İklim ve turizme etkileri

Mayaların takvimine göre 2012 için, dünyanın sonunun geleceğine ilişkin çok uç yorumların yanında, iklimdeki büyük değişimlerin olacağı şeklinde mantıklı yorumların olduğunu da gözlemliyoruz. Mayaların bu kehanetlerde nasıl bulunduklarını anlamaya çalışmaktan ziyade, üzerinde durmamız gereken asıl konu, gerçekten de son yıllarda özellikle kutup bölgelerindeki buzulların hızlı bir şekilde erimeye başlaması ve buna bağlı olarak küresel iklim değişimlerinin konumuz olan “turizm sektörüne” nasıl etki edeceğini düşünmemiz gerekiyor.
Son yıllarda dünyanın değişik bölgelerinden gelen “felaket haberleri” aslında normalde çok uzun sürelerde etkisini göstermesi gereken küresel iklim değişimlerinin, çok yavaş olmadığını, tarihinde hiçbir felakete maruz kalmamış bölgelerde bile doğal felaketlerin artık olabildiğini, bunlara neden olanın ise buzullardaki hızlı erimenin olduğu konusunda bilim adamlarının hemfikir oldukları görülüyor.
Turizm sektöründe “pazarlanan ürünlerin alıcı bulabilmesinde en önemli etken olarak yine iklim şartları belirleyici”. Mesela güneşi aylarca göremeyen kuzey ülkelerinin insanlarının beynin pozitif olarak motivasyonunun sağlanması için gereken “güneş ışığının” bol olduğu ülkeleri tercih nedenlerinin başında iklim şartları geliyor. Yüzyıllardır insanlar üzerinde etkisini koruyan iklim şartları ve mevsimlerin içeriklerinde de gözle görülür değişimler yaşanıyor. Klasik anlamda turizmcilerin “yaz sezonu” olarak adlandırdıkları Mayıs - Kasım arası altı aylık iklim değerlerine bakıldığında, yaklaşık bir ay kadar ileriye kayma olduğu hissediliyor.
Yaklaşık on beş yıl öncesine kadar Eylül ayı ortalarında başlayan yağışların Kasım ayına sarktığını, dolayısı ile klasik turizm sezonu kavramında şimdiden tarihsel aralık anlamında büyük bir değişiklik olduğunu görüyoruz. Hizmet sektörünün en büyüğü olan turizm sektöründe, yukarıdaki gerekçelerde göz önünde bulundurularak “yaz sezonu” kavramı yeniden değerlendirilmeli ve Kasım ayını da içine alacak şekilde yeni bir uygulamaya geçilmelidir. Belki bir göremeyeceğiz ama, bu hızla giderse yüzyılın sonuna doğru mevsimlerin yerlerinde bile değişiklikler olacağı kesin gözüküyor.
Ürünlerinin pazarlanmasında en büyük belirleyicilerin “doğa ve iklim şartlarının” olduğu turizm sektöründe, sektör temsilcileri doğa ve iklimdeki değişimleri çok yakından takip etmek ve bu değişimlere göre de projeksiyonlar geliştirmek zorunda kalacaklardır. Moda tabiri ile “teknolojiyi takip edemeyen sisteme yenilir” sözünün yerini, “doğa ve iklim şartlarına göre hareket etmeyen turizmci kaybetmeye mahkumdur” sözü alacaktır.    
İklimsel değişimler ve bu değişimlere insanların alışması büyük zaman alacaktır, ama bu değişimlerin olacağını kabul ederek fikirler geliştirildiği takdirde çok büyük kayıplarla karşılaşılmayacaktır. İleri de insanların tatil talep tarih aralıkları da bu değişimlere göre şekillenecektir.
 “Doğanın aklının olmadığı, kanunlarının olduğu” insanlar tarafından göz ardı edilmediği sürece hiçbir doğal olay, doğal felaketle sonuçlanmayacaktır. Yine turizmcilerin en büyük önem vermeleri gereken konuların başında “doğaya saygı ve sevgi” ile yaklaşmaları gelmektedir. Ancak bu denklemle ileride hala pazarlayabilecekleri ellerinde ürünleri olabilsin.

Yazarın Diğer Yazıları