiz örnek olacak. İYİ Parti’nin iktidar hedefi için tüm illerimizde birden çok aday olması partimizin umut oluşunun da göstergesidir. Başta Ankara olmak üzere Türkiyemizin dört bir yanındaki İYİ’leri yürekten selamlıyorum.”