Hz. Muhammed’in hadislerinde Türkler

Hz. Muhammed’in hadislerinde Türkler
Hz. Muhammed’in müjdelediği Kırmızı Çehreli Türkler ve Demir Kuşaklı Türk Hakanları

Araştırmacı ilahiyatçı Prof. Dr. Zekeriya Kitapçı’nın ilk baskısı 30 yıl önce yapılan baş eseri, “Hz. Peygamberin Hadislerinde Türkler”in genişletilmiş yeni baskısı 2 cilt halinde okurla buluştu.

İlim hayatını, Hz. Muhammed’in Türkler hakkında söylediği hadisleri araştırıp, bu hadislerin çağımıza verdiği mesajları araştırmaya adayan değerli ilahiyatçı Prof. Dr. Zekeriya Kitapçı, 7. baskısını yapan eserinin Türk İslam alemine yol gösterici olmasının en büyük dileği olduğunu vurguluyor. Prof. Dr. Kitapçı, kendisini yıllar boyu meşgul eden böyle bir çalışmaya girişme gayesini şöyle açıklıyor:

Türklerle ilgili hadislerin varlığı yaygın ve herkesçe bilinen bir gerçektir. Fakat değil umumî kaynaklardaki hadisler, belki de muteber hadis kitaplarındaki rivayetler bile Türk Tarih ve Kültürü açısından ciddî bir şekilde değerlendirilerek ilim âlemine sunulmuş değildi. Otantik hadis kitaplarındaki hadisleri inceleyen bu eser, şimdiye kadar her nedense ihmal edilmiş olan bu sahada yapılan çalışma ve yayınların belki de ilkini oluşturdu. Eser, çok uzun ve senelerden beri üzerinde durduğumuz çok ciddi ve titiz bir çalışma sonucu ortaya çıktı. Otantik hadis kitaplarını taramak, daha sonra onları Umumî Türk Tarihi ve Kültürü açısından objektif bir şekilde değerlendirmek ve bir sentez haline getirerek okuyucuların istifadesine sunmak, bizim senelerdir gerçekleştirilmesini arzu ettiğimiz bir durum, bir hasret idi. Şu bir gerçektir ki tarih ve millet hayatımıza asırlardır yön vermiş olduğundan Türk İslâm Kültürü ve Medeniyetinin kendi iklimimizde, kendi sosyal bünyemizde oturduğu zeminin çok iyi bir şekilde aydınlatılması gerekmektedir. Bu aydınlatma ise gerçekleri ilmin verileri karşısında hiç bir aşırılığa kaçmadan tam bir objektiflik içinde ne olup ne olmadığımızı tam ve cesur bir şekilde ortaya koyan ilmî çalışmalar ve onların çok geniş okuyucu kitlelerine ulaştırılması ve benimsetilmesi ile mümkündür. Sağlıklı, kendine güvenen bir toplum ve çok güçlü sosyal bir bünye yaratmanın en uygun yolu da budur. Zira aziz Atatürk, Türk gençliğinin, atalarını tanımasını, Türk tarihini ilgilendiren konuların gün ışığına çıkarılmasını, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü üzerine kurulan yeni Türk Devletinin devam ve bekası için geçmişten büyük ölçüde ibret alınmasını, gelecekte aynı hataların bir kere daha tekrar edilmemesini istemiştir. Böylece; sosyal bünyesi sağlam, kendine güvenen, birleşmiş bütünleşmiş bir toplum yaratmak onun asıl gayesi olmuştu.

İşte Hz. Peygamber’in Türkler hakkındaki hadislerini konu olarak ele alan ve bunları çeşitli yönleri ile değerlendiren bu eser; çok büyük işler başarmış, birçok büyük devlet ye imparatorluklar kurmuş, dünya dinî, siyasî ve iktisadî dizginlerini asırlarca elinde tutmuş, bütün bu gelişmelere yön vermiş, üstelik çok geniş bir coğrafî mekân içinde yine asırlarca dil, din, ırk, kültür bakımından birbirinden farklı birçok kavimleri idare etmiş yüce bir misyona sahip büyük ruhlu ulu bir milletin tekrar kendine dönmesi, öz varlığına yönelmesi, tarihî şahsiyetine kavuşmasına doğru giden o mukaddes yolun nirengi taşlarından biridir. Bu sayededir ki o, sanki âb-ı hayatı içen Hızır nesli misali, milletler denizinde boğulmadan ebediyete doğru akıp gidecektir. Bugün artık bir milyara yaklaşan bir dinin, İslâm Dininin kurucusu olan Ulu İnsan, Yüce Peygamber Hz. Muhammed’in birçok vesilelerle Türklerden bahsetmesi, o günün şartlan altında Orta-Doğu ve Türk faktörünü dile getirmesi, şüphesiz büyük Türk milleti için çok daha büyük bir mazhariyet ve şeref arz etmektedir.

Hz. Peygamber’in dilinde şahsiyet ve karakteri bu kadar net ve kesin hatlarla ifade edilmiş olan başka bir millet yoktur. Fakat şu da unutulmamalıdır ki, bu şeref ve mazhariyeti bize çok görmek isteyenler ve yüce milletimizi, Onun Türk-İslâm tarihinde ifa ettiği mukaddes misyonu kıskananlar vardır.

 

Yedi Kubbe Yayınları

Tel: (0535) 225 83 28