İdam edilen ülkücüler AKP’liymiş!!
Yazıya sonundan başlayalım..!
Şu “mukaddes” satırlarla..
“Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa’lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah’a inananlarındır...”
Onun son sözü-kelimeleridir..
Kimin?.. Rahmetli Mustafa Pehlivanoğlu’nun.. Hani şu “12 Eylül Celladı”nın, “Bir de milliyetçi asmamız lazımdı!..” diye eli titremeden ipe gönderdiği yiğit kişinin..
Hani, “ağlamıştı ya mektubunu okurken BOP Sultanı”, o mektubun sahibi Pehlivanoğlu’nun satırlarıdır bunlar..
Ne diyor?.. “Mustafa’lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar...”
Mustafa’yı “öldürdüler...” Kim?.. “12 Eylül...” Mustafa’nın kutsal yemini olan “Milliyetçilik yaşar”ı da şimdi öldürmeye çalışıyor..!
Kim?.. Mustafa’nın mektubuna ağlayan (!) 12 Eylül+28 Şubat ürünü..!
Neden ağlıyor?.. 12 Eylül 2010’da kafasına göre sonuç çıksın da koltuğu kurtarsın diye!..
Yeni “12 Eylülcü”, eski 12 Eylülcünün ipine sarılmış, yağmanın talanın, cumhuriyet, milliyetçiliği dinamitlemenin hesabının sorulmasının önünü tıkamaya çalışıyor!!
Nasıl?.. Cumhuriyete kendisini adamış, milliyetçilik için seve seve idama gitmiş bir kahramanın hatırası üzerinde rol keserek!..
Ama..! Mustafa’nın “..milliyetçilik yaşar...” sözlerini atlayarak(!) hıçkırıklarını milliyetçilere yutturacağına inanan bir tavırla..
Olur mu bu?!! Olacağına inanıyor!!. Nasıl?!. Bozacının şıracıları ile!.. Yani?.. Devşirilmiş milliyetçi(!)ler hazır kıta halindedirler.. Cemaat ekranlarında, iş başında kampanya yürütüyorlar!.. Hepsi duygusal(!) ve de hevesli!.. “Biz hapiste işkencelerden geçtik, 12 Eylül’den hesap sorulmalı” makamındalar...
Ne tuhaf!.. “12 Eylülde işkencelerden geçen” yiğit insanları biliyoruz, ağızlarını bile açmıyorlar.. Affedin, açıyorlar ve “Tayyip yasasına hayır” diyorlar.. Beri tarafta, “senaryocular-dönmeler” daha düne kadar o yıllarda ülkücülerin eteğine bulaşmış olanlar eski kimliklerini inkar içerisinde, yeni liberal muhafazakar(!)lar olarak zenginler -kısa yoldan köşe dönenler- dünyasındaki yerini almış olan cemaat kapı kulları, birden bire ortalığa “ülkücü(!)” olarak dökülüverdiler..!
Ekranlarda, “Evet” seferberliğinde onları pek sağlıklı, zengin ve mutlu olarak görüp keyiflenmemek(!) elde değil..
Bakınız..! 12 Eylül Cuntasının idama gönderdiği Ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu ile, solcu Erdal Eren’in aileleri...
12 Eylül 2010 günü “Hayır” diyeceklerini söylüyorlar...
MHP-CHP-DP muhalefet de “hayır” diyor.. İktidaraç “uydu” olmamış STK’lar da.. Neden?!.. Çünkü biliyorlar... “12 Eylül 2010” da, “12 Eylül 1980 ve cunta anayasasının” hesabı sorulmak için sandığa gidilmiyor...
Milleti, milli hazineyi kuşatan bir kulüpleşmenin köşe başını tutmanın devamını sağlamak çabası vardır.. Su başlarına sahiplenmenin, millete kendi prangasını vurdurmanın adımları atılmaktadır..
Ağlıyordu ya!.. Mustafa’nın satırlarına ağlamıyordu aslında.. “Evet” çıkmazsa başına gelecekleri biliyor da!..
O yüzden, her kaynaktan su içmek zorunda!.. Ağlamaktan sesi kısıldı, hıçkırığı onu kilitledi!.. Yoksa hızını alamayıp “Bu Milliyetçi kardeşim aslında A-Ka-Pe’liydi de ondan ipe gitti” diyecekti!..
Yersen!!. İşin hoş tarafı, bunların müritleri de, kapı kapı dolaşıp “gözyaşlarını” millete kakalamaya çalışıyorlar!..
Büyük bir inançla!..
Mecburlar, artık Jeep’le geziyor ağalar... Jeep’ten inmek çok zordur, cehennemi göze alırlar Jeep’ten, ihaleden vazgeçmezler!!