'İdam cinayetleri önler'

'İdam cinayetleri önler'
'İdam cinayetleri önler'

Yeni Anayasa ile idam cezasının geri gelmesini isteyen E. Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, kasten adam öldürmelerin bu sayede azalac

Yeni Anayasa ile idam cezasının geri gelmesini isteyen E. Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, kasten adam öldürmelerin bu sayede azalacağını savundu. Tanrıverdi, kürtajın da kasten adam öldürmekle aynı değerde olduğunu belirtti.

“İdam cinayetleri önler”
Yeni Anayasa ile idam cezasının geri gelmesini isteyen E.Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, kasten adam öldürmelerin bu sayede azalacağını savundu. Tanrıverdi, kürtajın da kasten adam öldürmekle aynı olduğunu belirterek, kürtaj yaptıranın idamla cezalandırılmasını ama bunun Öcalan için geçerli olamayacağını söyledi.

Duayen gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun Karadeniz TV’de (KRT) canlı olarak yayınlanan Ceviz Kabuğu programının bu haftaki konukları 12 Eylül’de ordu içindeki hesaplaşmanın asker mağdurları idi. Kısa adı ADAM-DER olan “Askeri Darbelerin Asker Mağdurları” Kurucu Genel Başkanı Emekli Üsteğmen Rahmi Yıldırım ile gazeteci ve derneğin Onur Kurulu Üyesi Mustafa Demirkanlı’nın stüdyo konuğu olduğu programa, Eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Sağlık Daire Başkanı ve kısa adı ASDER olan “Adaleti Savunanlar Derneği” Onursal Başkanı Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi de telefonla katıldı.  


