İftar karşılığı siyasi dayatma

İftar karşılığı siyasi dayatma
İftar karşılığı siyasi dayatma

Dinsel konularda derin bilgi sahibi değiliz. Ancak bu ülkenin insanı olarak en azından İslamiyeti, Müslümanlığı, orucu, namazı, iftarı, günahı, sevabı biliyoruz. Dinsel sömürüyü daha da iyi biliyoruz.

Her akşam TV'lerde iftarları izliyoruz. Siyasetin büyükleri iftar yemeklerinde vatandaş oruç açarken siyasi konuşma yapıyor. Örneğin başkanlık sistemini anlatıyor. Muhalefete çatıyor. Vatandaşları birbirine düşürecek konulara giriyor. Dinen böyle bir şey caiz olabilir mi? Orucunu bozmakta olan vatandaşın ihtiyacı olan şey siyasi konuşma mıdır? Vatandaşa verilen iftarlık karşılığında onun beynini ütülemek, zorla siyaset dayatmak hangi ülkede var?

Melih Aşık Milliyet

 

*

 

Avrupa'dan ahlaksız teklif

(...) Geçenlerde Başbakan, 'vizesiz Avrupa'nın başka bahara kaldığını anlatırken şöyle demişti: 'Avrupa Birliği'nden terör konusunda akla ziyan bir talep geldi. Avrupa Birliği şunu bilmelidir ki; bizim için bağımsızlık ve toprak bütünlüğünden önemli bir şey yok.'

Bu sözlerin peşine katılan olmadı..

(...)

Hükümet Sözcüsü'nün basın toplantısında korkunç gerçek ortaya çıktı..

Hükümet Sözcüsü ya ağzından kaçırdı..

Ya bilerek açıkladı..

AB, Ankara'dan 'terörle mücadeleyi durdurmamızı' istemiş!..

Evet evet..

Hükümet Sözcüsü'nün ifadesine göre, AB 'Şu terörle mücadeleden vazgeçin' demiş..

*

Vizesiz Avrupa karşılığında istenene bakın, teklif edilene bakın..

Bu nasıl istektir?

Bu ne cürettir!

Yani Ankara, Güneydoğu'yu, şehirleri, ilçeleri, köyleri, dağları, bayırları PKK'ya mı bıraksın?

AB'nin istediği bu mu?

(...)

AB, PKK ile mücadeleyi bırakın diye baskı yaptıysa.. Vize için şart koştuysa...

Ankara, neden ağızlarının payını vermedi?

Neden eyy Avrupa çekmedi?

Neden gümbür gümbür bağırmadı?

Neden mesele etmedi?

Neden?

*

Basın toplantısında bir sorunun arasına sıkıştırılacak mesele mi bu?

Mehmet Tezkan Milliyet

 

 

*

TRT Trakya'yı Türkiye haritasından çıkardı!

Seçimlerde iktidara oy verilmezse olacağı budur!

Akif Kökçe Milliyet (Açık Pencere)

 

*

 

İsrail'le bir şey değişmemişti ki

Bu iktidar her konuda rahatlıkla gerçekleri saptırmayı başarabiliyor.

Hatta öyle ki bu başarısı kamuoyunun AKP'li kesiminde "kahramanlık, dik duruş, dünyaya ayar verme" gibi bile algılanabiliyor.

İsrail'le ilişkilerimizde de aynen böyle olmuştu.

Sarayın iri sözlerle İsrail'e saldırması bu kesimde çok etkili olmuş Erdoğan bu sayede "Yüzyılın lideri" gibi saçma bir sıfatla bile anılır hale gelmişti.

(...)

Erdoğan yarın Netanyahu ile kucaklaşıp öpüşse bu kitle dünyanın en mutlu insanları olacaktır bilesiniz.

Ancak her nedense bu kişiler İsrail'le ile yaşadığımız kriz sırasında neler olup bittiğini hem bilmez hem de merak etmez.

İsrail'e en ağır lafların edildiği dönemde ticaretin 2 milyardan 6 milyara nasıl çıktığını düşünmezler bile.

İsrail'e yapılan deniz taşımacılığında en tepe isimlerin oğullarının sahibi olduğu gemilerin kullanıldığını başkasına bu izinlerin verilmediğini de bilmezler.

Askeri ilişkilerin azaldığını, İsrail jetlerinin Konya'yı kullanamadığını bir kahramanlık hikâyesi gibi dinlerler ama asıl ilişkilerin hiç bitmediğinden haberleri bile yoktur.

Can Ataklı Korkusuz

 

 

*

 

Direneceksin...

Kişiliğini koruyarak direneceksin...

Haysiyetini koruyarak direneceksin...

Namusunu koruyarak direneceksin...

Dürüstlüğünü koruyarak direneceksin...

Emre Kongar Cumhuriyet

 

 

*

 

İnsafın kurusun be adam!

Adam bir vakitler AKP için zehir zemberek konuşuyor "Harun gibi geldiler, Karun gibi oldular!" diyordu.

"Karun" din kitaplarında adı geçen, olağanüstü zenginliğiyle ünlü kişidir.

Şimdi aynı adam "Bugün Türkiye'de böyle bir iktidar varsa bu, milletin vicdanının doğru işlemiş olması, Allah'ın yardımının sonucudur" diyor.

Güney Kutbu ile Kuzey Kutbu kadar birbirine ters iki ifade...

Kim bunları söyleyen adam?

Saadet Partisi ve HAS Parti'nin başarısız eski genel başkanı ve şimdiki Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş.

Ballı imkânları görünce AKP'ye kapağı atan Numan Kurtulmuş, şimdi "Karun gibi oldular" diye eleştirdiği insanların borusunu öttürüyor ve Atatürk dönemini din üzerinden karalamak için "Osmanlı'dan sonra Türkiye'de zulüm tarihi yaşandı, camilerimiz ahır oldu, yıkıldı, tahrip oldu" diyor.

İnsafın kurusun be adam! Senin de yetişmeni, okuyup profesör olmanı sağlayan Cumhuriyet idaresine bu kadar haksızlık olur mu? Söylesene hangi cami yıkılmış, tahrip edilmiş? Bu çirkin yalanlar sana hiç yakışmadı!

Rahmi Turan Sözcü