Hükümet bile karamsar

Cumhuriyet döneminin en ağır ekonomik krizi yaşanıyor.

Koca koca şirketler batıyor, bir dönem Türkiye'nin en zengin insanları bankalara olan borçlarını ödeyemediği için yeniden yapılandırma istiyor.

Türkiye'nin toplam dış borcu, Eylül 2017 itibarıyla 453,2 milyar doları aştı.

Bunun 136,2 milyarı doları (yüzde 29) kamuya ait. 316,4 milyar doları (yüzde 70) özel sektörün borcu. Toplam dış borcun millî gelire oranı ise yüzde 53,3 ile 2001 krizindeki seviyelere yaklaştı. Türkiye'nin iç ve dış toplam borçları ise 3 trilyon 604 milyar liraya ulaşarak millî geliri aşmış durumda.

Dövizdeki her kuruşluk artış borcun daha da büyümesine neden oluyor.

Finansal kesim dışındaki firmaların (reel sektör) net döviz açığı ocakta 2016 sonuna göre 8 milyar 886 milyon dolar artarak 221 milyar 536 milyon dolara yükseldi. 4.15 milyar dolar açık verdi. Ocak-Şubat dönemi cari açık, 11,19 milyar dolar olurken, 12 aylık cari işlemler açığı 53,3 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Geçtiğimiz yılı yüzde 11,92 ile kapatan enflasyon (TÜFE), Mart'ta yüzde 10,23 ile çift haneye yerleşti. Temel ihtiyaç maddelerinde bu oran yüzde 20'ye yaklaştı.

Benzin 6 lirayı aşarken birçok mal ve hizmet zamlandı. Akaryakıttaki bu artış ulaşıma daha tam olarak yansımadı. Özellikle belediyeler toplu ulaşıma zam yapmadan daha ne kadar dayanırlar belli değil.

7.4'lük büyümeye rağmen 2016'de yüzde 10,9 olan işsizlik 2017'yi de aynı oran ile kapattı. Ocak 2018'de işsizlik yüzde 10,8 oldu. Genç tanımlı işsizlik 6,2 milyon kişiye ulaştı.

Hazine Müsteşarlığı, Ekim 2028 vadeli 2 milyar dolar borçlanırken, faiz oranı yüzde 6,20 oldu. TL cinsinden faizler de yükselişte. Merkez Bankası'nın tüm fonlamayı yaptığı Geç Likidite Penceresi faizleri yüzde 12,75 iken 2 yıllık gösterge tahvil faizi geçen hafta yüzde 14,70'i, 10 yıllık tahvil faizi yüzde 1,56'yı gördü. Konut kredisi faizleri 9 yılın en yüksek seviyelerinde seyretmeye devam ediyor. Bankaların uyguladığı konut kredilerinin ortalama faizi 6 Nisan haftası itibariyle yüzde 14,97 seviyesine yükseldi.

Yukarıdaki rakamlar Türkiye'nin gerçeği. Halkın bazı kesiminin okuyamadığı rakamlar.

İşte bu rakamlar Türkiye'nin nasıl ekonomik felaket yaşadığını gösteriyor.

Et fiyatını düşürmekten aciz

Bir iktidar düşünün ki, ülkesi dünyanın en pahalı etini yesin. Siz hiç AKP iktidarında et fiyatlarının bir önceki aya göre düştüğünü gördünüz mü?

Onca bakan, onca açıklamalar ve neredeyse 3. dünya ülkelerinden bile ithal edilen ete rağmen fiyatları bir türlü düşürmekten aciz bir hükümet.

İşte bu hükümet erken seçim kararı aldı.

Neden aldı?

Hükümete erken seçim kararı aldıran en önemli neden döviz kurlarındaki artıştır. 1 doların 4 liraya yükselmesinin faturası daha halkın önüne çıkmadı. Samandan soframızdaki ekmeğin ununa kadar ithal eden ülkemizde dövizdeki son artışlar Temmuz-Ağustos-Eylül gibi, hayatımızı olumsuz etkileyecek. Şu anda kullandığımız iğneden ipliğe her şeyin fiyatı eski döviz kuru üzerinden. Stoklar döndükçe fiyatlar daha da artacaktır.

Bugüne kadar "Aman ekonomik istikrar bozulmasın" hikayesi ile iktidarını hep koruyan AKP'nin bu kez işi çok zor. Çünkü ortada bir istikrarın değil de yıllardır saklanmış bir istikrarsızlığın olduğunu insanlar görmeye başladı.

Görmeyenler ise kısa süre içerisinde markete gittiğinde görecektir.

Bundan emin olabilirsiniz.

Yazarın Diğer Yazıları