Hulki Cevizoğlu: Bugüne kadar kamuoyunda ordudan atılan asker dendiği zaman YAŞ kararları ile atılanlar, “namaz kılıyor, eşinin başı kapalı diye atılanlar” geliyor akla. Niye bugüne kadar sadece onlar mağdur gösterildi? Siz neden konuşmadınız?
Mustafa Demirkanlı: Biz mağdur olarak görmüyoruz kendimizi. Bizim bir felsefemiz vardı. Atıldık... Mağdur olduk değil, yenildik diyoruz. Mağdurlar derneği değiliz zaten adımız muhalif...
Hulki Cevizoğlu:  27 Mayıs’ta bir binbaşı nasıl oluyor da tankı çıkarabiliyor. Darbe yaparlarken paşaları nasıl saf dışı bırakabiliyor? Üst komutanlar alttakilerin ne yaptığını göremiyor mu? Nasıl oluyor da bir binbaşı tanka, uçağa hükmedebiliyor. Bunlara yurt dışından yardım eden büyük ve gizli bir güç mü var? 
Rahmi Yıldırım: Hiyerarşi dışı örgütlenmenin gücü bu. Hiyerarşinin gücünü aşabilir bu bazen. Bu her zaman vardır. Hiyerarşi dışı örgütlenme her zaman var. Ancak bu, Latin Amerika ülkelerindeki gibi sabah erken kalkanın darbe yapabileceği disiplinsiz bir ordu değil. En az dört yıldızlı bir komutandan emir almadan hareket etmemişler. Bu tip işlerin içinde olmadığımız içinde olmadığımız için çok da fazla bilmiyoruz.
Hulki Cevizoğlu:  Şimdi telefon hattımızda Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi var.
Adnan Tanrıverdi: Darbelerin başında gelen 27 Mayıs 1960 darbesidir. Özellikle sizin sorunuza cevap vermek isterim. Alt kademeden askerlerin bu darbeyi nasıl yapabildiği ile ilgili sorunuza. Birinci faktör, kendilerini devletin sahibi olarak görmesidir. Ve siyasi iradenin bünyesine girmemesinden dolayı alt kademede bir örgütlenme olmuştur. Siyasi iradenin baskısı altına girmeyi kendine yedirememiş olmasından kaynaklanıyor. Bunu yapanlar esas itibariyle Kara Harp Okulu.
Bana göre Alparslan Türkeş, radyoevindeki kişiler tarafından bile enterne edilseydi bu darbe olmazdı. Bu kadar basitti. 27 Mayıs, millete baskın halinde olmuş bir ihtilal. Bundan sonrakiler cuntacılar tarafından yapıldı. 60’dan sonraki darbeler emir komuta sistemi içinde ama cunta tarafından yapılmıştır. Her darbede Silahlı Kuvvetler siyasi iktidara devrederken yönetimi en tepeden aşağıya bir kadrolaşma yapıyor. Kendilerine bir tepki olmasın diye sonrasında. Bu nedenle her darbe birbirinin devamı... Darbeye taraftar olmayanlar 60’dan sonra pasifize edildiğinden bu düşünce, darbe düşüncesi, silahlı kuvvetlerde yerleşti.
Hulki Cevizoğlu:  Yeni Anayasa’da idamın geri gelmesin istiyorsunuz?
Adnan Tanrıverdi: Yaşam hakkının önceliği var. Kasten adam öldürmeyi engelleyecek bir ceza olmazsa adam öldürmeyi teşvik etmiş oluruz. Bu kasten adam öldürme eylemlerini kaldıracaktır.
Hulki Cevizoğlu:  Öcalan’ın idamının onaylandığı dönemde “idam cezası kalkmalı çünkü caydırıcılığı kalkmıştır” deniyordu. Şimdi siz bunun tam tersini söylüyorsunuz. Geriye işlemeli mi bu idam cezası gelirse?
Adnan Tanrıverdi: Yok geriye işlemez herhalde. Bundan sonrası için geçerli olur. Öcalan için idam kaldırıldı gibi bir düşünce olabilir ama zararın nereden dönsek kardır.
Rahmi Yıldırım: İdam bir ceza değildir. Yaşam hakkının ortadan kaldırılmasıdır. Sosyoloji ve kriminoloji bilgileri caydırıcı olmadığını da ortaya koyuyor.
Mustafa Demirkanlı: İnsan hayatını alarak hiçbir şeyin caydırılmadığı çok ortada. Bu bir ceza
değil.
Hulki Cevizoğlu:  Şimdi kürtajın da cinayet olduğu söyleniyor. Size göre bu mantıkla kürtaj da idam gelmeli mi?
Adnan Tanrıverdi: Evet gelmeli. İdam olursa zaten kürtaj olmaz. Kasten adam öldürmüş demektir. Dolayısı ile onun da idam cezası ile yargılanması gerekir.
Hulki Cevizoğlu:  Sizin başınıza bu olaylar, tasfiyeler; kendi deyiminizle yenilgiler gelmeseydi solcu subaylar olarak darbe mi yapacaktınız? Sizden neden korkuldu? Mustafa Demirkanlı: Biz siyasetle ilgileniyorduk o yüzden yaşadık bunları. Sosyalisttik ve siyasetle elbette ki ilgileniyorduk.
Hulki Cevizoğlu:  Askerin sağcısı solcusu olmalı mı, olur mu?
Mustafa Demirkanlı: Elbette olmalı biz de bu memleketin çocuklarıyız. İlgilenmeliyiz böyle
şeylerle.
Hulki Cevizoğlu:  Disiplini bozmaz mı bu? Başka ordular da var mı böyle bir şey?
Mustafa Demirkanlı: Sicil notum 200 üzerinden 195’ti atıldığımda.
Rahmi Yıldırım:Dahası notumuz iyi olduğunda “Sen kendini saklamak için iyi notlusun” diye de işkence ediyorlardı. Biz şu şekilde solcuyduk hizmette. Biz astlarımıza baskı uygulamıyorduk
mesela. 
Hulki Cevizoğlu:  Bugün Silivri’de yargılanan askerler de mağdur mudur size göre?
Rahmi Yıldırım:Mağdur olup olmadıkları yargı sonuncunda belli olacak.
Mustafa Demirkanlı: Cezaevindeki yargılanma koşulları nedeniyle kesinlikle mağdurdurlar. Birileri tasfiye ediliyor bu süreçte ve mağduriyet var.
Hulki Cevizoğlu:  Telefonda bir başka mağdur izleyicimiz Sinan Subatan var.
Sinan Subatan: Ben Ordu’dan borçlandığım ve bu borçlara gelen icralar yüzünden atıldım.   Uçak teknisyeniydim ama şu anda tavuk kümesi monte ediyorum. Kendimce bir teselli yapıyorum ve diyorum ki; “Uçakta da kanat var, tavukda da.” 17 yıl boyunca emek verdim ben bu orduya. İki sene boyunca çocuklarımı göremedim. Bunun hakkı bu olmamalıydı.
Rahmi Yıldırım: Mahkeme kararı olmadan sicil amirlerinin kararı ile kimse mesleğinden men edilmemeli.