İbo’nun etinden sütünden!..

İbrahim Tatlıses, tuttuğunu altın eden bir gariban babasıdır.. Bu doğru, çalkantılı hayatı bir yana, sıradan insanlara büyük dostlukla yanaşır ve elinden gelen yardımı yapar..
Çok garibanı sevindirmiştir..
Trajik bir durum, ecelle pençeleşirken bile, etrafına inanılmaz katkılar saçıyor..
Şu andaki “rantiyeden” (!!) çırak çıkan sadece bir kişi var..
Tatlıses’i hayata döndüren Profesör Doktor İlhan Elmacı..
Müthiş bir iş yapan sayın Elmacı, tüm çabasını harcarken, matbuatın sorumsuz manşetlerinde “ABD’den gelecek doktor-cerrah” haberleri yer alıyor!. En hafifinden yazıktır, ayıptır, günahtır da neyse!.. Sağlık işi bu, fazla yoruma gelmez..
Devlet büyüğü Bülent Bey’in açıklamasını ilk dinlediğimde, “herhalde yanlış duydum!!” dedim..
Yoo!..
Öteki kanallarda da açıklama aynen benim duyduğum gibiydi ve şöyle deniyordu:
“Kendisini yoğun bakımda ziyaret ettim, uyuyordu. Uyandırılmamasını rica ettim. Doktorlardan bilgi aldım. Size verdikleri bilgileri teyit ettiler.”
Nasıl yani?!!
Devlet büyüğümüz Bülent Bey, İbo’nun odasına girmiş ve..
“..uyuyordu. Uyandırılmamasını rica ettim” diyor..
Ne demek bu?!! Bülent Bey, “De hadi bu kadar geldik, uyandırın da iki kelam edelim!!” diyebilir miydi yani?!!
Son derece ölçülü biçili konuşan, konuştu mu da oturtan Bülent Bey nasıl oldu da böyle taklaya geldi acaba?!!
Bunun izah tarzı şudur:
1- Bülent Bey, ne tür bir hastayı ziyaret ettiğini bilmiyor, hastanın vatandaş nezdindeki kredibilitesinin siyasete tahvili gereği ortadadır!.
2- Ak Parti’nin tepe noktası artık kendilerini iyice Kaf Dağı’nın tepesinde varsaymaktadırlar!! Komadaki hastaya “Bırakın uyusun bence mahzur yok!!” diye ihsanda bulunacak kadar!..
Hangisi?!. (Bu arada şuna da işaret edelim.. Bülent Bey’in bu gafını yansıtan gazete, konuyu büyük bir özenle sunuyor!! Böyle durumlarda siyasileri, parça pincik eden gazete, hiç yorum yapamıyor... Hangi gazete?.. Patronları uçurumdan aşağı bakan, kurtulmak için başına, İktidarın başına akredite gazeteci (!) getirilen gazete..)
İbrahim Tatlıses’in hastane kapısından, “seçim kapısına” taşan ikinci “süt ürünü” de Başbakan’ın “Bana mesaj atmıştı..” diye yaptığı açıklama...
Başbakan, matbuatı karşısına almış, cep telefonuna gelen mesajı okuyor..
“Partimizden aday olayım ya da olmayayım önemli değil. Ben ve etrafımdaki dostlarım sizin delikanlı tarafınızı seviyoruz. Böyle bir Başbakanımız hiç olmamıştı. Başarılarınız daim olsun. Saygılarımla İbrahim Tatlıses.”
Demek ki neymiş...
İbo ve arkadaşları “Başbakan’ın delikanlı tavrını” seviyorlarmış..
Başbakan da, cem-i cümleye bu hayranlığı ilan ediyor.. Ahali seçimlere giderken “delikanlının hasını birinci ağızdan tanısın” diye..
Hani burada mesaj atan komada olmasa söylenecek başka söz çoktur aslında!.. “Bu İbo, 2002’de size en muarız siyasinin kurmayı olmaya adaydı da nasıl oldu da böyle titreyip kendine döndü?!! Dahası mesaj da, adaylığa niyetli bir aklın ‘partimiz’ diye başlayıp zekice bir yağdanlık tavrı vardır” gibisinden ama şimdi demeyelim..
Diyeceğimiz, “cebe gelen özel mesajın” açıklanmasını acaba o komadaki kişi ister miydi?!!
Bu konu ile ilgili bir de “cemaat” durumlarına bakalım...
“Hastane önü” bir nevi “izdivaç programlarına!!” döndü.?? Nasıl ki, oralara da “ekranda görünme rahatsızlığı!!” olanlar da gidiyorsa; Tatlıses’in yattığı hastane kapısına koşanların çoğunun da durumu aynı!..
Parlak günlerini arayan eski yıldızların ışığı yeniden bulma umuduyla kendilerini kameraların önüne fırlatıp, “Daha dün konuştuk, ortak bir albüm projemiz vardı!.. Bana ‘Abi bu iş sensiz olmaz’ dedi” diye açıklama yarışındaydılar.. (Oysa İbo, ondan elindeki dükkanı, çiğ köfte bayii yapmak için istemiş...)
İbo’nun bereketinden en çok yararlananların başında da hastanenin otopark değnekçileri var.. Park ücretlerini ikiye katlamışlar.. Elli kağıt bile alanlar varmış!..

Yazarın Diğer Yazıları