Her şey dahil turizm ülke ekonomisine zarar veriyor

1997 yılında otel, motel, pansiyon ve tatil köyü konaklamalarına alternatif olarak, özellikle İngiliz tur operatörleri tarafından önden krediler verilerek yapımı teşvik edilen apart otellerin devreye girmesi ile birlikte, turistlerin konaklama ve turizm anlayışlarına nasıl yön verildi ise,  “her şey dahil turizm”  tur operatörlerinin otel işletme sahiplerini zorlaması ile ortaya çıkan bir turizm hizmet modeli olarak doğdu.
Yıldan yıla konaklama tesisi sayısındaki artışla doğru orantılı olarak çoğalmayan turist sayısı, işletmelerini büyük paralar harcayarak veya devletten aldığı kredilerle tamamlayan turizm yatırımcılarını, yabancı tur operatörlerinin kölesi haline getirdi. 1997 yılına kadar tur operatörleri ağustos ayı sonuna kadar, bir sonraki yılın konaklama anlaşmalarını ve katalog çalışmalarını bitirirler ve bir sonraki yılın kataloglarını piyasaya sürerlerdi. Bu durum, tur operatörlerinin hoşuna gitmeyen bir olgu idi.
Tur operatörleri, konaklama tesislerinin üzerindeki kontrolü ellerine geçirmek için öncelikli olarak “konaklama tesisi sayısını dolayısı ile yatak sayısını artırmaları gerektiğini gördüler”  krediler sağlayarak ve sağlanan kredilerle uzun vadeli otelleri kendilerine bağlamanın yollarını buldular.
Tur operatörü verdiği krediye karşılık olarak uzun süre kendi müşterisi ile doldurduğu oteli, sözleşme süresi bittiğinde istediği gibi yönlendirdi. Çünkü yabancı tur operatöründen kredi alarak otelini bitiren turizmci, uzun yıllar otelini yalnızca kredi aldığı tur operatörünün müşterilerine verince, farkında olmadan kendi özgür işletmeciliğini de aslında yabancı tur operatörüne devrettiğini çok geç anladı.
Çünkü kredinin karşılığı olarak verilen  “tek yetkili operatörlük gereği”  oteli ile çalışmak için gelen diğer yerli veya yabancı tur operatörlerini geri çevirmesine neden oldu. Kredi alarak yapılan otellerin anlaşma sonunda yine dolması için, tur operatörünün isteklerinin yerine getirilmesi gerekiyordu ve  “her şey dahil turizm”  kavramı üretildi. Her şey dahil turizm paketleri satarak kârlarına kâr katan operatörler sürekli semirirken, otel işletmecileri zarar etmeye ve çok vahşi şekilde yürütülen  “her şey dahil çılgınlığına”  kendilerini kaptırdılar.
“Her şey dahil turizm”  tesislerin coğrafi durumları göz önünde bulundurularak yeniden değerlendirilmediği sürece, Türk turizmi ileriye değil geriye doğru gidecek, 38 değişik sektörü doğrudan veya dolaylı etkilediği söylenen turizm, yalnızca konaklama sektörü ile diğer birkaç sektörü daha olumlu etkilerken, diğer tüm sektörler bu uygulamadan olumsuz etkilenecektir.
Her şey dahil sistemin uygulanacağı tesise devlet belli kıstaslar getirerek kendisi karar vermelidir. Mesela şehir merkezine 5 km ve daha üzeri mesafelerde olan konaklama tesisleri dışındaki tüm tesislerin her şey dahil konaklama hizmeti vermeleri yasaklanmalıdır. Bu yasak gelmediği sürece ve bu  “çılgınlık” devam ettiği sürece tatil köylerinin yerini yavaş yavaş  “tatil kasabaları ve kentleri”  alacaktır.
Mali anlamda hiçbir denetime tâbi tutulmayan tatil köylerinin  “her şey dahil turizm”  devam ettiği sürece denetlenmelerini beklemek veya bu tesislerin ülke ekonomisine katkı sağlayacağını ummak safdillik olur.

 

Başsağlığı
Basınımızın usta kalemi Behiç Kılıç’a Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun.

Yazarın Diğer Yazıları