Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Enes İSLAMOĞULLARI

Enes İSLAMOĞULLARI

İçimizdeki düşman…

Örgüt, devletin kendisine yönelik operasyon yapmamasını istismar etmiş. Silahlı güçlerini, neredeyse bölgede legal güçler hâline dönüştürmüş. Pervâsızca, şımarıkça bütün alana yayılmaya başlamışlar. Bu durum onların hükümetlerinin de bir zâfiyeti olarak algılanabilirmiş. Ama örgütün silahlı güçlerini ülke dışına çıkarması gerekiyormuş. Çeşitli gerekçelerle buna yanaşmamışlar. Bölgede kurdukları hâkimiyet hoşlarına gitmiş. Hatta silahlı varlıklarını daha da tahkim etmişler. Çadır kurma, bahar şenliği, ağaç dikme ilââhir... Baktığınızda bölgenin her tarafında bunları yaptıklarını görürmüşsünüz..

Devlet  2.5 yıldır operasyon yapmamış. Devletin operasyon yapmadığı dönemde örgüt her tarafa yığınak yapmış,  her tarafa terör estirmiş, insanları kaçırmış, adam öldürmüş, kaç tane korucu öldürülmüş biliyormuş musunuz? Sadece çözüm süreci  başladığından bu yana 20 tane köy korucusu öldürülmüş…

Çözüm süreci konusunda son bir iki yıllık gelinen noktada eşkıya dağdan şehre inmiş. Ve çözüm süreci adına da hükümet olarak "aman" diye alttan alınmış. Onun kanaati buymuş. Ve buradan da zılgıt yemiş hükümet…

PKK 'Çözüm Süreci'ni yeniden güçlenmek, silahlanmak, serhildan için fırsat kollamak, devrimci halk ayaklanması için uygun ortamı bulmak amacıyla sinsi bir biçimde kullanmış...

PKK bu süreci tamamen ileriye bir hazırlık olarak düşünmüş…

Onları aldatmış kabul edebilirmişiz, ama onlar kendileri aldanmamış… Her şeyden haberleri varmış...

'Çözüm Süreci'ni bunlar âdeta Güneydoğu'da, kısmen Doğu'da kendileri için silah stoklama süreci olarak değerlendirmişler… Çok ciddi bir silah stoklaması yapmışlar...

Kim söylüyor bunları? 'Çözüm süreci'nin baş mimarı ve onun yancıları...

Peki ama bu bildiklerinizi neden daha evvel söylemediniz?

Görüp de söylemeyince siz de suça ortak olmadınız mı?

En azından onlarca vatan evlâdı hâlâ yaşıyor olurdu, onlarca eve ateş düşmemiş olurdu?

Yoksa siz onlara, yoksa siz düşmana mı yardım mı ettiniz?

Yoksa biz düşmanı dağda aramakla, dağda görmekle büyük bir hata mı yapıyoruz?

Yoksa 'bu ülke' dağdan içeriye değil de Ankara'dan dağlarımıza  doğru mu işgâl ediliyor?

Yoksa Ortadoğu'da kıpırdayan yapraktan haberiniz olduğunu söylerken siz, bizim dağlarımızda olanları bizzat gördünüz ve müsaade mi ettiniz ve hatta yardım mı ettiniz?

Sâhi kimsiniz siz?

Yazarın Diğer Yazıları