Hesaplaşmanın başlama vuruşu!

12 Ağustos günü akşama doğru... AKP Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Abdülhamit Gül, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ve MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak, "mini anayasa değişikliği paketi" çalışmaları kapsamında, 15 Temmuz FETÖ'nün darbe girişiminde bombalanan TBMM'nin şeref holünde basın açıklaması yaptı...

Abdülhamit Gül, "Gazi Meclis'in Mustafa Kemal'in, Mehmet Akif Ersoy'un, Diyap Ağa'nın, Ali Şükrü Bey'in ve Hüseyin Avni Ulaş'ın açtığı yol"dan bahsetti!

CHP'li Tezcan ve MHP'li Parsak, sakince dinlediler... 

Tezcan, konuşmasında bir tepki vermedi! Parsak ise konuşmasının sonunda, "Farklı siyasi projelere alt yapı çalışması mahiyetindeki girişimlerin, tekliflerin, önerilerin 'bugün için' doğru olmadığını, zamanlı olmadığını" söyledi...

***

Üç parti arasında uzlaşmanın söz konusu olduğu bir basın açıklamasında, Mustafa Kemal, Mehmet Akif Ersoy ve Diyap Ağa ile birlikte Ali Şükrü Bey ve Hüseyin Avni Ulaş'ın adları aynı cümlede niçin gündeme getiriliyor? Bu mantığa göre kim kimi temsil ediyor?

Ali Şükrü Bey, Lozan Anlaşması'nın Meclis'te görüşüldüğü günlerde, Kerkük-Musul'un kaybedilmesine sert tepki gösterdikten sonra ortadan kaybolmuştu. Cesedi, birkaç gün sonra bir tarlada toprağa gömülü olarak bulunmuştu. Olaydan sorumlu tutulan Topal Osman çatışmada öldürülmüş ve cesedi Meclis'in önüne asılmıştı!

Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey ve Erzurum mebusu Hüseyin Avni Ulaş Bey, Meclis'te "ikinci grup" denilen muhaliflerin önde gelen sözcüleriydi.

Cumhuriyet'in ilk yıllarıyla, daha doğrusu Atatürk ile hesaplaşmak isteyenler, zaman zaman bu olayı gündeme getirir!

***

Abdülhamit Gül'ün yaktığı işaret fişeği beş gün sonra, 17 Temmuz Pazar gecesi, Trabzon'daki darbe girişimi protestosunu da aydınlattı! Toplantıda, Tayyip Erdoğan'ın dünürü Sadık Albayrak da konuştu ve "Toplumun Trabzonlu Ali Şükrü Bey'in yolundan gideceğini ve darbecilere karşı duracağını" anlattı!

Trabzon Büyükşehir Belediyesi, bir yıl önce Prof. Dr. Necmettin Alkan ve Doç. Dr. Uğur Üçüncü'nün yazdığı, Ali Şükrü Bey kitabına sponsorluk yapmıştı. 6 bin adet basılan kitap bedava dağıtılmıştı. Yine kitabın yazarları Trabzon ve ilçelerinde düzenlenen panel ve imza günlerinde konuşmalar yapmıştı.

2012 yılında da Ali Şükrü Bey'in Boztepe mevkiindeki mezarı başında düzenlenen anma töreninde Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay, "Ali Şükrü Bey, tek adama dayalı laik, Kemalist ve Türkçü bir sistem kurmak isteyen 'Ulu Şef' tarafından cezalandırılmak istenmiştir" diyerek ve "Dersim katliamı"ndan bahsederek doğrudan Atatürk'ü suçlamıştı. 

***

Asıl işaret fişeğini yakan kimdi dersiniz?

Başbakan Tayyip Erdoğan, 23 Kasım 2013'te, Trabzon'da, "Gençler sizlerden rica ediyorum, gidin Trabzonlu Ali Şükrü Bey'in hayatını okuyun. On yıllar boyunca bu millete dayatılan kelimelerin, kavramların, yaşam tarzlarının ne kadar suni, ne kadar yapay, ne kadar yeni, ne kadar anlamsız olduğunu göreceksiniz" demişti.

Erdoğan, 23 Mart 2014 tarihinde de Trabzon mitinginde uzun uzun Ali Şükrü Bey'i anlatmış ve "Kardeşlerim, katiller Ali Şükrü Bey'e suikast düzenlerken, aslında Meclis'teki her vekile korku salıyor, eğer doğru durmazsanız, 'ayağınızı denk almazsanız sonunuz Ali Şükrü Bey gibi olur' diyorlardı. Kardeşlerim, merhum Trabzonlu Ali Şükrü ve merhum Başbakanımız Adnan Menderes'e yapılmak istenen neyse, işte bugün bize de yapılmak istenen aynı..." demişti.

Şimdi FETÖ'nün darbe girişimi sonrasında, Ali Şükrü Bey olayının gündeme getirilmesi, Atatürk ve devletin kuruluş felsefesi olan Türk Milliyetçiliği ile hesaplaşmanın başlama vuruşu değil midir? CHP ve MHP, bu gidişe seyirci midir?

Yazarın Diğer Yazıları