Herkes sussun otursun istiyorlar

Herkes sussun otursun istiyorlar

Hazırlayan: Timuçin MERT

Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği'nin (ÇİMDER) Şakran Çocuk Cezaevi raporunun kamuoyu ile paylaşılması, Adalet Bakanlığı tarafından, OHAL gerekçesiyle yasaklandı.

ÇİMDER, Adalet Bakanlığı'nın izniyle Şakran Cezaevi'ndeki çocuklar için bir rehabilitasyon projesi başlatmış. (...) Çalışma başarılı bir sonuç vermiş ve edinilen tecrübe, bir rapor ile Adalet Bakanlığı'na sunulmuş. Raporda, bundan böyle nelerin yapılması gerektiği anlatılıyor, herhangi bir siyasal değerlendirme de içermiyor. Ama Adalet Bakanlığı, OHAL ilanıyla hiç ilgisi olmayan bir konuda hazırlanan bir bilimsel raporun yayınlanmasını, OHAL gerekçesiyle yasaklıyor.

Derneğin, çocukları tacize karşı uyaran bir broşürünün dağıtımı da daha önce İzmir Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından engellenmişti.

(...) Sivil toplum kuruluşlarının ülkenin sorunları ile ilgili fikir açıklamasını ve çözüm önermesini istemiyorlar. Nitekim son zeytinliklerin imara açılması konusunda sergiledikleri tutum da bu tavrın bir başka göstergesi. (...) Siyaseti, sadece kendileri için bir alan olarak görüyorlar, toplumun siyasete katılmasına karşılar. İstiyorlar ki herkes kendileri gibi düşünsün, kendileri gibi düşünmüyorsa da ağzını açmadan bir kenara çekilip otursun.

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet

***

Kaçakların iade edilmemesi için mi!

-------

... Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, aralarında FETÖ lideri Fetullah Gülen'in de bulunduğu 130 isim 3 ay içinde Türkiye'ye dönmezlerse vatandaşlıktan çıkarılacaklarmış. 3 ay içinde kim döner Türkiye'ye?

CHP Trabzon Milletvekili avukat Haluk Pekşen diyor ki:

"Fethullah Gülen ve örgüt yöneticilerinin vatandaşlıktan çıkarılmasıyla ne bugün ne de gelecekte iadeleri mümkün olmayacaktır. Böylece 15 Temmuz darbe girişiminin üzeri örtülecektir..."

Demek ki şimdi de kaçakların iade edilmemesi için önlem alınıyor.

Pek de şaşırtıcı gelmedi.

Melih Aşık Milliyet

***

Üçüncü gazeteci ayağa kalksın...

------

Hâkim, iki gazeteci arkadaşımız Gökmen Ulu ve Mediha Olgun'un tutuklama kararında şöyle bir ifade kullanmıştı:

'3 (üç) ayrı gazetecinin verdiği ifade içeriklerine göre örgüt içinde yetişen Burak Akbay'ın örgüt amaçları doğrultusunda çıkardığı Sözcü gazetesinde şüphelilerin uzun zamandır görev yaptıkları.'

Hâkim üç gazeteciden söz ediyordu..

Biri Fehmi Koru'ydu..

Diğeri dün ortaya çıktı; Hüseyin Gülerce.

Eski Fethullahçı Gülerce gidip ifade vermiş.. O da Sözcü'yü suçlar imalarda bulunmuş.. Üstüne üstlük demiş ki..

'15 Temmuz günü Erdoğan'ın Marmaris'te olduğuna dair haberlerin de kesinlikle 15 Temmuz'dan haberi olanların yapabileceği bir haber olduğunu düşünüyorum. Bütünüyle Erdoğan'ı hedef gösteren bir yaklaşım tarzıdır.'

***

İnsan yıllarca cemaatçi gazeteci olunca demek ki her olayı böyle düşünüyor..

Cemaatten emir gelmiştir..

Cemaatten bilgi gelmiştir diye bakıyor..

Çünkü kendileri yıllarca böyle gazetecilik/yazarlık yaptılar..

***

Geriye kaldı ifade veren üçüncü gazeteci..

Ayağa kalksın da kimmiş görelim.

Mehmet Tezkan Milliyet

***

Bunu yapanalar hayırla yad edilmeyecekler

-------

... Meclis eliyle zeytin alanlarını öldürmek hangi hırsın ürünüdür? Güya dünyanın en büyük 4'üncü zeytin üreticisiyiz. İç savaşın yaşandığı, kan-revan içindeki Suriye'nin zeytinyağı üretimi bile Türkiye'den 62 bin ton daha fazla. Zeytinliklerimizin verimini artırmak varken "öldürme kararı" almak akıllı işi midir?

...Tamamen bazı yandaş çevreleri memnun etmeye yönelik bir girişim olduğunu söyleyenler hiç de haksız değil. Ekonomik değeri yüksek olan zeytin ağaçlarının idam fermanı, ülkeye saplanan bir hançer niteliğinde ama kâr ve rant tutkusu ağır basıyor. Bunu yapanlar asla hayırla yad edilmeyecekler!

Rahmi Turan Sözcü

***

Rakka'ya Amerika ve PYD giriyor

bizim troller Mehmetçik için dua ediyor

---------

...Amerika yanındaki PYD'lilerle birlikte Rakka'ya karşı operasyonu başlattı.

... İktidarın mantığı ise şöyle; "Bunlar PYD ile Rakka'da başarılı olamazlar. Gerçeği anladıklarında nasıl olsa bizim kapımızı çalacaklar."

İyi de o kapı çalınırsa eğer ne yapacağız. "Hah şimdi adam oldun" diyerek savaşa mı gireceğiz yoksa "Valla zamanında gelseydin, haydi başka kapıya" diyecek cesareti bulacak mıyız?

Can Ataklı Korkusuz

***

Terör suçlamasının "altın oran"ı

-------

... "Birinci Silivri Trajedisi"nin kurbanlarından Barış Pehlivan yazısında şöyle diyordu:

"Nasıl ki, 134 sayfalık Odatv iddianamesinde 361 kez 'haber' kelimesi kullanıldıysa, 275 sayfalık Cumhuriyet iddianamesinde de 667 kez 'haber' kelimesi vardı. İkisinin de her sayfasında ortalama 2 buçuk kez 'haber' yazıyordu. Evet, iki davanın iddianamesinde de 'altın oranı' tutturmuşlardı."

***

Sanıyorum, Barış Pehlivan'ın derin ve ince bir kültür süzülmüşlüğüyle vurguladığı "Sayfa başına 2 buçuk kez haber sözcüğünün kullanılmasındaki Altın Oran", benim "Birinci" ve "İkinci" diye numaraladığım "Silivri Trajedileri" arasındaki, hem benzerliği, hem de sürekliliği, bu iki sürecin ayniyeti açısından çok güzel ifade etmişti:

Her iki "Trajedi"de de aynı "Niyet Okuma" vardı...

Hem de görevi, işlevi, iş hayatı haber vermek olan insanlar için öne sürülen "Haber" suçlaması üzerinden... 

Emre Kongar Cumhuriyet