İçimden geldi...

Fırat'ın suyu kurumasın diye Fırat'ın kanıyla sulanan bir vatanın şiir burcunda dikili bayrağını, Arif Nihat Asya'yı dalgalandırmak isteyenler vardır belki bugünlerde yüreklerinde...

Vesile olalım:

"Şu mavi dağların uzaklarında

Bir akarsuyun adıdır "Fırat"

Ve sevdiğim çocuğun dudaklarında

Sevdiğim bir türkünün adı...

(...)

Günler, geceler ötesi;

Gelirse beklediğim

Masal gecesi;

Şu fani dünyada her murad olsun

Ve senden doğacak kızımın

Adı "Fırat" olsun..."

******

Kula kulluk

----

Önceki gün, Sağlık Bakanlığı kadrolarından birkaç örnek verip "Liyakat mı? Sadakat mı?" diye sormuştum ya, cevap bir kaymakam adayından geldi:

"2015 Mart ayında, kaymakamlık açık uçlu sınavını 87,6 puanla kazandım. Aynı yıl Temmuz ayında mülakata girdim. 58 puan verip haksız yere elediler. Mülakatın ilanı için dava açtım. Bir yıl iki ay sonra talebim reddedildi. Şimdi Danıştay'a temyize gittim.

Aradıkları liyakat da değil, sadakat da değil; kula kulluk!"

*****

Twitter tuzağı

-----

Dün birçok twitter kullanıcısı gibi ben de karşı karşıya kaldım bu tuzakla;

Twitter resmi hesabı izlenimi veren bir adresten "Üzgünüz hesabınız kilitlendi. Size özel oluşturulan bağlantıdan hesabınızı doğrulayınız" uyası eşliğinde bir link geliyor özel mesaj kutunuza.

Tıklarsanız -virüsü kaptınız yahut hesabınızı "kötü niyetli kişiler"e kaptırdınız demektir- geçmiş olsun!

Tıklamayın...

*****

Nasıl inanalım?

------

Farklı mecralarda yazıldı çizildi aslında ama TBMM bünyesinde "15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ faaliyetleri"ni araştırmak üzere kurulan komisyon resmen çalışmaya başlamadığına göre tekrarda fayda var, belki geri adım atarlar...

***

Yıllarca neredeyse her gece bir televizyon kanalında Silivri kumpasının nasıl da ileri bir demokrasi hamlesi olduğunu anlattı. Yargısız infaz, haysiyet cellatlığı; zulümhanelere atılan mağdurlar da, dışarıdaki yalnız ve çaresiz bırakılmış yakınları da onu böyle tanıdı...

Şimdi o kumpasın da faili olan "FETÖ"nün "suçları""millet adına" tespitle de -kötü bir şaka gibi- o görevlendirildi;

AKP'li Reşat Petek'ten söz ediyorum...

Öyle 2006'lar, 2007'ler değil daha 2013'te yani "kumpas" millî vicdanda tescillendiği tarihlerde bile hâlâ "Bazı medya organlarında bir süreden beri 'F tipi' tabirini görüyorduk. Dillerindeki baklanın planlı bir şekilde piyasaya sürüldüğü şimdi anlaşılıyor. Millet olarak çok daha uyanık olmak zorundayız" diyordu Petek.

Ona göre AKP güçlenmesin diye "cemaatle arasını bozuyorlar"dı; ne fenaydı!

***

Dedim ya, olur da binlerce kumpas mağduru ve milyonlarca vatandaşın aklıyla alay etmek olarak algılanmaya çok müsait bu karardan geri adım atarlar umuduyla, bir kere de biz soralım:

Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığıyla direkt ilgili böylesine kritik bir görevi  "Hakkında açılan tüm davalardan, Sayın Fethullah Gülen Hocaefendi'nin beraat etmesine ve bu beraat kararının kesinleşmesine rağmen, Ergenekon yapılanmasının parlamentodaki uzantıları tarafından 'çete' diye hakkında Meclis kürsüsünden konuşma yapanlar oldu" diyerek safını, değilse bile meseleleri okuyabilme kabiliyetinin hangi seviyede olduğunu ortaya koymuş birine emanet ettikten sonra, "FETÖ'yle mücadele"deki, "arınma"daki, "milletin bütün unsurlarıyla bütünleşme"deki samimiyetinize nasıl inanalım?

Bir de üzerine, Mustafa Elitaş'ın Kayseri Adliyesi'ni ziyaretiyle eş zamanlı serbest bırakma iddiaları tüy dikmişken güvensizliğimize!

*****

Son dileğin?

Ölmek!

----

Mbah Gotho... Endonezya'da yaşıyor. 10 kardeşinin ölümünü görmüş; 4 eşinin, 1 çocuğunun... 145 yaşında; o hâlâ hayatta.

Independent'ın haberine göre ne istediği sorulmuş "bütün zamanların en çok yaşayan insanı" rekoruna koşan adama, "ölmek" demiş!

'Tek isteğim ölmek!'

"Çok da şey yapmamak lazım" yani; çınarlarla da yarışsan dünya fani...

*****

Sanal zenginlik

-----

İşi bilenler ciddi bir finansal baskı ve ekonomik krizin pusuda olduğunu söylerken iktidarın toplumu buna hazırlamak yerine "bakın biz ne kadar zenginiz" iklimi oluşturma gayreti garip değil mi? Bu har vurup harman savurma moduna kanan toplum olası bir krizi hazırlıksız yakalandığında patlayacak öfke, hayal kırıklığına bağlı olarak çok daha şiddetli olmaz mı?

*****

Gezi ve doğa dergilerinden rica ediyorum "henüz keşfedilmedi, cennet gibi" başlıklar atıp da bizi toptan bir yeryüzü cehennemine mahkûm etmeyin... Oraları da keşfetmeyiversinler efendim!

Yazarın Diğer Yazıları