Hedefteki liderin yükselişi
Dünyada önemli gelişmeler yaşanıyor. Ülkeler işgal ediliyor, iktidarlar devriliyor ve sınırlar yeniden çiziliyor. Bir dönemin kudretli yöneticileri sürgüne gönderiliyor ve görünmeyen elin değişim operasyonu devam ediyor. Olayların merkezinde ise çoğunlukla Orta Doğu bölgesinde konuşlanmış Arap ülkeleri bulunuyor. Irak, Mısır, Tunus, Suriye ve Libya...Sırada hangilerinin olduğu bilinmiyor. Uzmanlar asıl hedefin İran ve Türkiye olduğunu seslendiriyor. En önemlisi de bu karmaşa ve kaos yaklaşık 10 yıldır derinleşen Küreselleşme sürecinin bir parçası olarak görülüyor. Çünkü dünyanın kaynakları yetersizken ihtiyaçlar alabildiğine artıyor, farklılaşıyor ve enerji bağımlılığı kronikleşiyor. Bilgi ve iletişim teknolojileri insan benliğini kuşatmayı sürdürüyor.
Halk liderine inanıyor
Financial Times’a göre Kazakistan önümüzdeki 10 yılda en çok petrol ve gaz ihraç eden ülke konumuna yükseliyor. Bir bakıma dünyayı yeniden şekillendirmek ve bölüşüm pastasını bölüşmek istemeyen güçlerin iştahını kabartıyor. Üstelik Kazakistan aykırı bir kararla enerji anlaşmalarını gözden geçiriyor. “Benim kaynaklarımı halkıma rağmen acımasızca tüketemezsin” diyor. Ve Kazakistan hızla milli köklerine dönüyor. Almatı başta olmak üzere hemen her yerde Kazak dili hakim olmaya başlıyor. Cumhurbaşkanı adayları, milletvekilleri, özel sektör yöneticileri ve her kesim Kazak Türkçesi konuşmaya çalışıyor. Kazakistan’da yaşayan Rus nüfusu artık Kazakistanlı oluyor. Rusya’ya gittiklerinde dışlanıyor ve Kazak olmakla suçlanıyor. Hepsi bir ağızdan mevcut düzenin devamını haykırıyor. Yani sokaklarda istikrar, güven ve büyüyen ekonomi seslendiriliyor.
İşte böylesine gelişmeler ve kaygan bir zemin üzerinde Kazakistan Cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleştirildi. Kurucu Cumhurbaşkanı Nazarbayev tahmin ettiğimiz üzere %95 düzeyinde bir oy oranına ulaştı. Seçimleri yerinde takip eden birisi olarak Kazak halkının, adeta bir dünya markası haline gelmiş olan Nazarbayev’e tam destek verdiğini söyleyebilirim. En azından rakipleri karşısında... Ama bir gerçek var ki bu erken seçim yapılmamış olsaydı küresel güçler Orta Asya enerji kaynaklarını ele geçirmek için Nazarbayev’i hedef alabilir ve Orta Doğu’daki kırılmayı buradan başlatabilirlerdi. Çünkü Nazarbayev hem bölgenin hem de Türk Dünyasının çimentosu olma misyonunu üstleniyor. Nazarbayev’siz bir Kazakistan ve Türk Dünyası pek çok soru işaretini de beraberinde getiriyor. Bu sebeple Kazak halkı verdiği kararla sadece kendi geleceğini oylamıyor; aynı zamanda Türk Dünyasının rahat bir nefes almasına imkan tanıyor.
Kazakistan’ın yeni büyükelçisi Janseyit Tüymebayev Türkiye’yi çok yakından tanıyan bir diplomat... Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in güvendiği isimlerden. Moskova Büyükelçiliği ve en uzun süren Milli Eğitim Bakanlığı görevlerinde bulunmuş. Kazakistan Türkiye ilişkilerinin gelişiminde de önemli bir yere sahip. Çok iyi derecede Türkçe biliyor. Geçen gün İstanbul’da basın mensuplarına verilen yemekte bir araya geldik. Tüymebayev Türk Dünyasının ortak tarihinin yazılması ve okutulmasının önemine vurgu yaptı. İki ülke arasında ekonomik alanda etkili projelerin gerçekleştirilerek gerçek potansiyelin ortaya çıkarılmasına dikkat çekti. Türkiye dostu Tüymebayev, Kazakistan’da sadece Türk ürünlerini halka sunan bir iş merkezi kurulmasını planladığını aktardı. Büyükelçi Tüymebayev konuşmasının sonunda Türk iş adamlarını Kazakistan’a yatırım yapmaya davet etti.